‘Para var, bütçe var, yapıyoruz’

YORUM | ADEM YAVUZ ARSLAN

Başlıktaki ifadeyi TBMM tutanaklarından aldım.

CHP’li Abdullatif Şener’in bütçe görüşmeleri sırasında AKP iktidarının Cumhuriyet tarihi boyunca yapılandan daha fazla cezaevi yapmasını gündeme getirmesi üzerine AKP Amasya Milletvekili Hasan Çilez, aynen başlıktaki ifadeyi kullanıyor:

“Para var, bütçe var, yapıyoruz”

Yani Erdoğan rejiminin her yıl onlarca cezaevi yapması tamamen keyfi. Bir başka ifadeyle politik bir tercihe dayanıyor.

2014’ten bu yana 180 yeni cezaevi yapan iktidar hızını alamayıp önümüzdeki yıllarda onlarca yeni cezaevi yapacak.

Yazıya bu hatırlatmayla başlıyorum çünkü birazdan anlatacağım sorunların temelinde bu tercihler yatıyor.

Gündem malum.

Tıp Fakültesi öğrencisi Enes Kara’nın intiharı sonrası toplum karpuz gibi ikiye ayrıldı.

İktidar yanlıları Enes Kara’nın trajik intiharının “dine saldırı” için istismar edildiğini iddia edip konunun esasını gözden kaçırmayı tercih ediyor. Onlara göre Enes Kara’nın intiharında çarpık anlayışların, sorunlu aile ve cemaat yapılarının etkisi yok(!).

Öbür mahalle ise tekmili birden “Tarikatlar kapatılsın, Cemaat yurtları kamulaştırılsın” kampanyası başlattı.

İktidar cephesi meselenin özünü görmezden gelirken, seküler-laik kesim de siyasi rant devşirme telaşında.

Onlara göre “Tüm cemaatler, tarikatlar kapatılmalı, yurtlar kamulaştırılmalı, devletten başka kimse yurt işletememeli

Yazılanlar, konuşulanlar ortada. Enes Kara iki gündür trend topic, yani sosyal medyanın en çok konuştuğu konu.

Maalesef herkes rant peşinde. Gelişmelere bakarak şunu rahatlıkla söyleyebiliriz: Erdoğan bu durumdan çok memnundur. Çünkü iktidardan kopan ancak henüz başka bir partiye gitmeyen dindar seçmen, son iki günde yaşanan tartışmalara bakıp yeniden AKP’ye dönebilir.

Çünkü Enes Kara’nın intiharı sonrası başlatılan kampanya endişeli muhafazakarların korkularını depreştirecek türden. Hal böyle olunca esaslı sorgulamalar yapması gereken cemaatler, vakıflar ve muhafazakar aileler şapkayı önlerine koyup muhasebe yapmıyorlar.

Madalyonun öbür yüzünde ‘tüm tarikatlar kapatılsın cemaat yurtları devletleştirilsin’ diyenler de meselenin esasını kaçırıyor.

Çok eleştirdikleri dindar-muhafazakar ailelerin yaptığı hatayı yapıyorlar.

Oysa ki tarikatlar ve cemaatler bu toplumun bir gerçeği. Yasaklayarak, üzerlerine devlet gücüyle giderek bugüne kadar bir yere varılamadı.

Yarın hepsine kilit vursanız da yine sorun çözülmüş olmayacak. Dahası söz konusu tarikatlar, cemaatler büyük bir açığı kapatıyor.

Siz devlet olarak yeteri kadar öğrenci yurdu yapmamışsınız, ihtiyacı gidermek isteyen cemaatleri sadece oy deposu olarak görmüşsünüz.

Oysa ki burada yapılması gereken şey basitti.

Devlet yeterli yurt yapacak, yapamıyorsa özel sektörün yapmasını teşvik edecek ve sonrasında düzenleyici gücünü kullanarak bu kurumların gerekli fiziki ve pedagojik yeterliliklerini sıkı bir şekilde denetleyecekti.

Ayrıca bu sorun, yani öğrencilerin barınma problemi yeni değil.

Benim üniversite yıllarımda bile bu sorun hayli can yakıcıydı. Ben devletin yurtlarında kaldım ve ne kadar kötü olduğunu yakinen bilirim. Dolayısıyla sorun sadece AKP iktidarıyla da sınırlı değil.

Açıkçası son iki günde şahit olduğumuz tartışmalar geleceğe dair umutlarımızı daha da köreltti. Ürkütücü bir tabloyla karşı karşıyayız. Bir üniversite öğrencisi trajik şekilde intihar etti. Meselenin enine boyuna masaya yatırılması gerek.

Ancak, maalesef her iki kesim de kendi mahallesinin duymak istediği şeyleri tekrar ederek saflarını sıklaştırmaya çalışıyor.

Hadi diyelim iktidarı biliyoruz.

Baktıkları her yeri dolar yeşili olarak görüp kene gibi ülkenin kaynaklarını sömürüyorlar. Onların tek derdi oy. O yüzden merdiven altı yurtlara, kayıt dışı yerlere göz yumdular.

Peki muhalefete, kendini solcu-liberal-ilerici olarak tanımlayanlara ne demeli? Enes Kara intihar eden ilk öğrenci mi?

Bugüne kadar onlarca KHK’lı intihar etti, hangi birisinin derdiyle dertlendiniz, ÇYDD ya da devlet yurtlarında intiharlar yaşandı hangisini sahiplendiniz?

Neden Türkiye’nin dört bir yanına öğrenci yurtları yapmadınız? Bunun için sahaya inip, hayırseverlerin kapısını çalmadınız, fedakarlık yapmadınız?

Hadi bunların hepsi bir yana, iktidar partisi dağa-taşa cezaevi dikerken siz neyin muhalefetini yaptınız?

“Cezaevi yerine öğrenci yurdu, okul yapın” dediniz de millet ardınızdan gelmedi mi? Para sorunu olmadığı ortada olduğuna göre iktidarı neden daha fazla öğrenci yurdu yapılması için sıkıştırmadınız?

Uzun lafın kısası: Enes Kara’nın trajik intiharından hareketle başlayan tartışmada ilk taşı günahsız olan atsın.

Umarım bu vesileyle herkes şapkasını önüne kor ve düşünür. Çünkü hiçbir güç, hiçbir makam bir gencin hayatından daha değerli değil.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin