Özel’den Bahçeli’ye 15 Temmuz tepkisi: ”CHP’lilerin yakasına döktüğü senin yediğinden fazladır”

Bolu Kartalkaya’da 78 kişinin can verdiği Grand Kartal Otel’de yaşanan yangın faciasıyla ilgili servis edilen yanlış belgelerle algı operasyonu yapılmak istendiğini söyleyen CHP Genel Başkanı Özgür, otelde inceleme yapan bilirkişilerin raporda değişiklik yapmadığı için görevden alındığına dikkat çekti. Bilirkişilerden Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan’ın sorumlu yazılmasının, bakanlığın sorumlular arasından çıkarılmasının, yangının hangi lokantadan çıktığının yazılmamasının istendiğini iddia eden Özel , yangının yaşandığı gün telefonunu açmadığını belirten Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’a da tepki gösterdi. Özel,  “Telefonlara çıkmayan bakan rapora korsan demeye kalktı. Yalan diyemiyor, korsan diyor. Yetkilendirilmemiş birisi korsan rapor olur. Öyle mi adalet bakanı? Al sana korsanlar!” dedi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin ”15 Temmuz’dan ders almayanlara sesleniyorum; yüreğiniz yetiyorsa çıkın sokağa da görelim. Ateşle oynama merakınız nüksettiyse deneyin de boyunuzun ölçüsünü alalım. CHP’nin 12 Eylül’de yarım kalan hesaplaşmaya dönük bir özlemi varsa kınında beklemekte yoğrulmuş kılıç gibi burada olduğumuzu hatırlatıyor ve haykırıyoruz.” şeklindeki tehdit dolu sözlerine cevap veren Özgür Özel, ”Bahçeli Ekrem başkanıma 4 sayfa yazmış. Bugün hakaretler… Ben onun söylediği her şeyi yırtıp atarım ama 2 sözüne cevap vereceğim. 15 Temmuz’dan ders almayanlara sesleniyormuş. 15 Temmuz akşamı hatta 16 Temmuz gecesi Bahçeli, ‘Halkın sokağa daveti Türk askeri ile muhtemel bir çatışma içine girmesi tehlike olarak karşımızda durmaktadır’ diye açıklama yaptı. Sayın Bahçeli ‘15 Temmuz akşamı sokaklarda dersinizi verdik’ diyorsunuz ya, kahraman CHP’lilerin yakasına döktüğü senin yediğinden fazladır. Sen mi sokakta hesap sordun!” ifadelerini kullandı.

CHP Grup toplantısı başlamadan önce Grand Kartal Otel’deki yangında hayatını kaybedenler için bir dakikalık saygı duruşunda bulunuldu. DEVA Partisi’nden istifa ederek CHP’ye katılan Manisa Milletvekili Selma Aliye Kavaf’a parti rozetini CHP Genel Başkanı Özgür Özel kürsüde taktı. Kavaf’ın CHP’ye katılımıyla TBMM’de CHP’nin milletvekili sayısı 131 oldu.

Partisinin grup toplantısında konuşan Özel’in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

“GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’ÜN PARTİSİ KARARLILIKLA YÜRÜYOR”

“Zor günlerdeyiz ağır şartlar altındayız. Acıların içinde her türlü kötülüğün muhatabı ve her an gelebilecek yeni kötü haberlerin arifesinde bu ülkenin direncini kırmak isteyenlere bizi susturmaya, sindirmeye millete diz çöktürmeye çalışanlara inat CHP Türkiye’nin birinci partisi. Bugün Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün partisi ki evimizin tapusunun kayıtlı olduğu baba evimizin sahibi Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün partisi yaptığımız çağrıya ses verenlerle yürüyüşümüze katılanlarla omuzumuza omuz verenlerle, kolumuza girenlerle birlikte kararlılıkla yürüyor. Birazdan o yürüyüşü, o yürüyüşün hedefini hep birlikte konuşacağız.

Bugün Ankara Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nden mezun, Hacettepe Üniversitesi’nde tarih alanında ve aynı alanda hem yüksek lisans hem doktora yapmış, yedi yıllık öğretmenlikten sonra bugün iktidarda olan partiye erdemliler hareketi döneminde davet edilmiş, katılmış Kadın Kolları kuruculuğunu yapmış, bakanlık görevleri yapmış ama esasında orada ne olduğunu gördükten sonra yollarını ayırmış, geçtiğimiz seçim döneminde memleketim Manisa’da partimizin listesinden ittifak ortağımız adına seçilmiş ve bugün memleketim Manisa’nın yıllara sari emeğiyle -burada örgütümüzün başkanı var- şu anda hayatta olan, olmayan tüm il başkanlarımızla bugünlere katkı koyan 2004 seçimlerinde yüzde 6 oy aldığımız Manisa’mıza 2024 seçimlerinde yüzde 60’la Manisa’nın birinci partisi yapan örgütümüzün bütün emekçilerine, partimizin bütün seçilmişlerine Manisa kabristanında partinin hiç iktidarını görmeden, hiç birinci parti olduğunu görmeden gözünü yummuş yatanlara hepsinin hatırasına selam olsun ki CHP’nin bundan sonra Manisa’da da Türkiye’de de kararlı yürüyüşü devam edecektir. CHP’nin şu anda Manisa’dan seçilmiş dördüncü milletvekili Selma Aliye Kavaf’ı kürsüye davet ediyorum.

Değerli milletvekillerimiz, değerli konuklar, hiç şüphe yok, biraz önce Sayın Grup Başkanvekilimizin ifade ettiği gibi yaşanan bütün sıkıntılara, yaşatılan baskılara, yargı tacizlerine karşı dimdik bir duruşu göstermek üzere geçen hafta bu saatlerde haydi başlıyoruz diyerek grup toplantımızı meclisin kapalı olduğu ve bütün baskıların, zulmün yaşandığı İstanbul’a taşıyarak bir yeni başlangıca hep birlikte motiveydik.

Ancak o sabah hepimiz yüreğimizi dağlayan ilk önce üç kayıp diye başlayan kısa süreyle 10’a çıkan oradaki arkadaşlarımızdan sayının 50’nin, 60’ın, 70’in üzerine çıktığını öğrendiğimiz bir süreçte biz ne partiye katılım düşünebilirdik, ne grup toplantısı yapmayı ne orada yeni bir başlangıcı anlatmayı. Hiç tereddüt etmeden toplantımızı iptal ettik.

Türkiye’nin dört bir yanından gelmiş 81 il başkanımızı toplantı salonundan il başkanlığımıza davet ettik. Grubumuzun grubumuzu uzmanlıklarına göre hızlı bir şekilde Kartalkaya’ya Bolu’ya yönlendirdik.

Resmen açıklanmasa da ailelere sahip çıkmak üzere İstanbul’da, Ankara’da, Bursa’da, Manisa’da olması gerekenleri ilgili yerlere yönlendirdik. Bizler de hızla hızla Bolu’ya doğru hareket ettik. Kartalkaya’ya doğru.

‘’6 SAAT ÖNCEDEN ÖLÜ SAYISINI BİLİYORLARMIŞ! AKP KONGREYİ BEKLEDİ’’

Rakamın 70’in üzerinde olduğunu biliyorduk ama bunu bilenlere dedik ki, yetkililer açıklasın, spekülasyon olmasın. Biz rakamı bildikten 6 saat 10 dakika sonra, ben İstanbul’da il başkanlığında bu ifadeleri kullandıktan saatler sonra gerçek rakamlar açıklandı. Neyi bekliyorlar diyorduk? Acaba neyi bekliyorlar? Bir yandan bir umut mu var? Acaba yanlış olabilir mi rakamlar? Acaba kaçtı mı canlar o sırada, onlara mı ulaşmaya çalışıyorlar?

O gecenin o vaktinde telefonunu alamadan oradan ayrılmış, acaba hayatını kaybetmemişler vardı onu mu bekliyoruz diye. Oysa ki, maalesef hep birlikte öğrendik ki rakam 78, 36’sı çocuk ve beklediğimiz bir partinin Ankara İl Kongresi. Beklediğimiz bir başka partinin sözcüsü olarak seçimlere giren en sert eleştirdiği partinin saflarına katılan birisinin rozet töreni.

Ve o an aslında hepimiz nasıl bir muhataplık içinde olduğumuzu, nasıl bir aklın nasıl bir vicdanın içinde olduğumuzu bir partinin kongresinin bir memleketin, bir ülkenin yasının öne geçebildiğini, önüne geçebildiğini kimimiz kızarak, söylenerek, kimimiz ağlayarak ama hepimizin içini yaralayarak öğrendik.

Ve bundan saatler sonra vardığım Kartalkaya’da, güneş batarken bir başka otelin içinde göz gözü görmezken bakanlara geçmiş olsun dedik, oturduk, bilgi aldık. Orada da söyledim, dışarıda da söyledim, yine söyleyeyim.

“BİR TELAŞLARI VARDI…”

Millet canıyla uğraşırken, canlarını emanet ettiği karne hediyesi diye götürdüğü evlatlarının bu kadar kalmış bedenlerini insanlar teslim almaya uğraşırken yasın, acının en büyüğü ve kokuların en kötüsü genizleri yakarken suçluluk telaşıyla bir bakanın çıkıp daha analar babalar ortalıkta koşuşurken yalandan, yalanla hedef göstermesi, polemikler yaratmasının doğru bulmadığımı acının, yasın başka bir şey, hesap sormanın başka bir gün olduğunu, o günün geleceğini kendisinden de bu hesabın sorulacağını ama günün o gün olmadığını orada da söyledik.

Bir telaş vardı. Ellerindeki karayı, kiri başkalarına bulaştırmaya, iftirayla hakaretle ellerini temizlemeye çalışanların bir telaşı vardı karşımızda.

”ALGI OPERASYONU YAPMAYA ÇALIŞANLAR BOLU BELEDİYESİ’Nİ ZAN ALTINDA BIRAKMAYA ÇALIŞTI”

Cumhuriyet Halk Partisi olarak biz sorumlular kim olursa olsun, hangi partiden olursa olsun, görevi, makamı, mevkii ne olursa olsun, kimin nesi olursa olsun hakkaniyetli, şeffaf bir soruşturma yürütülerek cezalandırılmasına taraftık, halen daha tarafız.

Meseleye başından beri böyle bakıyorduk, böyle bakmaya da devam edeceğiz. Ama bir yandan algı operasyonu yapmaya çalışanlar, yangından 36 saat sonra belediyemizi zan altında bırakmak için 2007 tarihli, AK Parti döneminde verilen bir belgeyi servis ettiler.

Ve yukarıda Bolu Belediyesi trolleriyle yangına dayanıklıdır, yangın tedbirleri alınmıştır olur raporunu veren Bolu Belediyesi diye kendi dönemlerinden, AK Parti Belediyesi’nin verdiği belgeyi bizim belediyemizi zan altında bırakmak için servis ettiler.

”HEPİMİZİN VERGİLERİYLE MAAŞLARINI ÖDEDİĞİMİZ ANADOLU AJANSI ALGI OPERASYONU YAPTI”

Bu rezillikleri ortaya çıkınca bu kez cepheden doğru haber versin diye Gazi’nin kurdurduğu Anadolu Ajansı’nı hepimizin maaşlarını vergileriyle ödediğimiz TRT’mizi alet ederek yangın, otelin dışında, otelle bağlantısı olmayan 70 metrekarelik kafeteryayı yangının çıktığı ve Bolu Belediyesi’nin ruhsat verdiği lokanta diye anlatarak, servis ederek yeni bir algı operasyonuna giriştiler.

”BU AYIBIN ALTINDA KALIRSINIZ”

Anadolu Ajansı’nı tekzip etmek, TRT’yi kanununa göre doğru bilgiyle bilgilendirmek, düzeltme istemek zorunda kaldık. Bize kapalı zarf içinde mahcup ifadelerle savunmalar yollayan genel müdürlere şunu söylüyorum: Dünyanın hiçbir yerinde kamu yayıncılığı bir siyasi partinin aparatına dönüştürülemez. Bu ayıbın altında kalırsınız, tekrarlamayın. Gerçek Bolu Belediyesi’nin geçen ay, bir ay önce dokuz kriterden sekizini tutturmayan otele uygunluk belgesi vermemesidir.

Gerçek 2007 yılında AK Partili belediyenin verdiği uygunluk belgesiyle 2019’a kadar kanunda yazmadığı, görevi olmadığı için AK Parti Belediyesi’nin 12 yıl o oteli denetlememiş olmasıdır.

Gerçek söz konusu alanın Milli Park olması, Milli Park alanına yangın söndürmeye bile gitmenin belediye tarafından izne tabi olması, oraya girişin bile yasak olması, söz konusu bölgenin turizm bölgesi olması, otele işyeri açma ve çalışma ruhsatını Bolu Valiliği’ne bağlı İl Özel İdaresi’nin otele turizm işletme belgesini Turizm ve Kültür Bakanlığı’nın vermesidir.

Bu iki belgeyle faaliyetine devam etmesidir. Ve bir sorun tespit edildiğinde otelin faaliyetini durduracak olanın da bizzat Turizm ve Kültür Bakanlığı olmasıdır. Bunların içinde yine de her seferinde söyledik. Varsa ihmali olan, eksiği olan, kanunen suçu olan diyemiyoruz ama açıkça düzenlenen her şeyi gözümüzün önünde görüyoruz.

”BİLİRKİŞİLERİN HAZIRLADIĞI RAPORU TESLİM ALMADILAR”

Yine de Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu ülkenin adaletine onların görevlendirdiği bilirkişilerin şahsi ve mesleki namuslarına, onurlarına güveneceğimizi söyledik. İşte 7 kişilik bir bilirkişi heyeti görevlendirildi. 2,5 gün gece gündüz çalıştılar. Ellerinde resmi görevlendirme belgesi, jandarma tutanağıyla otele girdiler, otelde çalıştılar. Jandarma’nın gözetiminde otelin güvenlik kayıtlarını incelediler. Yangının 4. kattan çıktığını, nasıl yayıldığını, eksiklikleri her şeyi not ettiler.

Artık gözaltı süreleri dolarken TRT’nin kameramanı otelin önünde anons çekti. Dedi ki: “Biraz önce bilir kişinin ön inceleme raporu tamamlandı. Bolu Başsavcılığı’na teslim edildi. Bilir kişinin görevi bitti. Gözaltındakiler de adliyeye sevk ediliyorlar.”

TRT canlı yayında bu anonsu geçti. TRT’nin bu bilgisini savcılıktan aldığı, TRT’nin bu bilgiyi bilirkişilerden aldığını resmi kaynaklardan aldığını bilmeyen yok. Ama bizlere telefonlar yağmaya başladı. Bilirkişilerden, yakınlarından dediler ki:

“Raporu hazırladık, götürdük teslim almıyorlar.” Diyorlar ki: “Üç değişiklik istiyorlar. Bir, belediyeyi yazmamışsınız, Bolu Belediye Başkanını ilave edin. İki, bakanlığı yazmışsınız, buradan bakanlığı çıkarın. Üç, yangının lokantadan çıktığını yazmışsınız, dördüncü kat diye belirtmeyin.” Yani hala lokantadan çıkan yangından dolayı Bolu Belediyesi sorumludur yazdıracak, dışarıda bağımsız 70 metrekarelik kafeteryanın yangın ruhsatını sanki otele verilmiş gibi gösterecek.

“Biz buna imza atmayız” dedik, o zaman “buna da imza atamazsınız” dediler. Dedim ki: “O raporu bana verin.” O raporu aldık ve o raporun ilgili sayfasını, ilgili sayfalarını O raporun ilgili sayfalarını sosyal medyadan paylaştım.

BAKAN SORULARA ‘BİLMEM’ CEVABINI VERDİ

Kültür ve Turizm Bakanı TV’de kendini aklamak için kendisine sorulara objektif sorulara ‘bilemem’ yanıtı verdi. İl Özel İdaresi’ne topu attı. İl Özel İdaresi Bakan’a cevap verdi.

NORMALDE BAKANI’NIN İSTİFA ETMESİ LAZIM ETMİYORSA ERDOĞAN’IN GÖREVDEN ALMASI LAZIM

Sayın Erdoğan hepimiz üzüldük ama siz yürütmenin başısınız. O otel cayır cayır yanıyorsa hala neyi bekliyorsunuz? Normalde istifa etmesi lazım. Ama etmiyor. Görevden almanız lazım. Ama siz yanınıza gelenlere ‘önümüzde kongre var kongreden sonra parti yönetimini de bakanları da değiştireceğim zaten bu yangının yükü partinin sırtına kalmasın’ diyormuşsunuz. Yazıklar olsun partinizin çıkarına.

”BİRİNCİ PARTİYDİK, ANKETLERDE HÂLÂ BİRİNCİ PARTİYİZ”

‘Sivas’ın ötesine geçemezsiniz’ diye dalga geçiriyordunuz. Ege Bölgesindeki 9 belediyenin 9’una da sahibiz. Biz böbürlenmedik. ‘Bizim başarımız kimsenin sefaleti olmayacak’ dedik. Yüzde 38 oy alan belediye başkanlarımızın bu pazar seçim olsa kazanma oranını yüzde 48 olarak ölçtük. Belediyelerimizden memnuniyet oranını yüzde 58 olarak ölçtük, Tayyip bey’in yaptırdığı şirket 61 olarak ölçmüş. Birinci partiydik, anketlerde hâlâ birinci partiyiz.

”NEREYE GÖTÜRSEK ADALETİ KATLETTİN DEYİP AKIN GÜRLEK’İ SİYASETE ÇAĞIRDILAR”

Akın Gürlek’e ‘seni nereye götürdüysek adaleti katlettin, aferin Akın’ deyip siyasete çağırdılar. Bakan yarımcısı yaptılar. Bir süre sonra İstanbul’da bir kötülük yapmak istediler. Onun kadar kötülük yapacak kimse olmadığı için Akın’ı oraya gönderdiler. 9 Ekim’de göreve başladı.  Akın Gürlek, kıdemli bilirkişisi Satılmış Büyükcanayakın’ı ifşa ettiği için Ekrem İmamoğlu için soruşturma açtı.

”TAMER KARADAĞLI’YA, YAVUZ BİNGÖL’E KİMSE HESAP SORMUYOR”

Meşhur sanatçılar, onların menajeri hakkında bir tartışma başlamış. ‘Sen 12 yıl önce Gezi’ye gittin’ diye Gezi soruşturması başlatmak kötücül aklın organize bir mesele olduğunun farkındayız. Gezi’ye gidenlerden hesap sorulmuyor. Gezi’ye gidenlerin bugünkü tavrı soruluyor. Tamer Karadağlı’ya, Yavuz Bingöl’e kimse hesap sormuyor. ‘Senin Gezi’cin terörist, benim Gezi’cim milli diyor.’ Size teslim olan sizden beter olsun.’’

BAHÇELİ’YE 15 TEMMUZ CEVABI

Bahçeli Ekrem başkanıma 4 sayfa yazmış. Bugün hakaretler… Ben onun söylediği her şeyi yırtıp atarım ama 2 sözüne cevap vereceğim. 15 Temmuz’dan ders almayanlara sesleniyormuş. 15 Temmuz akşamı hatta 16 Temmuz gecesi Bahçeli, ‘Halkın sokağa daveti Türk askeri ile muhtemel bir çatışma içine girmesi tehlike olarak karşımızda durmaktadır’ diye açıklama yaptı. Sayın Bahçeli ‘15 Temmuz akşamı sokaklarda dersinizi verdik’ diyorsunuz ya, kahraman CHP’lilerin yakasına döktüğü senin yediğinden fazladır. Sen mi sokakta hesap sordun!.

EKREM İMAMOĞLU’NUN İFADEYE ÇAĞRILMASI

Ekrem Başkan savcıyı ve ailesini tehdit etmek suçundan soruşturma açıldı. Biz bu söyleneni savcının ailesi üzerinden bir ülkede yaklaşan iktidar değişikliğinden sonrasına teminat diye anlatırken buradan bile kendine ailesini araçsallaştırarak, ailesini kullanarak Ankara’dan kendine verilen adalet katliamı giyotinlik görevini sürdüren buna kendi evlatlarını alet eden bir zihniyetle karşı karşıyayız.

Ve o konuşmadan dolayı Ekrem Başkan bu cuma günü ifadeye çağrıldı. Buradan ifade etmek isterim ki ifadeye çağrılan Ekrem İmamoğlu değildir. Demokrasi ve adalet isteyen herkes, eşitlik isteyen herkes, demokrasi isteyen herkes. Ekrem İmamoğlu ki partimizin üyesidir.

İfadeye çağrılan Cumhuriyet Halk Partililerin hepsidir. İfadeye çağrılan İstanbul’u bunlara karşı muhafaza edeceğim, İstanbul’un muhafızıyım diye yola çıkıp İstanbul İttifakından oy alan Ekrem İmamoğlu’dur. İfadeye çağrılan İstanbul İttifakıdır. İstanbul’daki sosyal demokratların yanında, muhafazakar demokratlar cuma günü ifadeye çağrılmıştır. Milliyetçi demokratlar cuma günü ifadeye çağrılmıştır.

Kürt demokratlar cuma günü ifadeye çağrılmıştır. İstanbul’un tüm demokratları cuma günü ifadeye çağrılmıştır. Ben cuma günü ifadeye çağrılan herkese yüreğinize sağlık, ayağınıza sağlık. ‘Gidin o ifadeyi verin’ diyorum. Haksızlıkların, adaletsizliklerin bir tek sebebi var. Artık 22 yıldır girdim ve yendim ezberi bozulmuştur. Artık gözlere uyku girmemekte, 31 Mart akşamı unutulmamakta, anketteki memnuniyet ve oradan yükselen umut dalgası birilerini fena halde korkutmaktadır.

Kimden korktuğunu, neden korktuğunu, onu kimin yenebileceğini o da bilmektedir, biz de bilmekteyiz. Bunun için Cumhuriyet Halk Partisi olarak kendinden olmayanı düşman hukuku uygulayan, siyasi rakiplerini yargı eliyle dizayn etmeye çalışan kötü ruha karşı, kötülüğe karşı, kötü akla karşı yoksullarla, işsizlerle, emekçilerle, emeklilerle bilhassa Türkiye’nin gelecekten ümidini kesmiş ama 31 Mart akşamı bir seçim daha beklemeye karar vermiş gençleriyle birlikte bu kötülüğe karşı yeni bir başlangıcı yapmanın zamanı gelmiştir. Bunun için tek tek takip ettiniz.”

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin