Gezi eylemleri davasının bir numaralı sanığı olarak tutuklu yargılanan Osman Kavala’nın eşi Prof. Dr. Ayşe Buğra yaşananlarla ilgili, “Eşim siyasi çekişme içinde malzeme olarak kullanıldı.” dedi.
Buğra eşinin tutukluluk durumuyla ilgili olarak, “Bana, ‘Her hafta Silivri’ye gidiyorsun, ne kadar zor olmalı’ diyorlar, ama bana orası kötü bir yer gibi gelmiyor, çünkü Osman’ı gördüğüm yer. Ben Silivri’yi kötü bir yer olarak hatırlamayacağım, Osman’ı gördüğüm yer diye hatırlayacağım” ifadesini kullandı.
HaberTürk’te Kübra Par’ın sorularını cevaplayan Buğra, “Tutuklamaların öncesinde bazı yayın organlarında Osman Kavala’ya yönelik birtakım karalama kampanyaları başladı. Kendisini ‘Türkiye’nin en karanlık adamı’ diye tanıtan yazılar bile oldu. Bunun neden yapıldığını analiz etmek çok zor. Ama birtakım siyasi çekişmelerin içinde eşimin bir malzeme olarak kullanıldığı düşünülebilir” ifadesini kullandı.
Prof. Dr. Ayşe Buğra
Son duruşmada Kavala’nın serbest kalacağına dair umutlarının olduğunu söyleyen Buğra, “Karardan sonra dışarı çıktığımda donmuş kalmış insan yüzleriyle karşılaştım. Bir sessiz film sahnesi gibiydi” diye konuştu.
‘Tutuklama öncesinde karalama kampanyası başladı’
Tutuklama öncesinde bazı yayın organlarında Kavala hakkında karalama kampanyası başlatıldığını söyleyen Buğra, “Kendisine ‘Türkiye’nin en karanlık adamı’ diyen bile oldu. Suç duyurularımız ifade özgürlüğü bağlamında reddedildi” dedi.
Kavala’yla ilgili ithamların bazılarının doğrudan doğruya itibarsızlaştırma, kişiliğe zarar verme niteliğindeki yayınlar olduğunu söyleyen Buğra şöyle devam etti: “Dosyada gizlilik olduğu süre içinde iddianameden bizim bile ulaşamadığımız bilgiler seçilip, bağlamından çıkarılıp kamuoyuna servis edildi.”
‘Gezi’yi finanse ettiğine dair kayıt, hesap hareketi yok’
Kavala’nın yönetim kurulunda olduğu Açık Toplum Vakfı ve kurucusu olduğu Anadolu Kültür arasındaki fon akışının, hangi projelere nasıl destek verildiğinin ve projelerin Gezi olaylarıyla ilgisinin olup olmadığının denetlenerek Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) raporu yayınlandığını vurgulayan Buğra, “Osman Kavala’nın Gezi’yi örgütlemiş ve finanse etmiş olması çok fantastik ve onur kırıcı bir düşünce” dedi.
Buğra, Kavala’nın Gezi’yi finanse ettiğine dair herhangi bir kayıt ya da hesap hareketi olmadığını vurgulayarak şunları söyledi: “Zaten iddianamede bununla ilgili hiçbir kanıt yok. Yalnızca poğaçalar, plastik masalar ve gaz maskeleriyle ilgili birtakım konuşmalar var.”
Kavala’nın ‘protestolar büyüsün’ diye yeme-içme ve gaz maskesi sağladığına dair iddiaları reddeden Buğra, “Gezi olayları pek çok akademik çalışmaya konu oldu. Konuyla ilgilendiğim için bu çalışmaların epeyce bir kısmını okudum. Bu çalışmaların hepsinde vurgulanan şey ‘hareketin kendiliğinden, örgütsüz olarak ortaya çıktığı’dır” dedi.
‘O harekete inananlara, gaz yiyenlere hakaret’
Gezi’ye katılanlara bakıldığı zaman, çok farklı sınıftan, kültürden, siyasi kimlikten insanın bir arada bulunduğu bir hareket olduğunun görüldüğünü söyleyen Buğra, “O harekete inananlara, hareketin içinde bulunanlara, yaralananlara, gaz yiyenlere hakaret. Onlara, ‘Siz bunu kendi iradenizle yapmadınız; biri sizi örgütledi’ diyorsunuz” ifadelerini kullandı.
Sırp aktivist grup Otpor’un lideri Marovic ile Kavala’nın görüştüğü iddiasını da reddeden Buğra şunları söyledi: “Osman’ın yurtdışına yaptığı tüm seyahatlerin hangi amaçla olduğu ve bu seyahatlerde nerelere gidildiği belgelendi, bu belgeler de mahkemede var. Böyle bir tanışıklık da yok. Gezi’nin hazırlık sürecinde etkisi olduğu iddia edilen Otpor’a mensup hiç kimseyi tanımıyor.”
‘Osman Kavala neden hala tutuklu?’ sorusunun cevabı hiç belli değil
Buğra, Kavala’ya polis sorgusunda sorulanların önemli bir kısmının iddianamede yer almadığını belirterek, “‘Osman Kavala neden hala tutuklu’ sorusunun cevabı hiç belli değil. Yeri yurdu belli bir insanın, mesela adli kontrolla tutuksuz yargılanacak yerde, hangi kaçma veya delil karartma şüphesiyle dört duvar arasında tutulduğunun açıklaması yok” dedi.
Buğra, Japon Konsolosluğu’nun duvarına yazılmış Emine Erdoğan’a yönelik çok çirkin bir ifadeyi kendi elleriyle sildiğini belirterek, “Osman protestoların bir noktada bitmesini istiyordu. ‘Çok uzadı ve bu kadar uzaması iyi değil. Artık bitse de bu çocuklar evlerine gitseler. Kontrolden çıkabilir’ gibi bir korkusu vardı” diye konuştu.
Bu süreçte Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan veya AKP’den herhangi bir yetkiliyle temaslarının olmadığını belirten Buğra şöyle devam etti: “Yalnız Adalet ve Kalkınma Partisi mensuplarından bazılarının Osman Kavala’nın tutukluluğunun uzun sürmesiyle ilgili bazı rahatsızlıkları olduğu söylendi. Milletvekili Mustafa Yeneroğlu, bu konudaki rahatsızlığını açıkça dile getirdi.”
Cebir ve şiddet kullanımına dair inandırıcı delil yok
Buğra, Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan ve iki başkan vekilinin, Kavala’nın bireysel başvurusunun reddiyle ilgili şerhlerinde cebir ve şiddet kullanımına dair inandırıcı delil olmadığını çok açık bir şekilde ifade ettiğini belirterek, “Konu yargılanan 16 kişi. Bu 16 kişinin Mersin’de, Ağrı’da veya Türkiye’nin herhangi başka bir ilinde kırılan camdan sorumlu tutulabileceğini aklınız alıyor mu?” ifadesini kullandı.
29 Temmuz 2019 itibariyle 636 gündür tutuklu olan işadamı Osman Kavala, 2013’te Türkiye’de 80 kentte yapılan Gezi Parkı eylemlerinin finansörü olmakla suçlanıyor.