Önemli olan…

YORUM | HAKAN ZAFER

 

 

  • Ne o öyle insanı sıkboğaz ediyorsunuz kardeşim. Bi siz mi müslümansınız?
  • Ohooo hocam, nerede yaşıyoruz allaasen. Onu yeme bunu içme. Zaruret diye bir şey var de mi?
  • Tamam, dediğin gibi olsun. Allah’ın müslüman kulları hiç zengin olmasın o zaman, hep başkasının avucuna mı baksın? Hem bu devirde faiz caizmiş diyorlar.
  • Ya sorma işte, haset değil de insan ayrı kutuplarda olunca birbirini itiyor diyelim.
  • “Günah olmaya günah yazıyor kitapta ama siz ulvi işler peşindesiniz, niyetiniz halis, gelecek nesiller için kendinizi feda edin be!” dedilerdi, şimdi olmuyor mu öyle?
  • Ne yaptın sen Allah aşkına, benim hayır yapacak halim mi var? O zenginlerin boynuna, benimkiler, neydi o hacet, asıl, hacat, asliye, amaaan neyse işte o kalemdenmiş.
  • Hocam iyi diyon güzel diyon da öyle olursa dışlanırım. Azcık da ortamın dilini bileceksin. Bu işlerin kuralı bu.
  • Hangi devirde yaşıyoruz kardeşim. Yenileyin şu kafanızı. Hem o dediğin şey, Arapların eski adetiymiş.
  • Kalbiniz fesat sizin, biraz modern düşünün yav!
  • Ne gıybeti, töhmeti canım, aha burada olsun hiç çekinmem suratına suratına, hem bizim ki istişare bi kere.
  • Vs.

Olma mı, tam tersi de var;

  • Önüne geleni Allah’a inat eden zındık sayanından,
  • Sırf kendine veya çevresindeki “muhteşem” kimselere benzemiyor diye defterden sileninden,
  • Vatandaşın elinde kalan mahsulü devletin silosunda tartarken suratıyla kendini oraların sahibi zannettiren memur kabası gibi millet sanki kendine kulluk ediyormuş da kabul oldu-olmadı parafı atanından,
  • Dinin ana kaynaklarındakiyle yetinmeyip aklına eseni dinden sayarak dini hayatı Hindistan trenine çevireninden, sonra da bu eklediklerini yapıp yapmayanı ayıklayanına.
  • Vs.

Tamam, öfkelisiniz anlıyorum ama elinizdeki kılıcı şuursuzca sallayıp neyi kestiğinizi bilmezken “ben bunu bilir bunu söylerim” çelişkisi nedir? İşin kötüsü, eğer dindar olduğu anlaşılıyorsa daha ağzını açar açmaz kişiyi softa çuvalına koyma lüksünün bir hakmış gibi kullanılması. Yoksa “önemli olan…” diye diye inandığı dinin en temel prensiplerini bile sorgusuz sualsiz önemsiz parantezine almanın izahı olabilir mi?

“Çok sofu canım, azcık da…” diye diye, ağızda mayhoş bir tat bırakmaktan başka işe yaramayan kuru maneviyatçılıktan maada ortada din bırakmayınca, oportünist cehaletten kurtulamamış, ekmek peşinde ya da dünyalık dava kavgası güde güde ömür tüketmiş kimseler için erdem, ahlak, fazilet, takva, vs. hep havada kalıyor.

Meşhur amatör bir video var. “Irahıcı” (rakı içen) dayının biri, sülaleyi kartal taksiye bindirip pikniğe götürmüş, arkadaşı da güya onunla röportaj yapıyor, içkili içkili trafiğe çıkıp çıkmayacağını soruyor. O da şişenin üzerindeki yasak sembollerini gösterip (18 yaş, binek araç, hamile) kendisinden bahsedilmediğini, kendisi gibi 18’den büyük, “sıteyşın kartal” sahibi, hamile olmayan biri için yasağın geçerli olmadığını söylüyor. “Hem gideceğim yer şurası, 20 km, ne var ki canım” diyor. Yetmiyor, şişenin üzerinde binek otomobil resmi var diye bir de kendince içtihat yapıp, “bu arada, kamyoncular da içebilir” diyor. Anlatmaya çalıştığımın bu parodiden geri kalır yanı yok.

HÂSILI

Galiba, inandığı dini yaşayanın -bırakın başkasını- bizzat aynı inancı paylaştığı kimselerden deli muamelesi göreceği günler yaklaşıyor. Tanrısal endişe gütmek gibi bir dengesizlik edecek değilim. Canınız sıkılmasın. Allah’ın işi. Topraktan bedene can veren, çamurdan ne Ademler, Havvalar bitirir, en iyi o bilir. Varlık olarak günahsızlık değil, günaha karşı dikkatin bizi bir yere ulaştıracağı şeklindeki dindarlık düşüncemin özetini şuracığa bırakıp mayın tarlasından çekiliyorum.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin