HABER YORUM | YUSUF DERELİ
TÜİK’in haziran ayına ilişkin enflasyon rakamları ülkenin içinde bulunduğu çıkmazı gözler önüne serdi. Müdahale edilmiş rakamlarla bile enflasyon yıllık yüzde 78,6! Bağımsız Enflasyon Araştırma Grubu’na (ENAG) göre ise yıllık enflasyon yüzde 175,5… Bu oran yüzde 200 olursa ‘hiperenflasyon’ olarak tanımlanıyor.
Aylık bazda enflasyon TÜİK’e göre 4,95! ENAG ise Haziran enflasyonunu yüzde 8,31 olarak açıkladı. Özetle AB ülkeleri ve ABD’de 1 yılda yaşanan enflasyon/fiyat artışları Türkiye’de neredeyse 1 ayda yaşanıyor. Katlanılabilir bir oran değil bu…
Ülke yönetilemiyor. Yıl bitmeden ikinci bir bütçenin yapılmasının sebebi de bu. Öngörüler tutmuyor. Asgari ücretin yıl ortasında ikinci kez hem de yüzde 30’luk bir zamla 5 bin 500 liraya çıkarılmasının sebebi de bu ‘yönetilememe’ durumu…
Mayıs ayı enflasyon verilerinin açıklandığı 3 Haziran’da Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, “Bugün açıklanan enflasyon rakamları, enflasyon artışının hız kesmiş olduğunu ortaya koyuyor. Nisan ayında yüzde 7,25 olarak gerçekleşen TÜFE aylık artış oranı Mayıs ayında yüzde 2,98 gerçekleşerek enflasyon düşüş eğilimine girmiştir.” demişti.
Üç gün önce, 2 Temmuz’da ise “Enflasyonu kontrol altına aldık. Bundan sonrası aralık ayında baz etkisiyle düşmeye başlayacak. Enflasyonun düşüşünü hissede hissede göreceğiz.” ifadelerini kullanmıştı.
Daha önce de benzer ‘vaatleri’ vardı. Güya enflasyon Ocak ayında pik yapıp, ardından düşüşe geçecekti!
TÜRKİYE EKONOMİSİNİN SORUMLUSU BENİM BEN!
Miting meydanlarında “Türkiye ekonomisinin sorumlusu benim ben!” diye bağıran AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da benzer açıklamaları defalarca yaptı. 18 Ocak’ta, “Benim bir iddiam var; faiz sebep, enflasyon neticedir. Nitekim de neticesi, kendini gösteriyor. Enflasyon, düşüşe girmiştir, girecektir. Bu bir defa kesin.” dememiş miydi?
Benzer mahiyette daha önce de yaptığı onlarca açıklama var…
Ne oldu şimdi?
- Faiz indirimleri öncesinde Ağustos 2021’de enflasyon yüzde 19,25’ti… Bugün itibariyle TÜİK’in müdahale edilmiş rakamlarına göre bile yüzde 78,6. Son 24 yılın en yüksek seviyesi.
Bilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan Kara, “Eylül’de faiz indirimi ile başlayan sürreal deneyin amacı dış açığı kapatıp enflasyonu düşürmekti. Sonuç, yakın tarihin en hızlı ivmelenen enflasyonu ve en yüksek dış açığı oldu.” diyerek anlatıyor gelinen noktayı…
Ocak-Haziran dönemi dış ticaret açığı 51,2 milyar dolara çıktı. Geçtiğimiz yıl aynı dönemde rakam 21,1 milyar dolardı!
ÜFE-TÜFE MAKASI DA AÇILIYOR
Bu arada, TÜİK’e göre yıllık Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) ise yüzde 138,31 artmış. Üreticiler ‘zararına’ satış yapmayacaklarına göre enflasyonun önümüzdeki aylarda da artmaya devam edeceğini söylemek için ‘allame’ olmaya gerek yok.
Yıllık gıda enflasyonu yüzde 132’ye dayanmış.
Dolar kuru KKM ve GES’e rağmen 17 TL sınırında ve artmasın diye rezervler cayır cayır yakılıyor. Yıl başından bu yana MB’nın yakılan rezervinin 40 milyar dolar civarında olduğu hesaplanıyor.
Peki bütün bunlar neden yapılıyor?
Erdoğan’ın ‘faiz sebep, enflasyon netice’ tezini ispatlamak için!
HATALARINI ASLA KABUL ETMİYORLAR
Tablo vahim… Hata üstüne hata yapılıyor. Ülke her seferinde duvara tosluyor ancak iktidar ‘hatasını’ asla kabul etmiyor.
Haziran enflasyon rakamları açıklandıktan sonra Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin yaptığı şu paylaşım bile nasıl bir psikolojide olduklarını gösteriyor: “Finansal piyasalarda istikrarı artırmaya yönelik attığımız adımlara rağmen başta enerji ve tarım ürünleri olmak üzere küresel emtia fiyatlarındaki yüksek artışların devam etmesi, ülkemizde de Haziran ayında enflasyonun yüzde 4,95 gerçekleşmesinde etkili olmuştur.”
İktidar temsilcilerine göre atılan bütün adımlar doğru, yapılması gereken her şey yapılıyor, sorun küresel…
Sorun küreselse ABD’de, AB ülkelerinde yüzde 8 civarında olan enflasyon Türkiye’de neden yüzde 80’e dayandı sorusunun cevabı yok!
Zaten rejim temsilcilerine bu soruyu sorabilen de yok!