Ana Sayfa HABER Olacak böyle vakalar!

Olacak böyle vakalar!

YORUM | M. NEDİM HAZAR

“İnsanın köpeği ısırması”nın haber olarak görür basın mesleği. Köpeğin fıtratında vardır zira ısırmak ve olağandır bir köpeğin insanı ısırması…

Bu nedenle sıradışı olan haber değeri taşır.

Ne ki, ülkelerde her değer tepe taklak olmaya başladıysa, artık sıradan olan hayret uyandırır pozisyona geçer.

Türkiye’de hukuk alanında her gün yaşanan tuhaflıkların boyutu ve sıklığı her geçen gün arttığı için, her sabah uyandığımızda “yok artık” dediğimiz haberleri (elbette havuzdan değil) görüyoruz.

Bilmem hatırlar mısınız?

Gerçi üzerinden bir yıl bile geçmedi ama yandaş medyaya göre zaten hiç yaşanmamış olan, bir iki küçük haber dışında gözlerden ıraK duran acı dolu bir olayı hatırlatacağım.

Bu yılın başlarında yaşandı vaka.

Şırnak’ın Silopi ilçesinde, Muhammed (7) ve Furkan Yıldırım (6) kardeşler, evlerine giren panzerin altında ezilerek can vermişlerdi.

Daha ilk duruşmada tahliye edilen sanık Ömer Yeğit ve ona emri veren amiri Murat Maden hakkında “taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olma” suçundan 2 yıldan 15’er yıla kadar hapis cezasının istendiği davanın yargılaması ise Cizre 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapıldı.

Bu tür her davada olduğu gibi, süreç uzatıldı ve sulandırıldı…

En son 25 Ekim’de görülen mahkemede (5. Duruşma) dava hakiminin sürekli olarak talep ettiği, ancak ogüne kadar 2 kez ertelenen sorumluların kusur durumlarının tespiti konusuna dair “bilirkişi raporu” da mahkemeye sunuldu. İstanbul Teknik Üniversitesi’nden seçilen iş sağlığı ve güvenliği konusunda uzman 3 kişilik bilirkişi heyeti tarafından mahkemeye sunulan rapor 6 sayfadan oluştu.

7 madde altında hazırlanan raporda, 2 sanık polisin daha önce verdikleri ifadeler hatırlatılarak, freni ve direksiyonu çalışan panzer aracı “asli kusurlu”, sanık Yeğit ve onu görevlendiren amir Murat Maden’i ise “tali kusurlu” gösteren “olay yeri keşif” raporuna değinildi.

Dikkat buyurun; belki de dünya hukuk tarihinde ilk kez bir araç kusurlu ve suçlu bulunuyordu. Ve bunu bilirkişi raporuyla destekliyordu mahkeme!

Asli kusurlu panzer!

Küçük Muhammed ve Furkan’ın katili şuursuz panzerdi…

Mahkeme heyeti, sanık Yeğit’e “taksirle bir veya birden fazla kişinin ölümü ile birlikte bir veya birden fazla kişin yaralanması” suçlamasıyla 2 yıl 1 ay hapis cezası verdi… İki masum yavrunun hayatına son vermenin cezası buydu bu ülkede!

Bu kadar da değil, Ömer Yeğit’e verdiği 2 yıl 1 ay hapis cezasını 19 bin TL para cezasına çeviren mahkeme, Yeğit’in amiri olan Maden’in ise beraatına hükmetti. Devlet apaçık bir cinayetten elini çırparak çıkıvermişti Ekim ayında.

Muhtemelen çoğumuz bu olaydan haberdar bile olmadık…

Dolayısıyla çoğumuz Efe Tektekin ismini de bilmeyiz.

Bakınız fotoğrafı şu:

“Diyarbakır’ı Toledo yapacağız” demişti eski Başbakan yeni muhalif lider Ahmet Davutoğlu.

Olmadı tabi…

Ama yerle bir edildi Diyarbakır.

Bildiğiniz bombalarla dümdüz edildi ve sokaklarında her gün tanklar, panzerler tur atıyor hala.

İşte bu panzer ya da polise ait olduğu söylenen zırhlı araç 11 Eylül günü minik Efe’yi tepeli.

Kocaman panzer minik efenin cılız bedenini ezdi geçti.

5 Nisan Mahallesi Emek Caddesi üzerinde gerçekleşen kazada ağır yaralanan Tektekin, Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne götürüldü. Ne yazık ki kurtarılamadı. 6 yaşındaki Efe Tektekin’in cenazesi otopsi işlemleri için Selahattin Eyyubi Devlet Hastanesi’ne götürüldü. Tektekin’in cenazesi, Yeniköy Mezarlığı’nda defnedildi.

Kaderin inanılmaz bir cilvesi olarak başka bir ayrıntı daha vardı: Efe Tektekin’in babası Ahmet Tektekin, 80 yaşındaki babası Mehmet Tektekin’in de yaklaşık bir sene önce aynı bölgede TOMA’nın çarpması sonucu hayatını kaybettiğini söyledi…

Dede ile torun aynı kaderi paylaştı Diyarbakır’da.

Polis memuru İ.A. hakkında 5 yaşındaki Efe Tektekin’i ezerek ölümüne neden olduğu gerekçesiyle dava açıldı.

Tıpkı Muhammet ve Furkan kardeşlerin davası gibi sürdü bu mahkemeler de ve sonunda bilirkişi raporu geldi.

Efe’nin bilirkişileri daha hayalperest ve gerçekliği daha fazla bükümleme yeteneğine sahipti anlaşılan.

Savcı beyin hazırladığı ve olayın “kaza” olarak değerlendirildiği iddianamede, Tektekin’in “genel beden travması, kafa kemik kırıkları, beyin kanaması, iç organ yaralanması ve büyük damar yaralanmasıyla iç ve dış kanama” sonucu hayatını kaybettiğine ilişkin otopsi raporuna yer verildi.

Tuhaflık ise, Trafik Kazası Bilirkişi tarafından hazırlanan raporda ise, yaşamını yitiren küçük çocuk “kusurlu” bulunmasıydı. Raporda, Efe’nin ebeveynleri olmadan koşarak yolu karşıdan karşıya geçerken, yolu yeterince kontrol etmediği, aracın uzaklık ve hızını gözetmediği ve geçmekte olan araca ilk geçiş hakkı vermediği için kusurlu olduğu kanaatine yer verildi.

Daha da ileri giden savcılık iddianamesi küçük Efe’nin panzere çarptığını söyleyecek kadar kendinden geçmişti.

Bilirkişi raporunda, savcılık ifadesinde hızının düşük olduğuna ileri süren tutuksuz sanık polis memuru İ.A.ya ilişkin ise şunlar kaydedildi: “Sürücü İ. A. ise kaza mahallinin meskun mahal olması ve kavşağa yaklaştığı halde yavaşlamadığı, kavşak girişinde karşıdan karşıya geçmekte olan yayaya geçiş hakkı vermediği, aracın zırhlı olması nedeniyle hızını görüş hususunun gerektirdiği şartlara uydurmadığı, araç ve yaya trafiğine gerekli özen göstermediği, kazayı önleme adına herhangi bir fren tertibatına baş vurmadığı, sol şerit boş olduğu halde manevra yapmadığı, yaya çarpmadan önce yayayı görmeyecek kadar dalgın olduğu, özen ve dikkat yükümlülüğünü yerine getirmediği, dolayısıyla etkin dikkatli olarak araç kullanmadığından meydana gelen kazada kusurlu olduğu sonucuna varılmıştır.”

İşin garibi, olay hakkında ne şahitler dinlendi, ne kamera görüntüleri istendi ne de başka delil arandı.

Bütün bu gerçeklere rağmen, mahkeme tutuksuz sanık polis hakkında 2 ila 6 yıl arası istenen iddianameyi kabul etti.

Muhtemelen Efe’yi öldüren memur da, alt sınırdan ceza alıp paraya çevrilmesiyle görevine devam edecek…

Ve biz AKP Türkiye’sinde AK-Ergenekon ortaklığının ülke adaletini getirdiği bu durumu bu tür vakalarla takip etmeye devam edeceğiz ne yazık ki!

Galiba lanetlenmiş bir toplumuz biz…

HENÜZ YORUM YOK