YORUM | M. NEDİM HAZAR
Doğrusu Hizmet Hareketi’ne bağlı haber kaynakları olayı oldukça küçük ve objektif verdiler.
AKP iktidarının nice zamandır her birini adeta birer istihbarat memuru gibi kullandığı dışişleri mensuplarından birinin tam piyasa değeri 5 milyon Avro olan 100 kiloluk eroinle yakalanması haberinden bahsediyorum.
Biliyorsunuz bir süre önce İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, kayyım atamalarını savunurken tuhaf bir şekilde “Ohh ohh!” çekmişti.
O kadarla kalmadı, kısa süre sonra bu “ohh ohh” çekmenin bir devlet politikası olduğunu anladık.
BU YAZIYI YOUTUBE’TA İZLEYEBİLİRSİNİZ ⤵️
Neden?
Geçenlerde Van’ın İpekyolu ilçesinde otomobilde 30 kilo 750 gram eroin ele geçiren polis ekipleri, uyuşturucu paketleriyle “ohh ohh” yazmış, böylelikle Soylu’nun Meclis’teki konuşmasına destek vermiş, hem de bu anlayışın devletin resmi anlayışına dönüştüğünü kanıtlamıştı.
Pek çok kereler ifade etmişimdir ve eminim onlarca başka yazar da aynı noktaya parmak basmıştır.
Türkiye Cumhuriyeti devleti tarihinde görülmediği kadar muazzam bir talan ile muhatap bir süredir.
İktidara yakın olanların cepleri başka yerlerden değil, milletin cebinden dolduruluyor.
Toplumda “su akarken testiyi doldurmak” diye bir tabir var AKP çeşmesinin suyu kesilmeden testisini dolduran doldurana.
Saray politikalarına can-ı gönülden inanıp, onu destekleyen perişan haldeki milyonlar kadar olmasa da, bu işten nemalanan ciddi bir kitle olduğunu çok iyi biliyoruz artık.
Bunlardan biri gazeteciliği de yazarlığı da vasat altı olan Fuat Uğur isimli eleman mesela.
Sırtını yasladığı muktedirin önüne açtığı sofraya çift elle dalmış yedikçe yiyor epey süredir.
Eh bunun bir karşılığı olduğunu da düşündüğü için her topa da girmek zorunda anlayacağınız.
Önceki gün Osman Kavala’yı şeytanlaştırırken açıkça “Papaz” bile demiş çekinmeden, sıkılmadan.
Şüphesiz bu devran döndüğünde bu yazılar suratına çarpılacaktır ama onlara göre testi ne kadar dolsa o kadar kârdalar.
Uğur, 100 kilo eroinle yakalanan Brüksel Basın Ataşesi Veysel Filiz’i bakın nasıl savunuyor:
“Veysel Filiz yıllardır yurt dışındaki Türk sivil toplum kuruluşlarında görev alan, yetiştiği Fransa’nın dilini ve birkaç dili daha mükemmel konuşan ama bir o kadar da anavatanına bağlı, asimile olmamış bir isim. Belçika’da Brüksel Büyükelçiliği’nde basın müşaviri olarak göreve başladığında da çok sevindim. Çünkü o proaktif, kararlı vatansever duruşu ve tavrıyla bir farklılık ortaya koyacaktı.”
Yandaş yazarın yere göğe sığdıramadığı bu eleman şimdi hapishanede ve bu haber özel olarak kamuoyundan gizleniyor.
Vaktiyle bulunduğu ülkedeki eğitimcileri ihbar etmeyi dış işleri vazifesi olarak gören bu elemanın bir uyuşturucu kuryesi olduğu halktan gizleniyor.
Eminim tez zamanda havuzda pek çok yandaş kalem bu işin bir ‘fedon’ kumpası olduğu palavrasını yaymaya çabalayacaktır.
Nasılsa bunu yemeye hazır bir kitle var.
Olay şöyle gelişiyor:
Hamzabeyli Sınır Kapısı’ndan ailesiyle birlikte yurtdışına çıkış yapmak isteyen Sosyal Uyum İçin Avrupalı Müslümanlar Girişimi Sözcüsü, eski Brüksel Büyükelçiliği Basın Müşaviri Veysel Filiz’in otomobilinde uyuşturucu madde bulunduğu ihbarı yapılıyor. İhbar üzerine Veysel Filiz’in otomobili gümrükte ince aramaya tabi tutuluyor. Aracın gizli bölmesinde piyasa değeri yaklaşık 5 milyon avro olan 100 kilo eroin ele geçiriliyor.
Normalde bu tür operasyonları anında basına bildiren gümrük, bu sefer nedense olay hiç yaşanmamış gibi davranıp üzerini örtmeye çabalıyor.
Hatırlanacağı üzere, Hollanda’da muhalefetteki Hristiyan Demokrat Parti (CDA), Fethullah Gülen Cemaati’ne bağlı kişi ve kuruluşlarla ilgili istihbarat çalışması yapan Türkiye’nin Lahey Büyükelçiliği Din İşleri Ataşesi Yusuf Acar’ın sınır dışı edilmesini istemişti.
Ayrıca Belçika’daki Flaman hükümetinin İçişleri Bakanı Liesbeth Homans da, “casus imamların” bulunduğu Türk camilerinin kapatılmasını önermişti.
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın, 38 ülkedeki din görevlilerine, ‘bulundukları ülkelerdeki Gülen Cemaati’ne bağlı kişi ve kuruluşlar hakkında istihbarat çalışması yapmaları’ talimatı, Hollanda’da siyasi tartışmaya yol açmıştı.
Filiz’in Avrupa’daki istihbarat faaliyetleri ve sağa sola yaptığı tehditlerden dolayı zaten takipte olduğu, bundan dolayı yargılandığı bilinen bir gerçek. Zaten iktidar da bu sebepten dolayı, ilişkiler ağı daha fazla faş olmasın diye onu geri çekmişti ama anlaşılan, testi doldurma işi çok tatlı ve kolay kolay bırakılmıyor!
Filiz’in özellikle Balkanlara olan ilgisini kısa süre önce bir paylaşımıyla zaten öğrenmiştik.
Filiz’in sık sık yandaş medyada boy göstermesi ve suçüstü yakalandıktan sonra bunun gizlenmesi şüphesiz mevzunun çok daha derin olduğunun göstergesi.
Anlaşılan bazıları sadece birkaç maaşla yetinmiyor, uyuşturucu, silah ticareti gibi alanlarda da ülkesini gururla temsil ediyor!
Nasılsa “ohh ohh suyundan da” diyen bir bakanları var onların!
“Beraber yürüdük biz bı yollarda” şarkısıyla çıktılar yola.
“Yeni bir dünya kurma” hayalinde olanlarla birlikte hareket etti ya da ediyor göründüler yıllarca.
AB ölçüeri, demokrasi, Kopenhagen kriterleri yolunda ilerlerken sadece Müslüman ülkeler değil, bütün dünya alkışlıyordu.
Sonra onların da yüzde 80 çalışsalar da
Geldikleri noktada, insanımız ağlıyor ve onlar “Ohh ohh suyundan da” diyorlar.
Ne diyelim…
Musa Eroğlu ustanin dediği gibi feleğin çemberinden bakanlar için “aşağıdan yukarıdan yolun sonu görünüyor”. Rabbim, bu zalimlerin zulünden kurtarsın inşallah…