YORUM | TARIK TOROS
AKP, düne kadar sağ muhalif isimleri kendi şemsiyesi altında topluyordu.
Kimi vaatle, kimi makamla, kimi parayla satın alındı.
İsim isim vermeyeyim, lüzumsuz yer işgali olur.
2016’ya gelindiğinde parti içi vozurdama artmıştı.
Ankara Hamamönü’nde açılan ofisleri hatırlatayım.
15 Temmuz bu “aykırı” sesleri susturdu.
O rüzgarla “başkanlık rejimi” oldu-bittiye getirildi.
2018 seçimleri ise Muharrem İnce susturularak geçildi.
BU YAZIYI YOUTUBE’TA İZLEYEBİLİRSİNİZ ⤵️
AKP artık koltuk vererek muhalefeti sindiremiyor.
Yakın dönemde Erdoğan’dan iki mühim kopma yaşandı.
Dikkate değerdir.
Ali Babacan, her ne kadar 2018 ortasına kadar milletvekili olarak AKP’de kaldıysa da…
Ağzını açıp tek kelime etmedi.
“İçeride konuştum” diyor.
Daha az yıpranmış bir isim ve ekonomi politikalarındaki ağırlığı ilerisi için mühim bir kredi.
Hoş, 17/25 Aralık’ta ekonominin dümeninde idi ve her şeyin farkındaydı, o ayrı.
**
Ahmet Davutoğlu biraz farklı.
2016’da azledildiği halde, 2017’de Konya’da Erdoğan’la birlikte kürsüye çıktı, başkanlık referandumu kampanyasına destek verdi.
2014-2016 döneminde ülkede çok kan döküldü, mala mülke çöküldü, insanlar hapse tıkıldı.
Hepsinde payı ve sorumluluğu var.
Bırakın şans verilmesini…
İyimser bir bakışı dahi hak etmiyor.
Birlikte parti kurduğu en bilinen isim Selçuk Özdağ, onca saçmalığına “fetö ceset torbaları” sersemliğini de ekledi.
Geçeceksiniz.
**
Davutoğlu en son, “Hakan Şükür siyasi ayak” demiş.
Böyle ahmak çıkışlar, ancak muhatabına pas olur.
Futbolcu durur mu, golü doksana böyle takar:
-Ben her gün şikayet ettiğin partiden istifa ettim, sen kovuldun.
-Kimsenin ayağı değilim. Siz ne ayaksınız, herkes görüyor, biliyor.
**
Davutoğlu, üniversitesinden sonra sıranın kendilerine geldiğini düşünmüş olabilir.
Böyle önlem alıyor da olabilir.
Çok şeye üzülüyorum ama yarın başına bu neviden bir şey gelirse üzülmeyeceğim kesin.
**
Rejimin 4 yılı aşkın süredir en önemli başarısı:
Muazzam kullanışlı bir maymuncuk icat edip canını sıkanı o torbaya atıp ağzını büzmesi oldu.
Süleyman Soylu, İsmail Saymaz’ a itiraf etmiş:
-Siz bu anda bile “fetöcü var” deyip bir görevliyi alıyorsunuz. Herhangi bir direnç yok. Daha ne istiyorsunuz?
Muhalefete ve medyaya ne kadar teşekkür etse az.
El ele inşa ettiler bu süreci.
Hiç unutmam.
Mayıs 2015, bir grup meslektaşla Gazeteciler Cemiyeti ödül töreni kokteylindeyiz.
Hürriyet’in üst düzey ismi ayaküstü şöyle demişti:
-Cemaat bitirilecek. Bunu Erdoğan yapacak. Başkası yapamaz. Kılıçdaroğlu mu yapacak, izahı mümkün değil, ters teper. Tabi bu operasyon hukukun içinde yürümeyecek. Haliyle hukuk rafa kalkacak.
**
Bunu daha önce yazdım, ekranda anlattım.
Fakat ismi açıklamamıştım.
Bu isim, Hürriyet’in yazı işleri müdürü Necdet Doğan’dı.
Dün 63 yaşında vefat etti.
Adam öldükten sonra açıklamak işe yarar mı? Adam cevap verebilecek mi? Insanlar söylediginize inanacak mı? Siz gazetecilerden ricam, hakikatleri haykırın lütfen . Bugün hiçbir şeyden haberi olmayan her kesimden mağdur insanlar nasıl birilerine yem edildiklerini öğrensinler. Bülent Korucu’nun ifadesiyle bugün gazetecilik elzem bir görevdir. Insanların güven ve iyi niyetlerini suistimal edenleri ortaya çıkarmayan gayret eden Ahmet Dönmez gibi gazeteciler çok ihtiyaç var. Birilerinin hatasını yüzbinlere mal edenlere cevap verebilmek için her dünya görüşünden işini doğru yapan gazetecilere çok ihtiyaç var. Sizden ricam hakikatleri “güneş batıdan doğduktan” sonraya saklamayın.
Tam Türk filmi gibi.
Adam öldü; gitti. İ
smi neden önceden yazmadınız da ölümünün ardından yazdınız?
Yazınızda bunun cevabı neden yok? Bu sorunun sorulabileceğini düşünmediniz mi?
Açıklamak için ölmesini beklediğiniz başka isimler de var mı?