Doğum yapmak için en uygun yaşın 12-17 yaş aralığı olduğunu savunan ve en son Hizmet Hareketi mensuplarının toplama kamplarına gönderilmesini isteyen Muttalip Kutluk Özgüven’in profesörlük için yeterli şartları taşımadığı belirtildi.
MEF Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Erhan Erkut daha önce Gazete Pencere ve kendi kişisel sitesinde yayınladığı yazısında, “Makalelelerini inceledim. Hiçbirisi hiç birisi Web of Science tarafından taranan dergilerde yer almamış. Benim yakından tanıdığım hiç bir prestijli üniversitede Dr. Özgüven bırakın Profesör olmayı, Doktor Öğretim Üyesi (eski tabir ile yardımcı doçent) olarak bile işe başlayamaz” dedi.
– Katıldığı televizyon programında 12 yaşın doğurmak için ideal yaş olduğunu savununca İstanbul Aydın Üniversitesi’ndeki görevine son verilen Prof. Dr. Muttalip Kutluk Özgüven’in profesör olmak için gerekli şartları yerine getirmediği ileri sürüldü. Özgüven’in makalelerini inceleyen MEF Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Erhan Erkut, “Özgüven bırakın Profesör olmayı, Doktor Öğretim Üyesi (eski tabir ile yardımcı doçent) olarak bile işe başlayamaz. Özgüven Türkiye’de hiç bir üniversitede bırakın profesör, doçent bile olmamalı” dedi.
Prof. Dr. Erhan Erkut
“2004’de doktorasını aldıktan sonra 2009’da Saraybosna’da, 2013’de ise Zirve’de doçent, 2015’de ise Aydın’da Profesör olan Dr. Özgüven’in akademik yükselmesini sağlayan makaleleri inceledim. Dr. Özgüven’in “uluslararası alan endeksli hakemli dergilerde yayınlanan makaleler” başlığı altında 7 makalesi bulunuyor. Bu 7 makaleden 5 tanesi Türkiye’de yayınlanan dergilerde (ikisi üniversite dergisinde, üçü ise bir şahsın yayınladığı e-dergide), biri Güneydoğu Avrupa’ya odaklı bir dergide (4 yazarlı olarak) yayınlanmış.
Akademik Ahlak Türkiye (@AcademikAhlak) Twitter hesabı, bir makalesinin ise %58’inin başka kaynaklardan alıntı olduğunu belirtti. Dr. Özgüven’in uzmanlık alanı olan bilgisayar mühendisliğinin ana-akım dergilerinde hiçbir yayını yok. 2012’den bu yana (son 8 yılda) makalesi yok, ama 2015’de Prof. olmuş! Belki en önemli nokta şu: bu 7 makalenin hiç birisi Web of Science tarafından taranan dergilerde yayınlanmamış. Yani, WoS’da yapılan bir taramada SCI veya SSCI makale sayısı sıfır çıkıyor. Benim yakından tanıdığım hiç bir prestijli üniversitede Dr. Özgüven bırakın Profesör olmayı, Doktor Öğretim Üyesi (eski tabir ile yardımcı doçent) olarak bile işe başlayamaz.
Dr. Özgüven’in Doçent ve Profesör olduğu yıllarda, Üniversitelerarası Kurul’un mühendislikte doçentlik şartı “Başvurulan doçentlik bilim alanı ile ilgili SCI-Expanded veya SSCI kapsamındaki dergilerde toplam en az üç özgün makale (editöre mektup, özet, derleme, teknik not ve kitap kritiği hariç) yayımlamış olmak” idi. Yani, Dr. Özgüven Türkiye’de hiç bir üniversitede doçent bile olmamalı idi.”
Sayın abim bu adam doçentligini bizim zirve üniversitemizde yaptıysa bizde hiç mi suc yok.
Bu konuda kendimizi de bir hesaba çekmemiz gerekmez mi.
” Ne verirsen elinle, o gelir seninle” deki gibi acaba verdiğimiz kötülükler mi buldu bizi
Bunu da hesap günü gelmeden kendimizi hesaba çekmemiz anlamında iyi olur.
Yanlış anlaşılmasın bu KHK zulümlerine maruz kalmış biri olarak yapilanlari/yapanları savundugum anlamı cikarilmasin lütfen. Kişi zulmeder ama kader adalet eder. Biz kendimize bakalım. Gerisi Allah’ın hesabı biz ona karışmayız. Selametle kalın…
Çok Değerli U
Doçent unvanını üniversiteler vermez. Akademisyen doktoradan sonra belli bir sayıda yayın yaptığında ÜAK’a başvurur ve yayınları yeterliyse beş kişiden oluşan bir heyet tarafından sözlü sınava alınır ve karar verilir.
Yani akademisyenler bu unvanı üniversitelerden almaz.
Üniversite ise daha sonra Doçent ilanına çıkar ve şartları sağlayan aday Doçent olarak Üniversitede göreve başlar.
Sonuç: Doçent unvanı Zirve tarafından verilmemiştir. Ancak bu Hoca “Doçent” olarak Zirve’de çalıştırılmıştır.
Burada şunu da söylemek isterim. Üniversiteler okul gibi değildir. İlana başvuran kişi şartları taşıyorsa solcu, sağcı olduğuna bakılmaksızın (N.Ş.A) çalıştırılır.
Saygılar.