Ana Sayfa HABER O günü bekliyorum Hidayet abi!

O günü bekliyorum Hidayet abi!

YORUM | METİN YIKAR

Size içimi dökeceğim…

15 sene beraber çalıştığım, 8 yılında omuza omuza yürüdüğüm adamı anlatacağım.

Ben Metin Yıkar. Hidayet Karaca’nın yol arkadaşı.

Bu yazı, dört duvar arkasına atılmasının 11. yılında 14 Aralık’ın yıldönümünde ona bir teşekkür ve hasret mektubudur.

1993-2015 arası Samanyolu Yayın Grubu’nda çalıştım.

Asistan, yapım yardımcısı, yapımcı, ekonomi editörü, yayın editörü ve Genel Yayın Yönetmeni olarak görev yaptım.

2015’in son günü memleketten ayrılmak zorunda kaldım.

23 sene maaşlı çalışan ben, sudan çıkmış balık gibi kendimi Amerika’da buldum.

Olay ondan sonra başladı. 

Televizyon yıllarımda öğrendiklerim lazımdı bana. Görsel bakış açısı, metin yazma, yayıncılık teknolojisi, seyirciyi anlama, topluma uygun içerik üretme.

Bu bilgiler yardımıyla Amerika gibi dev bir ülkede pazarda kendime yer bulabildim. Fotoğrafçı, prodüktör, CEO oldum.

15 yılım Hidayet Karaca ile yan yana çalışarak geçti.

Ekip yönetmeyi, proje düşünmeyi, teklif hazırlamayı, sunumu, uygulamayı ondan öğrendim.

İnsan ilişkilerini, hangi ortamda nasıl davranmam gerektiğini büyük ölçüde onda gözlemledim.

Türkiye ve dünyadan pek çok tecrübeyi onunla yaşadım.

İsviçre’den, Amerika’ya; Hollanda’dan, Afrika’ya; Bosna’dan, Azerbaycan’a onunla gittim.

Hacca ikimiz beraber gittik. Var mı ötesi?

Neredeyse her projeme olur verdi. Cesaretlendirdi, güvendi.

Habercilik, editörlük, yöneticilik tecrübelerini onunla çalışırken yaşadım.

Haber televizyonunu yönettiğim dönemde özgür kararlarımda arkamda durdu. Bir kere bile karşı çıkmadı.

Türkiye’deki internet yayıncılığına öncülük edecek olan Küre Tv teklifimi -çok pahalı olmasına rağmen- bir dakikada onayladı.

Teknik yatırımlara destek verdi. İleri görüşlü bir yönetici idi. Yanına rahat gidip konuşulabilecek/dertleşilebilecek arkadaş samimiyetinde idi.

En zor zamanlarımda tam yanımdaydı. Ailemden birinin acil bir durumunda hastaneye benden bile önce gitmişti. O günü hiç unutmadım, unutamam.

Bu satırları yazarken onun o sıcak tavırları geldi yine gözümün önüne. Özlemiştim, şimdi daha çok hasret duydum.

Hidayet Karaca benim idarecim, abim ve öğretmenimdi.

Ondan öğrendiklerim sonraki hayatıma devam ederken ayakta kalma mücadelemde rehberim oldu ve olmaya devam ediyor.

30 Aralık 2015’te avukatların ısrarlı tavsiyeleri ile ülkeden apar topar çıkmak zorunda kaldım.

Bir yıl boyunca her hafta kapalı/açık ziyaretine gittiğim Hidayet Karaca’ya, ‘’görüşmek üzere’’ diyemeden, sarılamadan, duasını alamadan, helalleşemeden…

Amerika’ya iner inmez hissettiğim içimdeki sızıyı anlatamam. O bıçak yarası hala acıyor.

Avukat mavukat dinlemeden, neden görüş gününü bekleyip vedalaşmadım. Affedemiyorum kendimi.

10 yıl,
40 mevsim,
120 ay geçti.
Hasret geçmedi.

Hidayet abi, sana çok teşekkür ediyorum.
Yine sarılacağımız o günü bekliyorum.
Az sonra… Biliyorum.

HENÜZ YORUM YOK