İLKER DOĞAN | HABER İNCELEME
Necip Hablemitoğlu cinayeti davasının tutuklu sanıklarından Gökhan Nuri Bozkır, 19 Ekim 2022’de savcılığa gönderdiği dilekçesinde, ‘bazı hususları düzeltmek istediğini’ söylüyor. Bozkır, daha önce cinayet silahının Mogan gölüne atıldığı yönündeki ifadesinin doğru olmadığı, ayrıca tetikçi olmakla suçlanan eski MİT’çi Tarkan Mumcuoğlu’nu olay yerine kendisinin götürüp, getirdiği ifadesinin de ‘yalan’ olduğunu söylüyor.
Bunu yapmasının sebebi olarak ise Türkiye’ye iadesinden sonra 24 gün boyunca MİT tarafından kendisine işkence yapılmasını gösteriyor. Sorun şu ki Nuri Gökhan Bozkır, daha önce verdiği ve dilekçesinde yalanladığı ifadelerini 2015 ve 2017 yıllarında vermişti. İşkence eylemi ise Türkiye’ye teslim edildiği 26 Ocak 2022 tarihinden sonra yaşandı! Dolayısıyla Nuri Gökhan Bozkır’ın dilekçesinde geçen, kendisine günlerce işkence yapıldığından dolayı MİT’ten intikam almak için bazı isimleri verdiği yönündeki beyanın tutar yanı yok!
Necip Hablemitoğlu cinayeti davasının tutuklu sanıklarından Gökhan Nuri Bozkır’ın 19 Ekim 2022’de savcılığa gönderdiği 4 sayfalık dilekçenin ayrıntıları dehşet verici. Nuri Gökhan Bozkır, Ukrayna’dan Türkiye gayri resmi tesliminden sonra 24 gün boyunca MİT’te işkence gördüğünü anlatıyor. İşkenceciler, Bozkır’a, “Tarkan Mumcuoğlu’nun adını ifadenden çıkaracaksın. Yoksa seni burada yine getiririz. Bu sefer eşini anneni ve oğlunu yok ederiz.” diyerek tehdit ediyor.
Ancak söz konusu dilekçedeki işkence ve ifade değiştirmesine yönelik bu ifadeler soruşturma savcısı tarafından iddianameye bile alınmıyor.
4 SAYFALIK DİLEKÇENİN SON SAYFASI KAYIP
Nuri Gökhan Bozkır’ın 4 sayfalık dilekçesi geçtiğimiz günlerde gündeme gelmişti. Dilekçede Bozkır, işkence gördüğünü söylüyordu. Söz konusu dilekçeye tr724 ulaştı. Son sayfası kayıp olan dilekçeye yer alan ayrıntılar dehşet verici.
Dilekçenin ayrıntılarına geçmeden önce Nuri Gökhan Bozkır’ın iddianamede neyle suçlandığını hatırlatalım. Savcıya göre Bozkır, Hablemitoğlu cinayeti öncesinde olay yerinde keşif yapan isim. Ayrıca tetikçi olmakla suçlanan yine bir başka tutuklu ÖKK elemanı Tarkan Mumcuoğlu’nun olay öncesi ve sonrası arabasıyla götürmekle suçlanıyor. Bozkır ifadesinde cinayet yerine Tarkan Mumcuoğlu’nu kendisinin götürdüğünü, suikastten sonra yine kendisinin evine bıraktığını anlatıyor.
Nuri Gökhan Bozkır’ın Ukrayna’dan Türkiye’ye iadesi sonrası işkence gördüğü daha önce de gündeme gelmişti. İadesinden hemen sonra basına yansıyan fotoğraflarda da Bozkır’ın darp edildiği belli oluyordu. Bozkır, kendisine yapılanları dilekçesinde olabildiğince ayrıntılı olarak anlatıyor.
HER ŞEYİ KOORDİNE EDEN İSİM; ZİHNİ ÇAKIR
Nuri Gökhan Bozkır, 2017 yılında konuyla ilgili Zihne Çakır’ın ‘telkiniyle’ dönemin İstanbul Başsavcısı İrfan Fidan ve İstanbul TEM Şube’de ifade verdiğini anlatıyor. Bozkır’ı emniyet ve savcılıkla irtibata geçiren isim Zihni Çakır. Nuri Gökhan Bozkır, 2015 yılında da dönemin İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Mustafa Çalışkan’a bilgi verdiğini söylüyor.
24 GÜN BOYUNCA İŞKENCE GÖRDÜM
Nuri Gökhan Bozkır, Türkiye’ye iadesinin ardından MİT tarafından 24 gün boyunca sorgulandığını, işkenceye maruz kaldığını anlatıyor. “Bir teröristmişim gibi aklınızın hayal edemeyeceği, burada yazmaya zul duyduğum işkencelere MİT tarafından maruz kaldım. diyen Bozkır, ardından şunları yazıyor:
- Ayaklarıma pranga vurularak gözlerim kapalı şekilde 1 metrekarelik karanlık bir odada günlerce aç ve susuz bırakıldım. Günde sadece 15 saniye tuvalet izni veriliyordu. Her kapı açıldığında sanki bir köpekmişim gibi dövüldüm.
- Her sorgu odasına götürülüşümde ayağımda prangalarla koşturuldum, dövüldüm. Sorguda ellerim ve gözlerim bağlı, kiminle konuştuğumu bilmeden her soru sonrasında omzuma, sırtıma ve kaba etlerime sert bir sopa ile vurdular.
- Sözlü olarak en ağır küfürleri, aşağılamaları, psikolojik baskıları gördüm. En sonunda makatıma sopa sokmaya bile kalkştılar. Daha fazlasını buraya yazamıyorum. Ayaklarımda hala prangların izi durmaktadır.
- Bu akıl almaz işkenceler sırasında ailemle tehdit edildim. (Onları izlediklerini anladığını söylüyor) Eşimi ve çocuğumu çok rahat alabileceklerini, kendilerinin DEVLET olduğunu, annem dahil hiç birini yaşatmayabileceklerini bunun onlar için kolay olacağını, bu durumda benim yaşarken öleceğimi söylediler.
İSTEKLERİ; TARKAN MUMCUOĞLU’NUN ADINI VERMEYECEKSİN
Peki MİT’çi işkenceciler ne istiyor?
Nuri Gökhan Bozkır’ın dilekçesine göre işkencecilerin talebi ÖKK’dan sonra MİT bünyesine alınan Tarkan Mumcuoğlu’nun adının ifadesinden çıkarılması. Nuri Gökhan Bozkır, “Bütün bu işkencelerde yapmam gerekenin, Tarkan Mumcuoğlu aleyhine bir şey söylememem, bu işkin Özel Kuvvetler tarafından işlendiğini söylemem gerektiğini; (aksi halde) gerekirse (işkence yapmak için) beni cezaevinden gelip alacaklarını, ailemi öldüreceklerini, izlerinin bile bulunamayacağını, polis ve savcılıkta kesinlikle bana telkin edilenin dışında ifade vermemem gerektiğini söylediler.” ifadelerini kullanıyor.
DÜZELTME YAPMAK İSTİYORUM
Nuri Gökhan Bozkır, dilekçesinin ilerleyen bölümlerinde daha önce verdiği ifadelerde düzeltme yapmak istediğini söylüyor. Öncesinde ise çok önemli bir not düşüyor: “Ancak, MİT’deki sorgulamam yapıldığı sırada bana telkin edilen, “Tarkan Mumcuoğlu’ndan söz etmeyeceksin, yoksa (seni) buraya geri getiririz. Bu sefer eşini anneni ve oğlunu yok ederiz. Kimse cesedini bile bulamaz.” şeklindeki telkinleri sorgum sırasında hiç unutmadım. Ondan dolayı MİT’le ilgili olduğunu düşündüğüm kişiler ile ilgili bazı beyanlarım bilinçaltındaki düşüncelerimdi. Onlarla ilgili düzeltmeleri belirtiyorum…”
Düzeltme yapmak istediği hususları ise maddeler halinde yazıyor:
– Cinayet silahının siyah bir poşet içerisinde Mogan gölünün balçık alanına atıldığına dair beyanının doğru olmadığını yazıyor.
Önceki Ukrayna’da bulunduğu dönemde yazılı olarak verdiği ifadesinde Altan Bora, Bülent Kutsal ve Tan Dervişoğlu le çıktıkları koşu esnasında olayda kullanılan silahın Mogan Gölüne atıldığını söylemişti.
– Düzeltmek istediği ikinci konu ise Tarkan Mumcuoğlu ile ilgili bölüm. “Tarkan Mumcuoğlu’nu olay yerine götürdüğün, 400 metre mesafede beklediğim, iki el silah sesi duyduğum ve sonrasında Tarkan Mumcuoğlu’nu araca alıp evine götürdüğüm hususu doğru değildir.” diyor.
Önceki ifadelerinin ‘tahmin ve öngörü’ olduğunu söyledikten sonra da “Bana sorarsanız cinayetin faili Tarkan Mumcuoğlu’dur. Bu işin sorumluluğu Tarkan Mumcuoğlu’na verilmişti.” ifadelerini kullanıyor.
BU İFADE MİT’ÇİLERİ YAKAR
Dilekçenin 3. sayfasının son maddesi ise şöyle: “Sauna Çetesi davasında suçsuz olduğum halde bana suçu yükleyen, kötü bir subay gibi göstermeye çalışan Altan Bora, Tan Dervişoğlu ve Bülent Kutsal’ın MİT’le irtibatlı olduklarını ve MİT’teki sorgulamam sırasında izlenim edindiğim için, MİT’in kurtarmak istediği ve isminin verilmesini istemediği kişilerin isimlerini verdim. Bu konuda söylediklerim doğru değildir.”
DİLEKÇEDEKİ İFADELERİN TUTAR YANI YOK
Nuri Gökhan Bozkır, özetle, “Türkiye’ye iade edildikten sonra MİT bana ağır işkenceler yaptı, tehditler etti. Bu nedenle intikam almak için MİT’le irtibatı olan bazı isimleri verdim.” diyor. Ancak bu ifadelerin hiç bir gerçekliği yok.
Zira Nuri Gökhan Bozkır, cinayette tetiği Tarkan Mumcuoğlu’nun çektiğini yıllar önceki ifadelerinde veriyor. O dönemde işkence vs. yok. Aynı şekilde cinayet silahının Mogan gölüne atıldığını yine 2015-2017 yıllarındaki yazılı ifadelerinde söylüyor. Türkiye’ye iade tarihi 26 Ocak 2022. Kendi dilekçesine göre işkence eylemi bu tarihten sonra başlıyor ve 24 gün sürüyor.
Dolayısıyla Nuri Gökhan Bozkır’ın 2022’de işkence gördüğü için 2015-2017 yıllarında yalan beyanda bulunduğuna dair ‘düzeltmesinin’ hiç bir tutar yanı yok.