Haber-Yorum | Naci Karadağ
Felaket tellallığı değil derdim elbette. Ama biz kendi dünyamızda yuvarlanıp dururken bir ülke daha faşizme teslim oldu.
Havuzcu gevezelerin Erdoğan yalakalığı için üflediği gibi değil ama Ronald Inglehart ve Jean-Marie Guéhennogibi önemli beyinlerin kul yapısı her sistem gibi Demokrasi’nin de bir finale doğru gittiğine dair kafa yoruyorsa vardır bir gerçeklik payı. (BKZ) ve (BKZ)
Kaldı ki, kendimizden biliyoruz artık, toplumlar kendi elleriyle verebiliyorlar özgürlüklerini totaliter kimselere.
Demokrasi ve özgürlükler konusunda yüzümüzü döndüğümüz toplumlarda da ciddi bir evrilme ve yöneliş var. Batı demokrasilerinde otoriter popülist partilerin aldığı oyların ortalaması yüzde 15’lere ulaşıyor artık. Macaristan, Polonya ve ABD gibi ülkelerde iktidar bile oluyorlar, Hollanda, Danimarka, İsviçre, Avusturya ve Fransa’da ise iktidar ortağı adayları…
Kuzey Kore, Rusya, Azerbaycan, Arap ve Ortadoğu ülkeleri, Afrika’da irili ufaklı onlarca ülke, Suriye, Kolombiya ve bizimkisi…
Tablo hiç iç açıcı değil ve gidişat da iyi değil maalesef.
Geçtiğimiz hafta Brezilya’da seçimler yaşandı…
Brezilya’da düzenlenen başkanlık seçimlerini aşırı sağcı aday Jair Bolsonaro büyük bir oy farkıyla kazandı.
Seçimlerin ikinci turunda solcu İşçi Partisi’nin adayı Fernando Haddad’a karşı yarışan Bolsonaro, oyların yüzde 55’ini aldı. Haddad’ın oyları ise yüzde 45’te kaldı.
Ülkede yolsuzluğu bitirme ve suç oranını düşürme vaadiyle oy toplayan Bolsonaro, hem seçim kampanyası döneminde hem de siyasi kariyeri boyunca yaptığı açıklamalarla tartışmaların odağında olan bir isim.
Bolsonaro, siyasete yaklaşımı, Twitter’ı oldukça aktif kullanıyor olması ve savunduğu politikalar nedeniyle ABD Başkanı Donald Trump’a da benzetiliyor ve ‘Tropiklerin Trump’ı’ olarak da anılıyor.
Yüzde 55 gibi ciddi bir oy oranıyla başa geldi bu emekli Faşist asker.
Kafa bizim Ergenekoncuların aynı kafa.
Kenan Evren’in güncellenmiş hali adeta.
Faşist emekli yüzbaşı Jair Bolsonaro, hem seçim kampanyası döneminde hem de önceki siyasi kariyerinde sık sık yaptığı sert açıklamalarla gündeme gelmişti.
Herkeste bir korku olmakla beraber “Brezilya halkı kafayı peynir ekmekle yemedi” diyerek ihtimal de vermiyordu. Ama korktukları oldu.
(Bolsonaro taraftarlarının zafer sevinci bizim AKP takımına epey benziyor)
Bakın size BBC’den bu adamın yaptığı bazı konuşmaları derledim, görün dünya nasıl bir bela aldı başına!
“Diktatörlük döneminin hatası işkence edip öldürmemekti.”
– Haziran 2016’da Jovem Pan radyosuna verdiği röportajdan.
“Diktatörlük döneminde daha fazla insan öldürülmüş olsaydı ülke bugün çok daha iyi bir yerde olurdu.”
– Haziran 1999, Folha de Sao Paulo gazetesine verdiği röportajdan.
“Pinochet (1973’ten 1990’a kadar Şili’yi yöneten diktatör) daha fazla kişiyi öldürmeliydi.”
– 2 Aralık 1998, Veja dergisine verdiği röportajdan.
“Acre’de İşçi Partisi destekçilerini vuracağız.”
– 1 Eylül 2018, ülkenin Batı’sındaki Acre kentinde İşçi Partisi’nin bir toplantısı devam ederken söylediği sözler. Bolsonaro’nun kampanya iletişim departmanı bu sözlerin ardından ‘Her zamanki gibi sadece şaka yapıyordu’ demişti.
“Quilombola’ya (Afrika’dan getirilmiş olan kölelerin soyundan gelenlerin yaşadığı bir yerleşim yeri) gittim. En hafif Afrikalı torunu 80 kiloydu. Hiçbir şey yapmıyorlar. Üreme konusunda bile işe yaramıyorlar.”
– Eylül 2018, Rio de Janerio’da düzenlenen bir konferansta söylediği sözler.
“Siyahlara ne gibi bir tarihsel borcumuz varmış? Ben kimseyi köleleştirmedim. Portekizliler de Afrika’ya ayak bile basmadılar. Siyahları buraya köle olarak getirenler yine siyahlardı.”
– Haziran 2018, Roda Viva programındaki konuşmasından.
“Sana asla tecavüz etmezdim çünkü sen buna bile layık değilsin.”
– Kasım 2003, Kadın milletvekili Maria do Rosario’ya söylediği sözler.
“Metresler? Onlar da yasak mı?”
– Nisan 2005, Kamu kuruluşlarında nepotizmi yasaklayan bir yasa tasarısının görüşülmesi sırasında söylediği sözler.
Kendisini Brezilya’da sokakları yeniden güvenli hale getirecek Başkan adayı olarak tanımlayan Bolsonaro, ülkede güvenliği sağlamak için bireysel silahlanma önündeki engelleri azaltıcı adımlar atacağını söylemişti.
11 Ekim’de Rede TV televizyon kanalında konuşan Bolsonaro, “Erkek ya da kadın olsun, tüm dürüst vatandaşlar evlerinde silah bulundurmak istiyorlarsa belli kriterlere bağlı olarak bunu yapabilecek” demişti.
Kamuda israfı azaltmayı vadeden Bolsonaro, piyasa ekonomisine devlet müdahalesini de azaltma sözü vermişti ancak ağzından kaçırdığı bazı cümleler ile uygulamanın hiç de öyle olmayacağını gösteriyor. Ancak aşırı sağcı lider, zaman zaman ekonomi konusunda milliyetçi açıklamalar da yaptı. Mesela, ulusal çıkarlar açısından stratejik olarak görülen sektörlerin devlet kontrolünde kalması gerektiğini düşünüyor.
Bolsonaro bir Twitter mesajında “Bakanlık sayısını azaltacağız, kamunun elindeki çok sayıda tesisi ya kapatacağız ya da özelleştireceğiz” demişti.
Yeni diktatörün meslektaşlarından kendi karakterine yakın olanlarıyla epey sıkı-fıkı bir ilişki içinde olması bekleniyor. Başta Trump olmak üzere elbette.
Zaten politik anlayışları arasında (Her totaliter liderde olduğu gibi) büyük benzeşmeler var.
Bolsonaro’nun Trump’ın politikaları ile örtüşen bir diğer yaklaşımı ise Brezilya’nın İsrail’deki büyükelçiliğini Tel Aviv’den Kudüs’e taşımak istiyor oluşu.
Ayrıca Brezilya’daki Filistin büyükelçiliğini de kapatmak istediğini de söylüyor ve “Filistin bir ülke mi? Filistin bir ülke değil. O zaman burada bir büyükelçiliğinin de olmaması gerekir” diyor.
Filistin yönetimi 2016’da Brezilya’nın başkenti Brasilia’da bir büyükelçilik açmıştı.
Bolsonaro başkan seçilmesi durumunda ilk resmi yurtdışı ziyaretini İsrail’e yapacağını da söylemişti.
Yahudi ya da İslam nefreti üzerinden popülist siyaset her diktatörün öncelikli tercihlerinden biri. Ancak yan yana gelince nefret sopalarını saklamak gibi bir ustalıkları da oluyor bunların.
Allah Brezilya başta olmak üzere tüm Dünya halklarının yardımcısı olsun!
Nur topu başligi yanliş olmuş, baslik şer topu olmaliydi.