Nobel Barış Ödülü ‘barış’ getirir mi?

HABER ANALİZ | YÜKSEL DURGUT 

Nobel’i kazanmak için büyük bir azim ve yıllarca süren çalışmalar gerekiyor ve herkese nasip olmuyor. Barış yolunda ya da bilimin her alanında, olağanüstü başarılar sağlayarak insanlığa hizmet eden kişiler 6 dalda bu ödüle layık görülüyor. Ödüller, her yıl geleneksel olarak Alfred Nobel’in ölüm yıldönümü olan ve aynı zamanda Dünya İnsan Hakları Günü olarak da kutlanan 10 Aralık’ta sahiplerini buluyor. Özellikle Nobel Barış Ödülü’nü kazanmak o kadar da kolay değil ve belirli kriterlere sahip. Her yıl bu kriterleri karşılayan aday bulmak da haliyle zor. Bu yüzden komite şartları esnetmeye çalışıyor.

Norveç Nobel Komitesi geçen hafta 2021 yılının adaylarını açıkladı. 234’ü şahıs ve 95’i organizasyon olmak üzere toplamda 329 aday var. 376 adaylı 2016 yılından bu yana en yüksek sayı. Belarus’taki protestolarda öne çıkan kadın aktivistlerden, Rusya’nın yüksek sesli muhalifi Aleksey Nalalny’e, Donald Trump’ın damadı Jared Kushner’den ABD’deki Black Lives Matter (Siyah Hayatlar Değerlidir) hareketine kadar listede yok yok. Bilindiği gibi bu adaylar, komite tarafından belirlenmiyor. Adaylar, imza toplanarak komiteye bildiriliyor ve komite de her yıl kendilerine gelen başvuruları açıklıyor.

En iyiyi seçmek elbette kolay değil. Komite, Alfred Nobel’in “Küresel silahlara veda” fikrine uygun şekilde ödülü verse, seçimi daha kolay olacak muhtemelen. Bu kriteri sağlayan, silahlı çatışmaları önleme ya da azaltmaya yönelik projeler çok daha az. Alfred Nobel ayrıca barış kategorisindeki ödül için şöyle bir vasiyette bulunmuş: “Milletlerarası barış ve kardeşlik adına en büyük çalışmayı yapan kişiye verilmelidir.” Yani ödülün sahibinin son bir yıl içinde dünya barışı adına gerçek bir girişimde bulunmuş olması bekleniyor. Komite kendisine gelen başvuruları değerlendirse de, asıl adayların listesi ciddi bir gizlilik içinde saklanıyor. Kimlerin ödül için gerçekten bir şansı olduğunu bundan 50 yıl sonra öğreneceğiz. Bu gizlilik, 1900 yılında İsveç kralı tarafından çıkarılan komite tüzüğünden kaynaklanıyor.

Öte yandan Nobel Barış Ödülü İzleme Komitesi (NPPW), nobelwill.org isimli websitelerinden yaptıkları açıklamada Nobel adaylarının gizli değil herkese açık olmasının memnuniyet verici olacağı kanaatine yer verdi. Komite, bugüne kadar Nobel ödülü seçicilerine yazdıkları her mektupta Nobel’in gerçek amacına uygun şekilde verilen bir ödül olarak kalması gerektiğini vurgulasalar da, bu durum genelde gözardı edildi.

Bugüne kadar ödüle layık görülenlere baktığımızda, Alfred Nobel’in fikirlerine ne kadar sahip çıkıldığı muamma. 1901 yılından bu yana dağıtılan ödüllerle ilgili haberlere baktığımızda, Alfred Nobel’in fikirlerinin pek de dikkate alınmadığı ortada. Çıkan haberler, ödül komitesi üyelerinin kendi koltuklarına sahip çıkmak için risksiz tercihler yaptıklarını öne sürüyor. Ayrıca ödüllerin hukuka aykırı verildiği yolunda çeşitli iddialar da var.

Otoriter gücün kötüye kullanılmasına karşı olarak, şeffaflık ve demokrasi büyük önem taşıyor. Geçen Aralık ayında neredeyse bütün Norveç Parlamentosu, iki milletvekili hariç, Nobel Barış Ödülü için bağlayıcı bir koşul getirme önerisini reddetti. Bu koşul, silahsızlandırılmış bir küresel barış düzenine katkıda bulunmaktı. Parlamentonun ezici çoğunluğunun Nobel’in amacına aykırı bir karar vermesi, birçok yorumu da beraberinde getirdi.

2021 adaylarına baktığımızda, Nobel’in ana fikrinin çok dışına taşıldığını görmek mümkün. Dünya Nobel’in evrensel bir iyilik sembolü olduğuna inanıyor. Ödül çevre, insan hakları, demokrasi gibi alanlarda verildiğinde, bir nebze olsun Nobel fikrinin ruhuna uygun bir seçim yapılmış oluyor. Ancak mesele “dünya barışı” olduğunda bu kriterlere uygun seçim yapılmıyor.

Nobel komitesi, insanları yüceltmeye odaklı bir politika izliyor. NPPW’nin listesi ise Alfred Nobel’in vasiyetine göre adayların dikkatlice incelendiği kapsamlı bir araştırmanın sonucu. Oslo’daki Barış Araştırmaları Enstitüsü’nün (PRIO) tahminlerine dayanan bir listeyi kullanıyor. 2021 Nobel Barış Ödülü listesinin gerçekten bu amaç doğrultusunda belirlenip belirlenmediğini ise ileride göreceğiz.

NPPW’nin web sitesinde yer alan 2021 yılına ait 54 aday, Alfred Nobel’in barış vizyonuna, son on yılda ödül alanlardan daha uygun görünüyor. Ancak bu isimler de küresel silahsızlanma temel kriterini doğrudan sağlamıyor. Yine de nihai hedefleri savaşları sonlandırmak. Nobel Komitesi bu önemli noktaya özellikle atıfta bulunmadığı için çoğu zaman kendisine gelen başvuruların çoğunu elemek zorunda kalıyor. NPPW’nin adayları arasındansa 13’ü, gerçekten de bu kriteri karşılayabilecek çalışmalar yürütmüşler. İşte o adaylar:

 

1) Barış ve Fütüroloji Profesörü Jan Oberg, İsveç,

2) Anti-militarist araştırmacı Daniel Ellsberg, ABD,

3) Barış Hakkı savunucusu ve Avukat Kenji Urata, Japonya,

4) Albay ve Diplomat Ann Wright, ABD,

5) Savaş karşıtı, BM savunucusu Bruce Kent, İngiltere,

6) Uluslararası Barış ve Özgür Kadınlar Birliği, WILPF (1915’te kuruldu ve güçleniyor),

7) Araştırmacı, Diplomat Scilla Elworthy, İngiltere,

8) Avukat Richard Falk, ABD,

9) Alman BM uzmanı Klaus Schlichtmann, Japonya,

10) WILPF’nin lideri Madeleine Rees, İngiltere,

11) The Global Campaign for Peace Education (GCPE),

12) Uluslararası uzman ve Nürnberg Duruşma Avukatı Ben Ferencz, ABD

13) Yazar, silahsızlanma Savunucusu David Swanson, ABD,

 

Bu arada ilginç bir not: Bugüne kadar büyük oranda Norveçli milletvekillerinin aday gösterdiği isimler Nobel Barış Ödülü’ne hak kazanmış. Ancak 2021’deki adayların çok azı Nobel ruhuna uygun görünüyor. Belki tek bir istisna dışında. O da “Katil Robotları Durdurma” kampanyası. Bu kampanyanın yöneticileri, dünyadaki askerî birliklerin tamamen yok edilmesini savunuyor. Komite, bu kampanyanın çalışmalarını inceledikten sonra küresel silahsızlanma vizyonuna uygun bulursa, bir sonuca varacak.

İsveç ve Norveç, Nobel Barış Ödülü dağıtmanın yanı sıra, barış alanında önemli kuruluşlar da çıkarmış iki ülke. 1982’de Nobel Barış Ödülü’nün sahibi olan Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü (SIPRI) politikacı Alva Myrdal’ın girişimiydi. Silahsızlanma alanında önemli çalışmalar ortaya koydu. Norveçli sosyolog Johan Galtung’un Oslo Barış Araştırmaları Enstitüsü (PRIO) de benzer çalışmalarla adından söz ettirdi. Galtung, aynı zamanda Ortadoğu’daki Kürt sorunun çözümü için arabuluculuk yapmış, çözüm için üç aşamalı bir plan geliştirmişti. Uzun yıllar silahlanmayla ilgili kirli ilişkileri ortaya çıkaran bu iki enstitünün bugünlerde gerçek amacından saptığı yorumları da yapılıyor. Bu yorumları Nobel komitesinin de ruhundan uzaklaştığı fikriyle birlikte değerlendirmek gerekir.

Günün sonunda vatandaşlar olarak barış yolunda adımlar atabilecek gerçek liderleri iş başına getirebilmek bizim elimizde.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin