YORUM | TARIK TOROS
Eski adıyla:
Dövize çevrilebilir mevduat, DÇM.
Erdoğan versiyonu:
Dövize endeksli mevduat, DEM.
BU YAZIYI YOUTUBE’DA İZLEYEBİLİRSİNİZ ⤵️
Yeni değil.
Kimsenin aklına bu ihtimal gelmedi, onu da ekleyelim.
(Birileri dikkat çekmiş olsa dahi benim radarıma takılmadı.
Bu da gündem olmamış, konuşulmamış, demektir.)
***
Erdoğan son hamlesiyle…
Yani:
“Türk Lirası mevduatınıza ne faiz alıyorsanız sizi döviz artışına ezdirmeyeceğiz, farkı Hazine ödeyecek” çıkışıyla…
Moral üstünlüğü kazandı.
***
Hazine = Toplanan vergiler.
Ben yaşadığım ülkede, yıllık kazancımın vergisini her yıl ödüyorum.
Türkiye’de Erdoğan’ın oy aldığı taban ‘dolaylı’ ödediği için bunu ‘doğrudan’ hissetmiyor.
“Parti tabakası” ise “vergi barışlarıyla” bundan yırtıyor!
Müşteri garantili ihalelere hiç girmeyelim, o bir soygun çünkü.
***
Saray belli ki…
Elindeki tüm araçları kullanacak.
Ve bunu manyakça yapacak.
“Vatandaşın kesesinden” olması.
Halkın fakirleşmesi.
Enflasyonun azması vesaire, hep ikinci planda.
Bugüne kadar bunlar umurunda olmadı ki bugün olsun.
***
İktidarı kaybetmemek, önümüzdeki seçimi her türlü kazanmak zorunda.
Tek derdi bu.
Millet fakirleşiyor veya Hazine soyuluyor, “şahsım” için son tahlilde bir önemi yok.
Vatandaş…
Erdoğan’ın “Bu krizleri bir biçimde yönetebildiğini” görüyorsa…
Kılıçdaroğlu ne derse desin!
***
Bakın Saray efradına:
“Dolar isterse 50 lira olsun” derlerken kötü ekonomi üzerinden propaganda yapmaya başladılar.
Tutarlılık aramayın.
***
Çoğumuz otomobil kullanıyoruz, misali oradan vereyim:
Şanzımandan tuhaf sesler geliyordu.
Aracı boşa aldılar, yokuş aşağı gidiyor, adeta.
Millet de buna seviniyor!
“Neyin halayı bu” diye sormayın, doğru okuyun.
***
Saray, şu son manevra ile 6-7 ay rahatlama umuyor.
Bu hamle, “kartların yeniden dağıtılması” demektir.
Bana göre bu bir seçim hamlesi değil: Nabız tutuluyor.
Mevcut verilere bakarak 2022 sonbaharından önce seçim beklemiyorum.
Çünkü Saray, hemen her hafta yaptırdığı sağlam anketlerle yönünü belirliyor.
Şu anda durumu iyi değil.
Seçimi aldığını gördüğü anda sandığı getirmekte tereddüt etmeyecektir.
Acaba, “hemen seçim” isteyen muhalefet şu an ne düşünüyor.
Tepkilere bakınca kafaların karışık olduğu anlaşılıyor.
***
Başa dönelim:
Diyelim ki 1 trilyon TL mevduat var.
Diyelim ki ortalama yüzde 15 faiz işletilecek.
TL, döviz karşısında kabaca yüzde 50 değer yitirdi.
Aradaki 35 puanlık farkı, yani 350 milyar TL’yi AKP seçmeni olsun olmasın vatandaş ödeyecek.
Bu da hemen her alanda fakirleşme demek.
Çünkü, Türkiye’deki mevduatın yarıdan fazlası milyonerlere ait.
Bunu bir Nasreddin Hoca fıkrası gibi anlatabilen ve halay çekenleri ikna eden kazanır.
Bu olmadıkça Erdoğan’ın göle çaldığı maya tutar.
Neyin halayi olabilir aldatandan taraf olmanin ezilmekten kurtulus zanedildigi bayramin halayi, herkes kendine gore bir yol bulmus. Tabi aldatmayanin aldatamayanin caninin ciktigi duzenin bayrami bu.
İnshallah yaptığı hamleye piyasa güvenirde dolar çıkmaz ve hazineden de para ödenmez. Tutacakta inşhallah. Doların bu kadar yükselmesi piyasayıda çok zor duruma sokuyor.Benim dolarım olsa bozdurup mevduat alırım. Dolarda tuttuğum her gün ekranlardan zarar edecekmiyim diye endişelene kadar mevduat alır riskimi azaltırım.Bu hamlede tutmazsa açımızdan ölürüz heralde. Sizde artık arkamızdan biz tutmaz demiştik diye yazılar yazıp nefretinizi kusarsınız yine Erdoğan’a. Artık ekonomiyi kimin düzelttiğinin önemi yok biz burada yaşayanlar için. İsterse tekrar seçimi kazansın yeter ki ekonomi düzelsin yani. Bütün nefretimi kenara bıraktım.Erdoğan mı düzeltecek düzeltsin abi.Zaten açlığa mahkum edilmişiz işimizden gücümüzden etmişiz burada bari acımızdan ölmeyelim yani. Bizim sizler gibi dışarı çıkacak kadar şansımız olmadı yani. Bazen yazılarınız aşırı dokunuyor. Ekonomik sıkıntı inanın sizin yaşadığınız gurbet hayatından kat be kat çok zor. Zaten kralı gelse bu adamı koltuğundan edemez. Umut verip durmayın artık. Her ne kadar nefret etsemde gitmesi için dua etsemde önce hayatta kalmam gerekiyor. Karın doymadı mı ne insan hakları nede çekilen sıkıntılar geliyor insanın aklına
Dem bu dem bu,
Dem bu dem bu,
Dem bu dem bu,
Dem bu dem…
Biri davulcu çağırmıştır, biri zurnacı.
Biri gazeteci, medyacı…
Millet bizim milletimiz.
Davul var, zurna var, halay çalıyor.
“Dügünde gülünür, cenazede ağlanır” darbı mesel.
“Reis için oynuyoz hacı dayı” deniliğinde “ben gelmiyom da oynamıyom da evlat!” diyecek kaç kişi kaldı ki piyasada!
Birakın birazcık da sevinsinler insancıklar…
Bir millet iki devlet olsak da, Azerbaycan’da ve Türkiye’de iki farklı versiyonu olan fıkranın bizdekinde “Şah zam yapmış, adamlarına, “gidip bakın halk ne yapıyor” demiş. Gidip bakmışlar, halk üzülmüş. biraz daha zamdan sonra baktıklarında homurdanmalar başlamış, son aşamada sessizlik olunca, Şah: “fiyatları biraz düşürün, orada kalsın” demiş.
Azerbaycan’daki versiyondaysa, son kertede halk davul zurna eşliğinde halaya başlayınca Şah: “fiyatları biraz düşürün, orada kalsın” demiş.
Nedense bu yazınız da aklıma bu hikayeyi getirdi.
Ha bir de:”Dolar düştü; fiyatlar da düşüyor mu acaba?”.
Marketler dün fiyat düşürme yarışına girdiler mi?
Benzinin fiyatı ne kadar oldu?
Selcuk Erdem in bir karikaturu geldi aklima. Koyunlar kurban bayraminda halay cekip kutlama yapiyor. Heyyo heyyo yasasin bayram diye. Akli basinda bir koyun da “birisi onlara gercegi soylemeli” diyor.Durum aynen budur. Merak edenler bu linkten bakabilir.
https://www.ntv.com.tr/galeri/sanat/kurbanlik-karikaturler,5e9ue_sToEOD7oywaHR8-Q