Nesin Vakfı’nın el konulan parası Hazine’ye aktarıldı

Yazar Aziz Nesin tarafından kurulan ve bu yıl 50. yılını kutlamaya hazırlanan Nesin Vakfı’nın yaklaşık 2 milyon lirasına el konularak Hazine’ye aktarıldı.

BirGün’de yer alan habere göre, Çatalca Kaymakamlığı’nın 12 Nisan tarihli kararıyla, “izinsiz yardım toplandığı” iddiasıyla ve “2860 sayılı Yardım Toplama Kanunun 7’nci maddesine muhalefet edildiği” gerekçesiyle Nesin Vakfı’nın Türkiye İş Bankası, Yapı Kredi Bankası, Vakıfbank ve Ziraat Bankası’ndaki hesapları bloke edilmişti. Kaymakamlık, 27 Aralık 2022 tarihinde ise vakfın banka hesaplarında bulunan 1 milyon 970 bin TL’nin Hazine’ye aktararak hesaplardaki blokeyi kaldırmaya karar verdi.

Nesin Vakfı’nın Çatalca Gökçeali Mahallesi’ndeki 7 bin 955 metrekarelik arazisinin mülkiyetinin de kamuya geçirilmesi isteniyor. Bu araziye dair süreç ise devam ediyor.

‘HER KURUŞUN HESABINI VERİYORUZ’

Karar tepki gösteren Nesin Vakfı yöneticisi Süleyman Cihangiroğlu, “Kamuya açık alanda kumbara koymadık, kapı kapı dolaşarak insanlardan para toplamadık. Bizim projelerimiz her daim internet sitemizde ve sosyal medya sayfalarımızda yer alıyor. Biz bağışçılarımız hesap vermekle mükellefiz. Dolayısıyla biz bu halka karşı borcumuzdan kaynaklı olarak ve Aziz Nesin’in de vasiyeti gereği her kuruşun hesabını veriyoruz” dedi.

“Yapılan bağışlara el koymak hangi vicdana sığar? Hangi kanuna sığar?” diye soran Cihangiroğlu “Hesaplarımızdaki yaklaşık 2 milyon TL hazineye aktarıldı. Bu hesaplar aynı zamanda vakfın kira gelirlerinin, telif gelirlerinin de yattığı banka hesapları. Bu hesaplarda biriken para, bağışlar ve gelirlerimiz ve hesap bloke edildiği için kullanılamadı. Hiçbir şekilde dokunmadık o paralara. O gün de ‘2 milyon TL’yi bloke edin ama hesabı kullanmamıza izin verin’ dedik ama buna onay vermediler” değerlendirmesini yaptı.

‘UZUN SÜREDİR BASKI ALTINDAYIZ’

“Bize karşı vicdansızca bir yaklaşım sergileniyor” diyen Cihangiroğlu, sözlerini şöyle tamamladı:

“Vakfımızın Çatalca’daki merkezinin yanındaki arazide de hâlâ şerh var. Bu arazi bizlere Aziz Nesin’in vasiyetiydi. Arazi satılacağı zaman, arazinin sahibi beyefendi, Nesin Vakfı’nın yarattığı güven ve prestij nedeniyle bize çok daha ucuza vermişti. Bize 3 milyon TL’ye satabileceği bu araziyi 2 milyon TL’ye vermişti. Araziyi alırken ‘Yardım kampanyası düzenlediniz ve para toplayıp bu araziyi aldınız. Dolaysısıyla bu araziyi istiyoruz’ diyorlar. Bu süreçte projelerimizin çoğunu askıya aldık. Uzun süredir baskı altındayız. Yeri geldi çalışanları

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

2 YORUMLAR

  1. “Yapılan bağışlara el koymak hangi vicdana sığar? Hangi kanuna sığar?”

    Hiçbir kanuna sığmaz, tıpkı bana yapılanlar gibi; alın terimle kazanıp, vergisini ödediğim parayı sırf Bank Asya’da kendi hesabıma yatırdım diye parama el koydular ayrıca işimden ve özgürlüğünden de oldum.

    “Bize karşı vicdansızca bir yaklaşım sergileniyor”

    Evet, çok vicdansızca bir yaklaşım sergileniyor. Tıpkı 1 milyondan fazla Ermeni halkı vicdansızca sürülürken olduğu gibi; Dersimde çoluk çocuk demeden bir topluluk ‘itlaf’ edilirken olduğu gibi; asit kuyularına atılan, infaz edilen, yakılan, sürülen, işkence edilen Kürtlere yapılan gibi; bugün de cemaat gönüllüsü ola insanlara yapılanlar gibi çok vicdansızca davranıyorlar.

    Sorun şu ki bu vicdansizlar hep vardı ve toplumun bir kısmı onlara yol verirken, bir kismi görmezden geldi, bir kısmı önemsemedi, bir kısmı “bana dokunmayan yılan bin yaşasın” dedi, bir kısmı düşmanımın düşmanı dostumdur dedi, bir kısmı zulme uğrayanlardan kalanlara göz dikerek çapulculuk yaptı, bir kısmı “bırakın biribirlerini yesinler” dedi, bir kısmı “çalıyor ama çalışıyorlar” dedi. Aziz Nesin bu milletin %60 aptal derken, Said-i Nursi de bu milletin ekseri ehli tahkik değil derken üslup farkıyla aynı şeyi dile getiriyorlardı.

    Bu toprağın insanı (dönemin mazlumları) zorbanın elinde esir iken gücü elde edince esir eden oluyor. Böyle olmadığına inandığım bir ‘güzel’ vardı, çok sevdim onu ama yar etmediler bana. Üzerine asit döktüler, pislik attılar ve sürdüler.

    Birgün kader bana fırsat verirse ben esir etmem, yaptığımız antlaşmada ne yazıyorsa o, ne bir eksik ne bir fazla.

  2. “Kamuya açık alanda kumbara koymadık, kapı kapı dolaşarak insanlardan para toplamadık. …”
    Anlaşıldı siz cemaatci değilsiniz.

    Heyelandan kaçmaya çalışırken bile başka yerlere taş atmazsak olmaz. Çok basit bir soru; yasalara göre suç unsuru var mı, yok mu? Ama bu soruyu sadece sizin için değil, her kesime atılan iddialar için de sormalıyız?

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin