YORUM | ALPER ENDER FIRAT
Görevden affını isteyen ve affolunan Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’ün yerine Bekir Bozdağ’ın getirilmesine muhalefetin verdiği tek tepki “Bu adam Fethullah Gülen ile ilgili iyi şeyler söyledi” deyip Bozdağ’ın bir toplantıda yaptığı konuşmayı paylaşmak oldu.
Adalet siyasetin tam anlamıyla köpeği olmuş, hakim ve savcıların gözetiminde mafya ülkeyi açıktan parsellemiş, göstere göstere uyuşturucu sevkiyatı yapılıyor, kadın katilleri, çocuk tecavüzcüleri, bütün sapıklar elini kolunu sallayarak geziyor. Kamuoyunda infial uyandıran yüzlerce cinayetin failine kimse dokunamıyor ama ülkedeki adaletin tek sorunu, bakanın seneler önce Fethullah Gülen hakkında iyi cümleler kurmuş olmasıymış.
BU YAZIYI YOUTUBE’DA İZLEYEBİLİRSİNİZ ⤵️
Üstelik bu konuşmasından sonra Bakan Bozdağ, 17-25 Aralık soruşturmasında hükümeti kurtarmak için hukuku yerle bir etmiş, yargıyı işlemez hale getirmiş ve adalete savaş açmıştı. Bununla da kalmamış 15 Temmuz soykırımının ana yürütücüsü olmuş, bu uğurda işlemediği hiçbir hukuk cinayeti kalmamış ama ülkede kendine muhalifim diyenler Bekir Bozdağ ile ilgili tek bir sorun görüyor.
Bozdağ’ın Adalet Bakanı olduğu bir zamanda yüzbinlerce insan Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına göre suç olmayan nedenlerden dolayı cezalandırıldı, on binlerce insan ülkeyi terk etmek zorunda kaldı, bine yakın insan nehirde, denizde boğuldu, işkenceyle öldürüldü.
Tıpkı Nazi dönemindeki gibi insanlar hala sadece ve sadece aidiyetlerinden dolayı cezalandırılıyorlar ama muhalefetin yüreği bir türlü soğumuyor.
Ülkedeki hukuksuzluklar için dünyayı ayağa kaldırması gereken muhalefet bunu yapmadığı gibi adalet bakanının değişmesini yeni gelen soykırımda yeterince insafsız olmaz endişesiyle eleştiriyorlar.
Eric Hoffer, Kesin İnançlılar kitabında diyor ki: “Sizden nefret edenler, sizin haksızlık yaptıklarınızdan ziyade, size haksızlık yapanlardır. Bu nefret suçluluk duygusundan kaynaklanır. Bu duyguyu bastırmanın yolu da sizin rezil ve aşağılık bir insan olduğunuzu kendilerine ve çevreye inandırmaktan geçer.”
Bu satırlar sanıyorum her şeyi anlatıyor. Bunca soykırıma, haksızlığa, zulme maruz bırakmalarına rağmen içlerindeki öfkeyi bir türlü dindiremeyen bu insanların psikolojisini bu cümleler açıklıyor:
“Suçluluk duygusunu yenmekte en etkili yol, kendilerine karşı günah işlediğimiz kişilerin her türlü cezayı hak eden gerçekten rezil ve hatta öldürülmeye layık kişiler olduğuna kendimizi ve başkalarını inandırmaktan geçer. Haksızlık yaptığımız kişilere acımayacağımız gibi onlara karşı kayıtsız da kalamayız. Ya onlardan nefret edip onlara eziyet etmeliyiz ya da kendilerini hakir görmeye kapı aramalıyız.”
Her şeyin çivisi çıkmış, devlet adına ayakta tek bir bina kalmamış bir zamanda beraberce ürettikleri bir rezilliğin içinde boğulan muhalefetin, memleketteki her türlü kötülüğü hala cemaat üzerinden açıklamaya kalkmasının altında sanıyorum bu suçluluk duygusu yatıyor.
Muhalefet de bu katliamlara çanak tuttu, adaletin katledilmesine en az iktidar kadar emek verdi.
Şimdi kendilerini vicdani sorumluluktan kurtarmak için katledilenlerin nasıl suçlu olduklarına kendilerini ikna ediyorlar.
Eric Hoffer diyor ki: “Kendimizi bir kişiye yönelik şiddetli bir nefretle doldurmanın belki de en kesin yolu, o kişiye ağır bir haksızlık yapmaktır.”
Adam kardiyoloji profesörü, kadın doğum doktoru ama terörist diye hapse atıyorsun. Mantar üreten profesör, haber yapan gazeteci, sarma saran ev hanımı, şiir okuyan edebiyat öğretmeni, stand-up yapan bir komedyen ya da baklava üreten bir işadamı… İktidarla bir olup bu insanların terörist olduğunu iddia edip hapsediyor, mallarına el koyuyorsunuz.
Bu ahmaklıkların bir zulüm olmadığına vicdanınızı ikna edebilmek için, bu insanlardan nefret etmeniz, nefreti de her geçen gün biraz daha biraz daha büyütmeniz gerekiyor.
Ama büyüttüğünüz nefret, iktidar gibi sizi de boğacak.
“Ama büyüttüğünüz nefret, iktidar gibi sizi de boğacak.” Alper Bey, nasıl olacak, onu da keşke yazsaydınız. Keza ne iktidara ne muhalefete hiç bir şey olduğu yok.
Inşallah dua hatta beddua yerine geçer de kendi pişkinlerinde boğulurlar!…
Kemalistleri yada kemalizm arkasına saklanan ne olduğu belli olmayan insanların karakteri, davranışları, psikolojileri süreçle birlikte ortaya çıktı gibi. Genelde bunlar gizlenirler ama ben onları gittikçe daha net görmeye başlıyorum. Sizin yazınızda bu konuda saklanacak bir yazıdır. Yani insanın içi içine sığmıyor bir sürü şey yazmak istiyor ama bence en önemli şey onları tanımaktır. Kendilerini bu kadar açık etmelerinin nedeni yok saydıkları müslümanlardan ötürüdür. Yok sayıp sizin yukarıda bahsettiğiniz zulümleri görmezden gelerek hatta destek vererek onları fetö kılıfında yokluğa mahkum ettikleri gibi birde suçlu göstermektedirler. Yani yok etmeye çalışarak nefretlerini ortaya koyuyorlar sonra fetö diyerek onu düşmanlaştırıyorlar ve nefretlerini maskelemiş oluyorlar. Onların gerçek yüzünü masum müslümanlar görüyor yani onların nefretine muhatap müslümanlar. Fakat bu onların umurunda değil çünkü onların gerçek yüzünü birtek masum müslümanlar görüyor. Masum müslümanlarda yokluğa mahkum edildiğinden onların umurunda bile değildir. Çünkü onların çirkin yüzünü sadece masum müslümanlar görmektedir. Zaten bu yüzden islamcılar ve tarikatlar ile anlaştılar. Ama ilk defa yüzlerini bu kadar net göstermeleri çok ilginç. Genelde kurtlar gibi izlerini belli etmezler. Çok profesyonel davranırlar. Demek gerçekten köşeye çok sıkıştılar ki kendilerini bu kadar açık ediyorlar. Tabi oyunlarına devam ediyorlar çünkü bu yazıları yazanlar fetö olduğundan zaten herkesin gözünde söylenenlerin hükmü kalmıyor. Zaten onlar da bunu bildiklerinden gerçek çirkin yüzlerini fetö dedikleri insanlara göstermekten çekinmiyorlar. Artık herkes fetönün fetö ile iç mücadele yaşadığını sanacak. İslamcıları da fetö torbasına sokuyorlar. Hani apo selahaddinden hesap soracak ya sanki tayyip f. Gülenden hesap soracak gibi bir iç çekişme varmış gibi algılanacak adalet bakanın değişmesi esnasında chp nin sarf ettiği sözler. Ben bunu ancak fetö fetöye karşı olarak okurum. Israrla chp ışid ile işbirliği yapanlara ne hikmetse fetö diyip duruyor. Fakat chp fetönün arkasına saklanıyor ama laiklik ve cumhuriyetin değerlerinden yani kemalist değerlerden hiç bahsetmediği de çok açık görülmektedir. Sanki kemalizmin yerini fetö almış gibi. Bunlar akıllarınca kendilerini geri çektiler sadece algı oyunu yapıyorlar. Yani irticadan, laiklikten bahsetmeyerek karaktersizliklerini sergilerken boş durmuyor araya sürekli iftira sokuyor. İslamcılar fetö değiller ve sanki fetöyü ısrarla islamcılara eklemeye çalışıyor. Çünkü cemaati oyuna dahil edemediler. Tayyipe cihat yaptırdıklarında ki yapacak, müslümanları ışidleştirecekler. Ama cemaat bu oyunun dışında kalmış olacak. O zaman cemaati de tayyip temsil ederse yani cemaati biat etmiş gösterirlerse o zaman bütün müslümanları kafire karşı cihatta aynı torbaya atabilecekler. Chp nin rahatsızlığı cemaatin bu sürecin dışında kalacak olması. Yani müslümanı ışid gibi gösterecek şeytan ama cemaat dışarıda dururken bu nasıl olur? O zaman chp nin islamcıları fetö göstermesi gerekmektedir. Cumhuriyetin değerlerinden bahsetmeyen karaktersiz chp algı çalışması yaparak cemaatinde iktidarda yani cihatçılarla bir olduğunu göstermesi gerekmektedir. Sizce bu cümlenin başka bir açıklaması var mı?
Alper beyin harika makalesine güzel bir tamamlayıcı yorum..
Sn Alper Ender Fırat
2013 yılından beri evvelleri paralel, sonra fetö dediklerine AKP ve destekçilerinin yaptığı AKILALMAZ zülümleri anlamak için yüzlerce yazı ve makale okudum.
Beynim şatlayacak gibi oluyordu, ama zülmün kaynağını, mantığını anlayamıyordum. Çok güzel izahatları okumadım değil, okudum…..Ama nedense mutlaka eksik kalıyordu.
En ilmi açıklaması ve doyurucu izahı bu makaleniz oldu.
Zülmün kaynağını bu yazı ile net görebildim.
Hep eksik kalıyordu.
Nasıl olurda yıllardır temasta olduğum insanlar bu zülümlere kalbi onay veriyorlar diye hep düşünürdüm.
Şimdi makalenizin projektörlüğünde
CHP
Deva
Gelecek
Saadet
Büyük Birlik
Tarikat ve cemaatlerin tüm zülümlere destek olmalarını ve sessiz kalmalarının arka planını görebiliyorum…
Harika bir tesbit:
Eric Hoffer, Kesin İnançlılar kitabında diyor ki: “Sizden nefret edenler, sizin haksızlık yaptıklarınızdan ziyade, size haksızlık yapanlardır. Bu nefret suçluluk duygusundan kaynaklanır. Bu duyguyu bastırmanın yolu da sizin rezil ve aşağılık bir insan olduğunuzu kendilerine ve çevreye inandırmaktan geçer.”
“Suçluluk duygusunu yenmekte en etkili yol, ……………………………”