Nefret söylemiyle mücadele projesi

YORUM | YÜKSEL KAYA ( OTHERS Derneği Başkanı)

AKP iktidarı tarafından Gülen Hareketi mensuplarını ve onlarla ilişkili kişileri hedef alan nefret söylemi yaygın bir şekilde kullanılmaya devam ediyor. Kullanılan bu nefret söylemin amacı, Gülen Hareketi mensuplarını sembolize etmek ve aşağılamak, onları delil ya da hukuki süreç olmaksızın düşman ya da terörist olarak göstermektir. İnsan hakları ihlallerini, özgürlüklerin kısıtlanmasını meşrulaştırmak suretiyle temel insan haklarını baltalamak için kullanılan nefret söylemiyle mücadele edilmesi toplumsal bir zorunluluk haline gelmiştir. Bizler de bu zorunluluğun bir gereği olarak Nefret Söylemiyle Mücadele Projesini OTHERS derneği olarak hayata geçiriyoruz. 

Bu projenin amacı, anlayış, hoşgörü ve insan haklarına saygıyı teşvik etme nihai hedefiyle, Gülen hareketine yönelik nefret söylemine etkili bir şekilde karşı koymak için kapsamlı bir toplum temelli yaklaşım geliştirmek ve uygulamaktır. Proje, Gülen hareketini hedef alan ve hareketle ilişkili bireyler için ayrımcılık, damgalama ve insan hakları ihlalleriyle sonuçlanan nefret söyleminin artan yaygınlığını ele almayı amaçlamaktadır. Proje, eğitim, farkındalık yaratma, izleme ve belgeleme, tepki ve karşı söylem, politika ve savunuculuk, işbirliği ve ağ oluşturma ve sosyal medya ve internet platformlarıyla etkileşimi içeren çok yönlü bir yaklaşım kullanarak nefret söylemiyle bütüncül ve sürdürülebilir bir şekilde mücadele etmeyi amaçlamaktadır.

Bu proje, Gülen hareketine karşı nefret söylemi vakalarını izlemek ve belgelemek için bir sistem kuracak ve topluluk gönüllülerini bu tür vakaları tespit edip bildirmeleri için eğitecektir. Bu sayede proje, savunuculuk ve sosyal yardım çalışmaları için kullanılabilecek nefret söylemi olaylarının dokümantasyonunu toplayıp organize edecektir. Proje ayrıca nefret söylemi vakalarına yanıt vermek için karşı söylem ve doğruluk kontrolü çabaları da dahil olmak üzere bir strateji geliştirecek ve Gülen hareketi ve nefret söyleminin doğru ve dengeli bir şekilde yer almasını sağlamak için medya kuruluşlarıyla birlikte çalışacaktır.

Proje, politika yapıcılar ve karar alıcılar arasında Gülen hareketine yönelik nefret söylemi konusunda farkındalık yaratmak, anlayış ve hoşgörüyü teşvik eden politika ve girişimleri savunmak ve nefret söylemi karşıtı kampanyaları uygulamak için insan hakları örgütleri ve diğer savunuculuk gruplarıyla işbirliği yapmak da dahil olmak üzere politika ve savunuculuk çabalarına katılacaktır. Proje aynı zamanda nefret söylemiyle mücadele için yasal ve politik değişiklikler yaratmayı amaçlayarak partilerin gündemine getirmek için çalışacaktır.

Ayrıca proje, nefret söylemi ve ilgili konularda çalışan diğer kuruluşlar ve bireylerle ortaklıklar ve işbirlikleri kurarak işbirliği ve ağ oluşturmaya odaklanacaktır. Bu, nefret söylemiyle mücadeleye ve anlayış ve hoşgörüyü teşvik etmeye odaklanan ağlara ve koalisyonlara katılmayı ve daha geniş bir etki yaratmak için kolektif çabalardan yararlanmayı içerir. Proje ayrıca nefret söylemini ele almak için sosyal medya ve internet platformlarıyla birlikte çalışacak, ele alınması gereken belirli platformları ve sorunları belirlemek için araştırma yapacak, değişim için stratejiler geliştirecek, değişimi savunmak için platform sağlayıcıları ve karar vericilerle iletişim kuracak ve ilerlemeyi izleyecek ve gerektiğinde daha fazla değişiklik için savunuculuk yapacaktır.

Genel olarak bu proje, eğitim, farkındalık yaratma, izleme ve belgeleme, yanıt ve karşı söylem, politika ve savunuculuk, işbirliği ve ağ oluşturma ve sosyal medya ve internet platformlarıyla etkileşim dahil olmak üzere konuyu birçok açıdan ele alan kapsamlı bir toplum temelli yaklaşımla Gülen hareketine yönelik nefret söylemiyle mücadele etmeyi amaçlamaktadır. Proje, anlayışı, hoşgörüyü ve insan haklarına saygıyı teşvik ederek, Gülen hareketiyle ilişkili bireylerin haklarının ve refahının korunmasına katkıda bulunmayı ve daha kapsayıcı ve saygılı bir toplum yaratmayı amaçlamaktadır.

Nefret söylemiyle mücadelede empati çok önemlidir. Empati, kendini başkalarının yerine koymayı ve nefret dilinin onların yaşamları üzerindeki etkisini anlamayı sağlayacaktır. Ayrıca daha düşünceli ve saygılı bir iletişime yol açabileceği gibi insanların yapıcı diyaloğa girmenin ve farklı bakış açılarını anlamanın değerini görmelerine de yardımcı olacaktır.

Bizler de bu düşünceyle eğitim ve empatiyi teşvik ederek daha anlayışlı, saygılı ve kapsayıcı bir toplumun inşası için çalışacağız. Bunu sağlayarak daha uyumlu ve barışçıl bir dünyada hep birlikte yaşayacağımızı umut ediyoruz. 

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

3 YORUMLAR

  1. Proje sadece Gulen Hareketine yapilan saldirilari hedefliyorsa eger, cok bencilce olur. Her turlu ayrimciliga karsi insanlari egitme amacli ise cok guzel olur.

  2. Çabalarınızı tebrik ediyorum. Görülen o ki çok profesyonel bir proje girişimi. Platform ya da derneğin sosyal medya hesaplarını da paylaşırsanız çok seviniriz.

  3. Sevgili dernek görevlileri,
    ben de bu nefret söyleminin bir kurbanıyım ancak yukarıdaki Abdullah Uçar beyin de dediği gibi bu çaba sadece belli bir gruba has bir girişim olursa hem çok bencilce olur hem de hedefine ulaşması zorlaşır.
    Ben bir ilahiyat tahsili görmüş mağdur olarak meseleyi çok daha derinlere götürmek ve hatta önce kendimizle muhasebe yaparak bu işe katkıda bulunmak istiyorum. Zira biz de tarih boyunca benzer hatta daha feci nefret söylemlerine şahit olduğumuz halde belki de meseleyi tam idrak edemediğimiz için bizim gibi kurbanlara gerekli destek tavrını yeterince sergilemedik hatta tam tersine bu nefretin hakiki sahiplerine bilmeyerek destek olduk. Yani ceketin ilk düğmesini başından yanlış ilikledik.
    Muaviye b. Ebu Süfyan ‘dan ve haleflerinden bahsediyorum. Hilafeti gasp ettikten sonra tüm valilerine Hz. Ali ve ehline hutbede lanet okutma talimatı verdi ve Ali taraftarlarını acımasızca sindirdi hatta katletti. Oğlu Yezid ve sonrakiler daha da ileriye gitti ve bu nefret nerdeyse devlet geleneğine dönüştü. Buna mukabil başta haklı durumda olan Ali taraftarları da bu ifrat karşısında tefrite düştü ve aynı nefet söylemini onlar da yapmaya başladı.
    İşte bizim kültürümüzdeki devlet eliyle nefret geleneği ta o zamana dayanır. Şimdi bu geleneğin mağduru bugün biz olduk. Ancak tarihte belki milyonlarca insan bunun kurbanı oldu.
    Eğer bu konuda bir proje çalışması yapılacaksa bu geçmişten habersiz ve kopuk bir proje bence kendimizi kandırmak olur. Zira bugüne kadar işin mağdurlarının yapmadığı gibi biz de meseleyi geçmişe bağlamazsak bu gelenek gelecek nesillere de intikal edecek ve tarih sürekli tekerrür edip duracak…

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin