HABER ANALİZ | HASAN CÜCÜK
Süper Lig son yılların heyecanlı şampiyonluk yarışına sahne oluyor. Uzun bir aradan sonra ligin zirvesinde üç büyükler bulunuyor. Hata yapma lüksünün olmadığı haftalara girerken, yarışta son iki haftada 4 puan bırakan Beşiktaş avantajını devam ettiriyor. Düğümü çözecek maç olarak Galatasaray-Beşiktaş derbisi gösteriliyor.
FAVORİLER ARASINDA DEĞİLDİ
Sezon başına gittiğimizde şampiyonluk yarışında Beşiktaş’a şans verenlerin oranı oldukça düşüktü. İçinde bulunduğu ekonomik şartlardan dolayı transferde fazla hamle imkanı bulunmayan siyah-beyazlılar kadroyu bedava ve kiralık oyuncularla takviye etti. Şampiyonluk yarışındaki muhtemel rakipleri Fenerbahçe ve Galatasaray, her hafta yeni bir ismi kadrosuna katıyordu. Koca transfer döneminde kasadan çıkan sadece 1,6 milyon Euro oldu. En yüksek ücret Atletico Madrid’den kiralanan Francisco Montero için ödendi. Rakam mı? Sadece 500 bin Euro. N’Skala, Aboubakar, Josef gibi oyuncular bedelsiz gelenler takıma katıldı. Rachid Ghezzal ve Cenk Tosun ise bedelsiz kiralandı.
Manzara bu olunca haliyle Beşiktaş’a şampiyonlukta düşük oran yazıldı. Futbolun masada değil, sahada oynandığı gerçeğiyle bir kez daha yüzleştik. Beklenti çıtasının düşük olması Beşiktaş’ın avantajı oldu. Aboubakar ve Larin golleriyle, Ghezzal asistleriyle Beşiktaş’ı ligin zirvesine taşıdı. Genç eldiven Ersin Destanoğlu, 37’lik delikanlı Atiba ve 19’luk sol bek Rıdvan sıradışı performanslarıyla göz doldurdu. Elbette Sergen Yalçın faktörünü unutmamak gerekir. Gelip geçici görülen Sergen Hoca, ligin en iyi futbol oynayan takımını oluşturdu. Hem de elindeki yetersiz kadroyla.
Beşiktaş’ın 6 haftalık galibiyet serisi Fenerbahçe beraberliğiyle sonlanmasıyla, son 6 haftada puan kayıpları dikkat çekti. 3 beraberlik ve 2 galibiyet alırken, bir maçta sahadan mağlup ayrıldı. Şansı yarıştaki rakiplerinin de puan kaybetmesiydi. Ancak can sıkan sadece puan kayıpları olmadı. Gol ümitlerinden Cenk Tosun’un sezonu kapatması, Aboubakar’ın beklenmedik sakatlığı Sergen Hoca’nın işleyen çarklarında düzensizliğe yol açtı. Son 2 haftada 4 puan bırakan Beşiktaş, hala en yakın rakibinin 3 puan önünde bulunuyor. Bir mağlubiyet opsiyonu daha var. Düğüm büyük oranda bitime 3 hafta oynayacağı Galatasaray derbisiyle çözülecek.
‘O SENE BU SENE’ OLABİLECEK Mİ?
Sezon başında şampiyonlukta en yüksek oran Fenerbahçe’nin hanesine yazılıyordu. 7 yıldır şampiyonluk hasreti çeken sarı-lacivertiler ‘o sene bu sene’ olsun diye iki takımlık oyuncu transfer etti. Süper Lig’in yıldızlarıyla yetinmeyen Fenerbahçe, yabancı transferinde de tanınmış isimlere yöneldi. Bir taraftan kadro temizliği, diğer yandan güçlü takviye Fenerbahçe’yi mutlak favori konumuna getirdi. Takım Erol Bulut’a emanet edilirken, Emre Belözoğlu sportif direktör olarak kulübün transfer politikasını belirleyen isim oldu.
İyi başladığı sezonda ilk tökezleme sahasında Konyaspor yenilgisiyle geldi. Bu yenilgi bir kabusun da başlangıcı oldu. Kadıköy zaferlerin değil, yenilgilerin yaşandığı yere dönüştü. Deplasmanda coşan sarı-lacivertiler, Kadıköy’de tarihinin en kötü sezonuna imza attı. Konyaspor, Yeni Malatyaspor, Gençlerbirliği ve Göztepe uzun yıllar sonra Kadıköy’den 3 puan çıkarmanın keyfini yaşadı. Tabi bu ekiplere bir de Galatasaray ve Beşiktaş’ı eklemek gerek. 20 yıllık hasreti geçen yıl sonlandıran Galatasaray, üst üste ikinci yılında da Kadıköy’den 3 puanla döndü. Beşiktaş da 15 yıl aradan sonra Kadıköy’den galibiyetle ayrılmayı başardı. Evinde çöken Fenerbahçe’yi, deplasman puanları yarışta tuttu.
Derbilerden galibiyet çıkaramayan Erol Bulut’un bileti kesilip, koltuk Emre Belözoğlu’na teslim edildi. Geride kalan 4 haftada Belözoğlu yönetiminde toplanan 10 puan genç hocaya geçer not verdi. Geride kalan 6 hafta göreceli kolay bir fikstüre sahip. Ancak bu sezon mutlak favori olarak çıktığı maçlarda puan bırakması, Fenerbahçe taraftarının ümitlerini kırıyor. Fenerbahçe tüm maçlarını kazansa bile Beşiktaş’ın kaybetmesini beklemek zorunda.
FATİH TERİM’İN SON SEZONU MU?
Galatasaray bu sezon inişli çıkışlı bir grafik çizdi. İlk 5 haftada şampiyonluk yarışında ‘ben yokum’ derken, ilerleyen haftalarda ‘bensiz yarış olmaz’ modundaydı. Son 5 haftada yine sezon başına döndü. 2’şer beraberlik ve yenilgiyle yarıştan kopma noktasına gelen Galatasaray, sadece bir kez sahadan 3 puanla ayrıldı. Radamel Falcao’nun müzmin sakatlığı, Mustafa Muhammed’in saman alevi gibi yanıp sönen performansına, defansın amatör hataları eklenince Galatasaray yarışta Beşiktaş ve Fenerbahçe’nin gerisinde kaldı.
Galatasaray, Beşiktaş derbisiyle sezonun kaderini belirleyen takım olma şansına sahip. Sahasında alacağı galibiyet, yarışta kartların yeniden karılmasını sağlar. Ancak derbiye daha 3 hafta var. Kaybedilecek puanlar ya derbiyi sıradan ya da düğümü çözen bir maç konumuna taşıyabilir. Net bir yorum yapmak mümkün değil. Takımların istikrarsızlığı sonucu kestirmemize engel oluyor. Galatasaray bahsini bir tahmin ile bitirelim: Yönetimle Fatih Terim arasında kimya uyuşmazlığı artık saklanabilir değil. Sezon sonunda Terim görevi bırakırsa şaşırmayın.
Daha geride 6 hafta var. Sürpriz puan kayıpları yarışı daha heyecanlı hale getirecektir. Bakalım son gülen kim olacak?
