Ne oldu sana böyle FC Porto?

HABER-İNCELEME | HASAN CÜCÜK 

Sadece Portekiz’in değil Avrupa futbolunun da önemli kulüplerinden biri olan FC Porto zor günler geçiriyor. Son yıllarda yüksek oranda borçlanan FC Porto’ya bir darbe de koronavirüsten geldi. Kulüp, 30 Haziran’a kadar 100 milyon Euro’luk bir kaynak bulmaması halinde UEFA tarafından yaptırımlara maruz kalacak. Çare için tüm futbolcular satış listesine konuldu. 

‘Ejderhalar’ lakaplı FC Porto’nun kuruluş yılı 1893’e kadar uzanıyor. FC Porto’yu Avrupa’da söz sahibi yapan isimlerin başında 1982’den bu yana kulüp başkanlığını yapan Jorge Nuno Pinto da Costa geliyor. 1937 doğumlu Jorge Nuno, 1964’ten bu yana kulüpte görev almış bir isim. İş adamı olan Nuno, futbol bilgisini yöneticilik kabiliyetiyle birleştiren ender isimlerden biri. 1980 yılında kulüp yönetim kuruluna seçilen Nuno, 1982’de başkanlık koltuğuna oturdu ve FC Porto’nun altın çağı başladı. Takım sadece futbolda değil, basketbol, voleybol, hentbol, yüzme, hockey, halter, bilardo gibi branşlarda da şampiyonluk sevinci yaşadı. 

Başkan Nuno taraftarın sevgilisi olurken, adının şike operasyonu olan ‘Altın Düdükler’e karışması temiz kariyerine kara bir nokta olarak düştü. 2009’da tüm haklarını geri alarak kulübü yönetmeye kaldığı yerden devam etti. Nuno, futbol bilgisine güvenerek teknik adamlara sürekli müdahale etti; sadece bir kişi hariç. Bu isim FC Porto’yu yerel ve uluslararası arenada zirveye taşıyan Jose Mourinho’dan başkası değildi. Sonuçta iki lig, 1 UEFA ve Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu geldi. Nuno döneminde FC Porto 21 lig, 12 Portekiz Kupası, 20 Portekiz Süper Kupası, 1 Şampiyon Kulüpler Kupası, 1 Şampiyonlar Ligi, 1 UEFA Kupası, 1 UEFA Avrupa Ligi, 1 UEFA Süper Kupası ve 1 Kıtalararası Şampiyonluk sevinci yaşadı. 

Dünyada hiçbir başkana nasip olmayacak şampiyonluklar gördü. Elbette sadece futbolda değil bu başarılar. Basketbol, voleybol, yüzme, halter, gibi dallarda da FC Porto başarılara ambargo koydu. Jorge Nuno sadece iyi bir idareci olmadığını, aynı zamanda iyi bir tüccar olduğunu da gösterdi. Altyapıdan yetiştirdiği oyuncuları veya gençken keşfedip ucuza aldığı isimleri birer yıldız oyuncu olarak milyonlarca avroya satmasını bildi. Ancak son yıllarda FC Porto transfer döneminin en çok kazanan Portekiz kulübü olma özelliğini Benfica’ya kaptırdı. Özellikle Avrupa kupalarında adına yakışmayan bir performans ortaya koyunca, ekonomik darboğaz başladı. 

Avrupa arenasında ilk büyük başarısını 1987’de o yıllarda adı Şampiyon Kulüpler Kupası olan şimdinin Şampiyonlar Ligi’ni kazanarak duyuran FC Porto’nun 2000’li yıllar altın dönemi oldu. Jose Mourinho yönetiminde 2003’te UEFA Kupası, 2004’te ise Şampiyonlar Ligi’ni kazandı. Art arda gelen bu iki başarı gözlerin FC Porto’ya çevrilmesini sağladı. Futbolcuları yüksek bonservisler karşılığında dev takımlara transfer oldu. 2011’de UEFA Avrupa Ligi başarısı sonrası FC Porto için Avrupa’da adına yakışmayan dönem de başlamış oldu. Sadece futbolcuları değil Avrupa arenasında dev başarıya imza atan teknik adamları Jose Mourinho ve Villas Boas da sözleşme fesih ücreti ödenerek kulüplerinden ayrıldı. Adeta para basan bir FC Porto vardı. 2008 küresel mali kriz tüm kulüpleri etkilerken, FC Porto’da tam tersi bir durum vardı. 

FC Porto’nun son 10 yılına baktığımızda sadece 2016-17 transfer sezonunu ekside kapattığını görüyoruz. Ancak dikkat çeken bir ayrıntı var. Bu süreçte sadece 2015-16 sezonunda oyuncu satışından kasaya giren para üç haneli rakama ulaştı. Jackson Martínez (Altico Madrid) 37 milyon, Danilo (Rea Madrid) 31,5 milyon, Alex Sandro (Juventus) 26 milyon ve Giannelli Imbula (Stoke City) 24 milyon Euro ile 2015-16 sezonunda FC Porto’nun kasasını dolduran oyuncular oldu. Geri kalan sezonlarda bir daha üç haneli rakam görülmedi. 2016-17 sezonunda transferden kasaya giren rakam ise sadece 15 milyon Euro oldu. 

2011’de kazanılan UEFA Avrupa Ligi sonrası FC Porto’nun Avrupa arenasında düşüşü başladı. Bu süreçte Şampiyonlar Ligi’nde iki, UEFA Avrupa Ligi’nde ise bir kez çeyrek final gördü. 2019-20 sezonunda Şampiyonlar Ligi biletini almak için play-off turunu geçemedi. UEFA Avrupa Ligi’ne ise son 32 turunda veda etti. Avrupa’da gelen bu başarısız sonuçlar, kulübün mali dengelerini bozdu. Yıldız oyuncu yetiştirme sıkıntısı da eklenince FC Porto’nun bütçesi ciddi şekilde sarsıldı. Çare için başvurulan yüksek oranda borçlanma ise kulübü iflasın eşiğine getirdi. 30 Haziran’a kadar 100 milyon Euro’luk bir kaynak bulunması gerekiyor. Yoksa UEFA’dan yaptırımlar gelecek. 

Çare olarak tüm futbolcular satışa çıkarıldı. En pahalı ismi ise bir sezon Galatasaray’da da top kuşturan sol bek Alex Telles. Biçilen değer şimdilik 32 milyon Euro. Koronavirüsten dolayı kulüplerin ekonomisi ciddi şekilde sarsıldı. Doğal olarak transferde eskisi gibi yüksek rakamlar telaffuz edilmiyor. FC Porto mecburen bazı oyuncularını daha düşük rakamlara satacak. Sol bek Telles’in hem takımın en değerli hem de attığı 8 golle en skorer oyuncusu olması FC Porto’nun içine düştüğü durumu net bir şekilde ortaya koyuyor. 

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin