Bak böyle denince çok kızmıyorsun?
Çünkü sen de ben de biliyoruz gücünüz yettiği için linç ettiğiniz zavallı adama “B.kunda boğul Türkiye” dediği için saldırmıyorsun. Öyle olsa “defol git başka yerde yaşa o zaman” der sonuna sinkaf ekler geçersin. Ama nefretin başka. Nefretin adam doğruları söylediği için. Nefretin adam eşcinsel olduğu için. Nefretin adam karşı tarafta olduğu için. Nefretin adam daha önce defalarca dayak yemesine rağmen geri adım atmadığı için. Nefretin adamın sende olmayan müdanasız tavrı ve ukalalığı için. Eğer iddia ettiğin gibi onurundan şerefinden tepki göstersen “Milletin a. koyacağız” diyen hırsıza tepki gösterir, bizzat en tepedekiler tarafından baş tacı edilirken sesini çıkarırdın.
Şansal, “Bu kadar gazeteci tutuklu iken bu kadar çocuk taciz ve tecavüz görürken, bu kadar yolsuzluk ve rüşvet almış başını giderken, bağnazlar sokaklarda tebliğcilerle size pislik dağıtırken siz hala yeni yıl mı kutluyorsunuz?” yerine “Halep’te insanlar ölürken, sokakta fakirler aç dolaşırken, şehit aileleri yas tutarken yeni yıl mı kutluyorsunuz” deseydi başta ve sonda söylediklerini yine söylemiş olmasına rağmen havaalanında omuzlara alırdınız.
Düşünce özgürlüğünü bir kenara bıraktım, modası geçmiş Nejat Uygur-Levent Kırca esprilerini geçtim kendi içinde tutarsız saçma bir konuşma için milli duyguları kabaran insanlar keşke aynı milli duygularınız ve öfkeniz diri diri yanan askerler için kabarsaydı da yetkililerden hesap sorabilseydiniz. Aa doğru ama sizin olaylardan haberiniz bile yok değil mi? Ne askeri ne diri diri yanması?
Gücünüz tabii böyle insanlara yetebiliyor. Böyle insanları tutuklatıyorsunuz.
Hele hele havaalanındaki görüntülere ne demeli? Uçakta teslim aldığı şahsı bile koruyamayan polise canımızı, malımızı emanet ediyoruz. Olay çıkacağı belli, bekleyenlerden galiz küfürler tam gaz. Hiç mi aklınıza gelmiyor uçağa dönüp aşağıdaki kalabalığı dağıtıp öyle çıkmak. Hem de gelirken yolda uçak içerisinde gerilimin yaşandığını bildiğiniz halde.
Aşağıdaki adamlar arasında görevliler var. Düşünebiliyor musunuz uçaktan inilen yerde havaalanı çalışanları gelen yolcuyu darp ediyor. Ve açıklama yapılıyor bir yanlış yok. Yani diyor ki, araya başka kimse sızmadı bizim görevliler ve yolcular dışında kimse yoktu. Çok daha büyük bir itiraf aslında. Demek ki görüntülerdeki görevlileri kabul ediyorsunuz. Sorgulanan görevli ifade veriyor milli duygularımıza hakim olamadık diye. Daha önce İsviçre milli takımı geldiğinde bu görevliler kullanılmış ve gelen takım uçağın kapısında taciz edilmişti. Şimdi işi büyütüp adam dövmeye başlamışlar. Bırakın turist gelmesini transit yolcu bile gelmesin diye uğraşanların olduğu bir havaalanında THY’nin batmaması için mucize gerekecek.
Ve en büyük kaybeden tabii ki KKTC. Nefret suçuna kurban gideceği belli birisini teslim etmek. Şansal’a yapılan saldırının en büyük suç ortağı KKTC’dir. Madem sınır dışı edeceksin, bağımsız bir devlet olduğunu Şansal’a gelince hatırlamışsın, sıcağı sıcağına sınır dışı ederek aferin mi alacaksın? Bütün mafyanın kol gezdiği, kumar cenneti tatil adanız kendi bacağına sıktı. Bunu anlamış olacak ki Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı yaptığı açıklama ile bir nevi günah çıkarmaya çalışmış ama olmamış.
***
DAMAT’A TAVSİYELER
Enerji kesintileri, kış günü donan insanlar, firmaların milyonluk zararlarından ziyade enerji bakanımız ile ilgili en çok sol üstteki kare konuşuluyor. Bir görevli ile konuşurken görevlinin el pençe divan duruşu. Bizzat bakanın twitter hesabından paylaşıldığı için fotoyu sızdıran hangi Fetö’cü avına çıkmadılar Allah’tan. Yanındaki kare de aynı gün paylaşılan fotoğraflardan. Sayın bakan karda arızayı gidermek için çalışan işçileri yerinde ziyaret ediyor. Bakanım işte ya! Sever de, döver de…
İkisi de halkla ilişkiler (PR) fotoğrafı. Birincisinde bakanın ne kadar karizmatik ve olaya el koyup bizim üşümemize engel olamayan görevlilerden nasıl hesap sorduğu görülsün, helal olsun dedirtmek için konulmuş. Ama fotoğraftaki görevli öyle bir hal almış ki. İçinden küfürler savuruyor. “Lan elektrik mi var da vermiyoruz…” dediğini ben duyar gibiyim. Bizim halk mağduru sever karşıdaki adam o kadar ezilmiş ki insan ister istemez empati kuruyor. Yoksa enerji ihalelerini kim alıyor kim cukkayı götürüyor bilinen gerçekler.
Erdoğan ailesi diktatörlüğün bir gereği olarak eninde sonunda bir nefret objesine dönüşecek. Bu dönüşme işte böyle kibir ve mağrur sahnelerin birbirine eklenmesi ile olacak. Fakir sofrasına bağdaş kurup yemek yemek artık yeterli gelmemeye başlayacak. Kuran’lı ayetli konuşmalar artık insanlara tesir etmeyecek. Elinle baklava yedirsen de işe yaramayacak. Saddam’ın çocukları, Kaddafi’nin çocukları gibi geçecekler tarihe.
Bilal’den bir şey olmayacağını görüp kendisinden sonra damadını hazırlayan Erdoğan elektrik kesintileri ve bu tür şeylere kızıyor ama n’apsın eldeki malzeme bu. Zaman içerisinde tecrübe kazanacağını düşünüyor. Yoksa havaalanında darbe gecesi gülücük dağıtan adamı yanında tutmazdı ama o da çaresiz.
Ben sayın bakana https://medium.com/the-white-house/behind-the-lens-2016-year-in-photographs-9e2c8733bbb3#.q94rb797j adresine bir tıklamasını tavsiye ediyorum. Propaganda ve halka ilişkiler fotoğrafları nasıl edebi bir dil ile pazarlanır bir bakıversin. Ama kabul edelim adamlarda biraz da samimiyet var öyle değil mi?