NATO’daki ‘eski’ Türk subayları, 15 Temmuz ve sonrası hakkında ne düşünüyor? [Ali Mirza Yazar]

15 Temmuz başarısız darbe girişiminin ardından başlatılan ‘cadı avı’ sonrası, en belirsiz duruma düşen gruplardan birisi, Avrupa’daki NATO karargâhlarında çalışan Türk subaylar oldu. Bir rivayete göre 56 Türk NATO personelinden sadece 7’si görevinde kalabildi. Bir başka rivayete göreyse, Almanya, Belçika, Hollanda ve İngiltere’deki karargâhlarda görevli 149 TSK mensubundan sadece 9’u yerinde.

Kanun Hükmünde Kararnamelerle (KHK) görevlerinden alınan personelin bazıları Türkiye’ye dönmedi. Avrupa’nın çeşitli şehirlerinde olduğu düşünülen Türk subaylarından son günlerde haberler geliyor. Geçen Cuma NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenburg, NATO’da görev yapan bazı Türk subaylarının Avrupa’dan iltica talebinde bulunduklarını açıklamıştı. NATO’nun Almanya’daki hava kumanda strateji biriminin başındaki General Mehmet Yalınalp ise, geçen hafta Reuters’e konuştu.

Bir listede ismi geçti diye

15 Temmuz darbe girişiminde rol aldığı iddiasıyla görevine son verilerek Türkiye’ye çağrılan Yalınalp, hakkındaki iddiaları yalanlarken, şu anda devam eden tasfiyelerin Türk Silahlı Kuvvetleri’ni zayıflattığını iddia etti. “Ordu zayıflıyor. Süresiz şekilde tutuklandıkları için personelimizi kaybediyoruz” ifadelerini kullanan General Yalınalp, toparlanmanın on yıllar süreceğini belirtti.

1 Ağustos’ta yayınlanan yeni bir KHK ile görevine iade edildiği haberini alan Yalınalp, buna rağmen Türkiye’ye dönmemiş. Çünkü dönenlerden bazıları tutuklanmış. Reuters’e konuşan bir Türk yetkili de Yalınalp hakkında tutuklama kararı olduğunu doğruluyor. Yalınalp’e göre, tutukluluk gerekçesi ‘darbeci askerlerden birinde’ ele geçirilen bir ‘generaller listesi’. Bu listede ismi geçenlerden bazıları hâlâ görevinin başında ancak Yalınalp için bu geçerli değil.

Eğitimli askerler tasfiye edildi

“Eski sınıf arkadaşlarımdan bazıları şimdi tutuklu, bu generaller darbe günü tatildeydiler… Çok eğitimli kimseler” diyen Yalınalp, görevden alınan, tutuklanan 5 binden fazla subayın Türk Ordusu’ndaki en eğitimli kesim olduğunu vurguluyor. Bir generalin yetişmesi için 25, 30 yıl gerektiğini söyleyen General Yalınalp, 240 F16 jeti uçuracak yalnızca 200 pilot kaldığını da kaydediyor.

Yakın zamanda, darbe soruşturmalarında ismi geçen bazı pilotların, gündüz adli kontrole girip ardından Suriye’de göreve gittikleri medyaya yansımıştı. Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, 15 Temmuz’dan bu yana 3 bin 665 personelin ihraç edildiğini, 16 bin 423 öğrencinin de TSK ile ilişiğinin kesildiğini açıkladı.

Başarısız olacağı başından belli bir darbe

Yalınalp’e göre görevleri başındaki askerler hâlâ nefret mektupları alıyorlar ve bu da orduda tutuklanma korkusunun sürdüğünü gösteriyor. Onu Türkiye’ye dönmeyip Almanya’da doktora pozisyonuna başvurmaya iten sebep, Washington’daki bir meslektaşının, General Yavuz Çelik’in emekliliği kabul ederek Türkiye’ye döndüğü hâlde tutuklanması.

Yalınalp, bu tecrübedeki generallerin ‘başından itibaren başarısız olacağı belli’ böyle bir darbe teşebbüsüne dâhil edilseler bile kabul etmeyeceklerinin de özellikle altını çiziyor.

Arafta kalan Türk subayları

Reuters’in haberinden kısa süre sonra Amerikan bağımsız haber radyosu NPR da, 15 Temmuz sonrası işini kaybeden Brüksel’deki NATO subaylarıyla konuştu. Güvenlik gerekçesiyle isimleri gizli tutulan subayların, isimleri KHK’da görevden alınanlar arasında çıkınca, pasaportları iptal edilmiş ve Türkiye’ye dönüş için gerekli doküman iletilerek ülkeye girmeleri beklenmiş.

Subaylardan biri, durumu şöyle açıklıyor:

“İki emir vardı. İlki bize görevimizin sona erdiğini söylüyordu; 221 isim vardı bu listede. Birkaç gün sonra, ikinci bir emirde daha fazla isim eklenmişti ve hepimizin soruşturma altında olduğunu, acilen ‘vatana’ dönmemiz gerektiğini belirtiyordu. Verilmiş bir ceza yoktu henüz.”

İlk etapta hiçbiri ne yapacağını bilememiş. NATO’daki meslektaşları ile vedalaşıp Türkiye’ye dönmeyi ve masum olduklarını ispatlamayı düşünmüşler. Ancak ilk giden 17 arkadaşlarının tutuklandığını görünce, bu karardan vazgeçmişler. Böylece arafta kalmışlar: Artık NATO çalışanı değiller, ülkeleri, işleri ve yasal bir statüleri de yok.

nato1Toplantı tuzağıyla tutuklama

Bu arada, ismi listede olmayan NATO’daki bir Türk subayı 12 Ekim’de Ankara’da toplantıya çağrılır. Bir günlük bir iş gezisidir bu. Yaşananları gördükleri hâlde karı-koca bir şeyden şüphelenmez ancak ertesi gün subay Brüksel’e dönmeyince, karısı durumu anlar. NATO’daki üsleri dâhi Türkiye’den haber alamaz. Nihayet arkadaşları aracılığıyla bir haber gelir: Toplantı tuzaktır, subay tutuklanmıştır.

‘Bir Türk subayının sessiz çığlığı’

NATO’daki meslektaşlarına “Bir Türk subayının sessiz çığlığı” başlığı ile bir veda mektubu yazan eski NATO çalışanı şunları kaydetmiş:

“Diğer Türk meslektaşlarım gibi, görevden alınmam sadece işimi kaybetmem anlamına gelmiyor. Bütün askerî kimliklerimi, pasaportumu, sosyal haklarımı, sağlık güvencemi, banka hesaplarımı, emeklilik primimi, çalışma hakkımı vs. kaybettim. Daha da üzücü olanı, geçmişsiz ve maalesef geleceksiz olarak kendi başıma bırakıldım.”

Bu mektubun yazarı, NPR’a verdiği röportajda, Türkiye’nin insan onurunu, demokrasiyi, hukukun üstünlüğünü ve insan haklarına saygıyı kaybettiğini, “Türkiye’nin kayıplarının yanında kendi kayıplarının hiçbir şey olduğunu” vurguluyor.

NATO’nun değerleri

Türk subaylarından birisi, NATO’nun içine düştüğü durumu ise şöyle açıklıyor: NATO’ya üye 28 ülkenin toplam gücü, en zayıflarının gücü kadardır ve bu şu anda Türkiye’dir. Bir başka subay da, NATO’nun kuruluş metninde insan haklarına saygıya referans verildiğini, eğer bu Türk subayları yanlışlıkla ‘ihanet’ suçlamasıyla başbaşa bırakırsa, kendi değerlerini terk ettiği anlamına geleceğini söylüyor.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin