İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, son açıklamasında Öcalan’dan ‘kurucu önder’ olarak bahseden MHP lideri Devlet Bahçeli’ye tepki gösterdi. Dervişoğlu, “Beştepe-İmralı-Balgat hattında artık şaşıracak bir şey kalmamıştır. Eli kanlı, müebbetlik bebek katili, terörist başından ‘kurucu önder’ diye bahsedilebildiği bir aşamaya geldik. Daha önce söylediğim gibi, Türkiye böyle bir delirmişlikle ilk defa imtihan edilmektedir ve bu aşama içerisinde bir terör devleti doğurtulmaktadır. Ömür boyu başkanlık koltuğunda oturma hevesinin Türkiye’ye nelere mal olduğu ortadadır. İmralı canisine el uzatmak da buna dahildir.” dedi.
Partisinin TBMM’deki grup toplantısında konuşan İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, haftalardır bu kürsüden ve ekranlardan dile getirdikleri, ‘Cumhuriyeti yıkmak ve Türkiye’yi Türksüzleştirmek planının, devleti yöneten saray sultası ve onun mandacı aklı eliyle adım adım gerçekleştirildiğini’ söyledi.
Müsavat Dervişoğlu, şöyle konuştu:
- Yaşadıklarımız, duyduklarımız, verilen fotoğraflar, bu ihanet sürecinin iletişim kampanyalarıdır. Satılık kalemler, ne idüğü belirsiz sosyal medya hesapları, okyanus ötesinden hazırlanmış senaryoların uygulanma araçlarıdır. Beştepe-İmralı-Balgat hattında artık şaşıracak bir şey kalmamıştır.
- Eli kanlı, müebbetlik bebek katili, terörist başından ‘kurucu önder’ diye bahsedilebildiği bir aşamaya geldik. Daha önce söylediğim gibi, Türkiye böyle bir delirmişlikle ilk defa imtihan edilmektedir ve bu aşama içerisinde bir terör devleti doğurtulmaktadır.
- Bu nesebi gayrı sahih operasyonda, iktidardakiler ortaklarıyla ‘ebelik’ yarışındadır. Adı SDG, YPG, PYD yahut her ne haltsa onun başındaki, üç harf bulan önce terör örgütü kuruyor yeterince emperyaliste biat ettikten sonra, devlet kurma hayaline kapılıyor.
- Bir zamanlar, Erdoğan’ın bize teslim edin dediği terörist Mazlum, yine bir zamanların teröristi şimdi devlet başkanı muamelesi gören kod adı Colani, terör örgütü aşamasından devlet aşamasına geçenler, kod ismini bırakıp, nüfus ismine geçiyorlar. Yeni ismiyle El Şara, ikisi beraber iyi hal indirimi almak için kravatlarını takıp anlaşma imzalıyorlar.
- Anlaşmadan hemen önce ise ne hikmetse bu Apo mahdumu, ABD’li komutan ile oturuyor, anlaşmayı imzalamaya da ABD’nin helikopteriyle götürülüyor. Fakat saray ve onun iç cephesindeki bütün ihanet ortakları büyük bir sevinç içerisindeler. Bu sevince de artık şaşırmıyoruz. Çünkü Cumhur koalisyonu yani ihanetin iç cephesi, sevinç ve tasada Türk milletiyle değil, teröristlerle birlikteler, kalp kalbeler, göz gözeler.
- Türkiye’nin saray iktidarını koltuğunda tutmak dışındaki çıkarları için büyük bir tarihsel tehlike somutlaşmak, resmileşmek üzeredir. PKK, Türkiye içerisinde eritilirken, YPG ise Suriye içerisinde kuruculuk kazanmaktadır. Altını çiziyorum. Terör örgütleri ve liderleri, takım elbise giydirilerek devlet adamı yapılmakta, terör ise devletleştirilmektedir.
- ‘Ömür boyu başkanlık’ ihtirasıyla yanıp tutuşan iktidar ve varlığını bu iktidarın varlığına armağan etmiş ortaklarının, Türkiye Cumhuriyetine, Türk Devletine – Türk milletine karşı giriştikleri kalkışmanın neticesi budur. Ortaklaşan menfaatlerinin kirli masası, Anayasa pazarlığı, af pazarlığı, at pazarlığı bu yüzden yapılmaktadır.
- İmralı’daki müebbetlik teröristbaşı bu süreçte sadece bir kukladır. Terör hükümlüsünden barış güvercini yaratmaya çalışıp, üniter yapımızı tartışmaya açıp, içeride başkanlığı alıp, güneyimizde terörün devletleşmesine aracı olup, tüm bunları da tarihi fırsat diye sunmak, teslimiyetlerini örtmek çabalarıdır.
- Şimdi çıkıp, parti parti dolaşan İmralı postacıları, biri umut hakkı demekte, biri de artık Apo’yu özgürleştirmekten bahsetmektedirler. İhanetin çanağını tutanlarla, ihanetin çanağını yalayanların birlikteliği kaçınılmazdır. Ömür boyu başkanlık koltuğunda oturma hevesinin Türkiye’ye nelere mal olduğu ortadadır. İmralı canisine el uzatmak da buna dahildir.
- Türkiye Cumhurbaşkanlığı sistemiyle artık sadece kötü yönetilmiyor. Türkiye, bu sistemle, artık rehin alınmıştır. Türkiye, tefecilerin sermayesine çevrilmiştir. Vatandaşlığı üç kuruşa satılmaktadır, vatanımız arsa olarak görülmektedir. İşte bu kalkışmaya karşıysanız düşman hukukuna göre muamele görüyorsunuz. Teröristlerin makbul, vatandaşlarınsa terörist sayıldığı bu deliliğe son vermek zorundayız.