Muhalifler yanılıyor, Erdoğan korkmuyor

YORUM | M. AHMET KARABAY

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, ne zaman hukuk dışı yollarla muhalif kesimlerin üzerine gitse bir yerlerden hep aynı ses yükseliyor. Yaşanan sıradan olay dile getiriliyor ve “Erdoğan bundan bile korkuyor” deniliyor. Şimdi de iktidarı hedef alan stickerlar tasarlayan Mahir’in gözaltına alınması üzerine aynı nakarat tekrarlandı. Şunu unutmayın, Erdoğan korktuğu için bunları yapmıyor.

Haksızlığa uğrayan bir kesim protesto gösterisi için sokağa çıkıp polis şiddet kullanarak kalabalığı dağıttığında, “Erdoğan hak arayanlardan bile korkuyor” dendi. Biri hiçbir hakarette bulunmadan bir paylaşım yapıp gözaltına alındığında yine benzeri tepki yükseliyor. “Erdoğan tweetten bile korkmaya başladı” diye yorumlanıyor.

Beyefendiler, hanımefendiler! Erdoğan korktuğu için bunları yapmıyor. Size çok net söyleyeyim, korku işin içinde yok demiyorum. Ama korktuğundan değil, milyonları korkutup sindirmek için yapıyor.

STİCKER TASARIMCISI MAHİR’İN YAPTIKLARI

Grafik tasarımı yaparak hayatını kazanan İzmirli Mahir Akkoyun, mesleki birikimini kullanarak dijital muhalefet yolunu seçti. Başına nelerin geldiğini okuyup gördünüz. 

Görsel iletişim tasarımcısı Mahir, Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Sana Söz” grafik tasarımı üzerine epey sözler sarf etti.

Kendisi Kılıçdaroğlu’na açık destek verdiği halde, çıkış tasarımının zayıf olduğunu anlatıp bunun gerekçelerini sıraladı. Mahir “Kemal” yazısının düz bir font ile yazılırken, soyadının okunması zor bir el yazısı ile yazılmasını yanlış bulduğunu dile getirdi. 

Mahir, “Sana Söz” yazısının da hatlarının sert olduğunu kırmızı şeritlerin arkasındaki fotoğrafla uyumlu olmadığına dikkat çekti. 

Benim eleştirilerimle çok örtüştüğü için midir bilmem, bu tespitleri çok yerinde buldum. Mahir’e ilave olarak benim bir eleştirim daha vardı. Çiçek açan daldaki kırmızı-beyaz marteniçkanın Anadolu toplumunda çok iyi bilindiğini düşünmüyorum. Bir niyet olarak açan çiçeğin üzerine konulan marteniçka, bu anlamından çok bir zamanlar minibüs şoförlerinin aynalarına tespih asmalarını hatırlatıyor.

Bunu paylaşmaktaki amacım, Mahir devrimci ve kendince doğru görmediği her şeyi eleştiren bir düşüncesine sahip. Yaptığı eleştirilere katılmayabiliriz, yazdıklarını taradığımda benim de katılmadığım onlarca paylaşımını gördüm.

Birini savunmak için o kişinin söylediği, yazdığı ve yaptığı her şeye katılmak gerekmiyor. 

Mahir, Türkiye’de yaşanan olumsuzlukların sorumlusunun Erdoğan ve AK Parti olduğunu anlatan tasarımlar hazırlayıp paylaşmaya başladı. İlk hazırladığı tasarımlardan biri, soğanın fiyatının 20 TL’yi aştığı günlerde AK Parti’ye yeni logo tasarımı yapmak oldu. 

AK Parti’nin ampulünün camı yerine soğanı koyarak yaptığı tasarım, sosyal medyada çok yankı bulmadı. Kendini takip edenler ve onların etkileşim alanındakilerle sınırlı kaldı. 

Mart ayının son haftasında “Destek olma, oy verme!” diyen paylaşımlar hazırladı. Bunlar kadına şiddeti, fukaralığı anlatan çalışmalardı. İlk olarak, Aslı Peker’in GazeteOksijen’de yayınlanan TİP Genel Başkanı Erkan Baş’ın röportaj başlığına yaptığı yorumuyla dikkatimi çekmişti. 

Hep çok yakışıklı olduğunu hatırlatanlara karşı verdiği, “Fiziğimle değil fikirlerimle gündem olmak istiyorum” sözünde asıl espriyi kaçırdığına hayıflanmıştı. Mahir, Erkan Baş’a, “Fiziğimle değil, TİP’imle gündeme gelmek istiyorum” diyerek “tip” kelimesiyle tevriye yapmasını salık vermişti.

Mahir Akkoyun, sonra “Erdoğan düşerse” diye bir çalışma serisi başlattı. Erdoğan’ın attan düştüğü anın fotoğrafını kullandığı grafikere göre Erdoğan düşerse gıda fiyatları düşecekti, Erdoğan düşerse döviz kurları düşecekti. 

Ünsüz ama “tehlikeli” grafiker, Nisan ayı başında bu kez “Erdoğan tekrar seçilirse ne olur?” sorusuna cevap arayan stickerlar hazırladı. İlki “Erdoğan seçilirse bir kilo kıyma 1000 TL olur” stickerıydı. FOX TV’de yorumlarıyla bilinen gazeteci Oğuz Gündoğdu’nun Mahir’in stikırına, “makul ama iyimser” yorumu geniş kitlelere ulaşmasına yol açtı. 

@mahirgra hesabından paylaşımlar yapan Mahir, 2 Nisan’da içindeki özlemini dile getirdi:

“TikTok’ta 64 takipçisi olan bir hesap dün paylaştığım afişleri paylaşıyor ve afişler 80 bin görüntülenme alıyor. Aynı görsellerin çok takipçili hesaplar tarafından paylaşıldığını düşünün.”

MAHİR ARTIK TEHLİKELİ OLMAYA BAŞLADI

Bu tarihten sonra Mahir’in paylaşımları yüzbinlere, milyonlara ulaşmaya başladı. 4 Nisan’da, “Gençlik devirecek. Yarını bekleyin” diye bir paylaşımı retweetledi. 

İşte ne olduysa bu tarihten sonra oldu. Erdoğan’ın “Türkiye’nin Yüzyılı” diye başlattığı hamleye aynı sloganı kullanarak yakınının cenazesini kefen içinde motosikletle götürenlerin fotoğrafını koyduğu seri yayınlandığında artık birileri için “haddi bildirilmesi” gereken kişi olmuştu.

Aynı gün, Mahir’in yaptığı “pahalı” stikerları, market ve mağazalardaki etiketlerde görülmeye başlandı. 

Bazı muhalifler, çok basit olduğu gerekçesiyle Mahir’in etiketlerini eleştirmeye başladı. Verdiği cevap kendini bir kamu görevi yaptığına inandığını gösteriyordu. Cevabında iki nokta vardı.
🔴 Herkes kendi yaratıcılığını benzeri tasarım üzerinde hayata geçirebilir,
🔴 Benim yaptığım tasarımları isteyen alıp telif hakkı gibi bir endişeye kapılmadan kullanabilir.

Hemen ertesi gün, korku imparatorluğunun çarkları işlemeye başladı. Mahir Akkoyun hakkında soruşturma başlatılarak savcılık ifadeye çağırdı. İfadeye davet usulüyle değil, polis eşliğinde alınıp zorla götürüldü.

İfadesi alındıktan sonra ifade için savcılığa götürüldü. Savcı, yurt dışı yasağı ve adli kontrol uygulanması talebiyle mahkemeye sevk etti. Neyse ki vicdanını iktidara kiraya vermeyen bir hakime denk geldi de Mahir, herhangi bir kısıtlama olmaksızın serbest bırakıldı.  

Mahir Akkoyun, çıktığında yalnız değildi. Söyledikleri, iktidardakilerin amaçlarını boşa çıkardığını gösteriyordu:

 

“Yoksulluğu sefaleti gündeme getirmemden çok rahatsız oldular. Rahatsız etmeye de devam edeceğim.”

AK PARTİLİLERE SERBEST, MUHALİFLERE YASAK

Mahir’in gözaltına alınması, bu ülkenin geldiği noktayı bir kez daha ortaya koydu. AK Partililere suç işlemek serbest, AK Partili olmayanlar suç işlemese bile hükümeti eleştirdiği için suçlu muamelesi görebilir. 

Mahir’in yaptığı samimi ve özgün tepkilerden ibaret. Stickerları, bu tür tepkileri televizyonlarda görmeyenler için dikkat çekiciydi. 

Bu gencin suçu ne? Hayat pahalılığıyla ilgili görseller hazırlamak… 

Hayat pahalılığına sebep olanlara bir şey diyemeyenler, görsellerle pahalılığı anlatanı içeri tıkmak istiyor…

Gelinen noktanın özeti şu. Türkiye’nin en yakıcı sorunlarının başında ifade özgürlüğü geliyor. İfade özgürlüğünün olmadığı yerde eleştiri olmuyor, eleştirinin olmadığı yerde iktidardakiler ülkeyi istedikleri gibi yönetmeye kalkıyor.

“Biz Hizbullahçıyız, cihada hazırız” diyerek Kemal Kılıçdaroğlu’nu İYİ Parti lideri Meral Akşener’i tehdit edenler günlerce serbest dolaşırken, pahalılığı anlatan gözaltına alınıyor.

Mahir gibi, zekasıyla muhalefet yapanlar, bu ülkeyi kurtuluşa götürecek. 

Korku korkaktır, ancak üzerine gidildiğinde üstesinden gelinir.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin