Ana Sayfa Yazarlar Levent Kenez Motor-dil etkileşimi üzerine betimlemeler

Motor-dil etkileşimi üzerine betimlemeler

Yorum | Levent Kenez

Mesele ‘bizim kıza bir iş bulsak da bir yerlere yerleştirsek’ olsa, bir telefonla mecbur işe alacak tonlarca adres var. En plazasından en butiğine… Kaldı ki bir iş arama durumu da söz konusu değil. Seta var zaten. Demek ki gerçekten kendisinden istifade edilmesi düşünülen değerli bir danışman. Uzmanlık alanları ki bunları kendi başıma yazmam mümkün değil mecburen kopyala-yapıştır anca yapabiliyorum: ‘Dil işlemenin nörobiyolojik yönleri, motor-dil etkileşimleri, dil bozuklukları ve bunların genomik özellikleri’. Yine ek deneyimleri arasında ‘motor konuşma bozuklukları, fonolojik bozukluklar ayırıcı olarak tanı aldığı bir klinikte çalışmak ve koklear implantları olan çocuklara tedavi uygulamak’ bulunmaktaymış. Gerçekten pek bilgimiz olmayan ama kulağa epey afilli ve faydalı gelen konularda genç bir uzmanımızın olması iftihar vesilesi. Hele ki yurtdışında yaşamak varken memleketimize dönüş yapmış, birikimlerini milletimizle paylaşmayı seçmiş. Aynı kadirşinaslığı Sümeyye, Esra, Bilal, Berat ve Burak da yapmıştı. Saray’a hangi konularda danışmanlık yapacak bilmiyoruz. Allah korusun, hanedan üyelerinin çocuklarının yukarıdaki alanlara giren bir ihtiyacı mı var bilinmez. Gerçi bütün hanedan üyeleri için dil bozukluğundan bahsedebilir, neyse.

Bir kızcağız üzerinden bütün bir siyasi kamplaşmanın ve nefretin bocalandığını görünce insan biraz frene basmak istiyor. Zaten kızın danışman olduğunu yazan haberlerin fotoğrafını söyleyin ben size hangi tür yayın organı olduğunu söyleyeyim. Eğer kızımızın dili dışarıda ya da kafasında kulaklar varsa ya da bir koltuğa oturmuşsa ya da bir ayakkabı fotoğrafı gördüyseniz, ya tık almaya çalışan paçoz bir sitedesiniz ya da muhalif bir yayın organındasınız. Eğer ‘köylü bacımız saraya danışman olmuş’ fotoğrafı gördüyseniz hiç ama hiç panik yapıp korkmanıza gerek yok başınıza bir şey gelmeyecek güvenli bir yerdesiniz.

AKP’nin ülkeye yaptığı bence bir güzellik var ki o da hiçbir makamın en ufak bir ağırlığının kalmayışıdır. Neydi öyle ya eskiden…Meclis başkanlığından belediye başkanlığına, milletvekilliğinden büyükelçiliğe, komutanlıktan emniyet müdürlüğüne aklınıza gelebilecek ne kadar makam ve mevki varsa hepsine köpek muamelesi yaptıkları için kızcağızın saraya danışman olmasına o kadar da takılmamak lazım. Yiğit Bulut danışman ya, ötesi var mı? Varank da bakan, Bilal bilmem ne başkanı bilmem ne mütevelli üyesi, Kenan milletvekili, Gökçek’i tekme tokat kovdular malumunuz, Davutoğlu’na teneke bağladılar falan filan. Devlette bütün kadrolar bir tek adamın ve ailesinin ve haracını verenlerin varlığı içindir ki bu devirde kim bir yere gelmişse ya hırsızdır, ya da bunlarla çalışmayı midesi kaldırdığına göre en basitinden kötü bir insandır.

Şimdi bu kızcağızın üzerinden yok dejenerasyondu yok dinin içi boşaltılmıştı yok süslümanlar rezalet işine girmeye gerek yok. Bu meseleleri konuşmak için başörtülü kadınları özne yapanların iyi niyeti yok. Zaten mahallenin hali nedir uzun zamandır ortada. Eldeki insan kalitesinin utanç verici hali kadar, bir AKP’li başörtülü bulsak da dövsek seansları iğrenç.

Sosyal medyada kızcağıza sallayanların önemli bir kısmı görünürde laiklik hassasiyeti olan tipler. Efendim ‘başlar ayak olmuş, ayaklar baş’, ‘liyakat kalmamış’, ‘Bu kız nasıl danışman olurmuş?’. Sebebi çok basit çünkü anasını Meclis’e sokmadınız. Sadece başında örtü olduğu için kişiliğinden bağımsız bir çoğunuza kariyer ve tecrübe bakımından on basacak birine zulm ettiğiniz için. Hatırlayın o günleri, Merve Kavakçı küçük  çocuklarını okuldan alırken arkasından diğer çocuklara sloganlar söyletip yuhalatmıştınız. O sahne akıllardan gitmez bir sahnedir. Bir anneyi ve çocuklarını düşürdüğünüz o iğrenç durum n’oldu? O çocuklar büyüdü şimdi sizin öğrettiğiniz nefreti size, bize kusuyorlar. Şimdi n’apsak da muhafazakarlardan oy alsak diye şirinlikler yapacağınıza zamanında siz bir başörtülü aday gösterseydiniz, hadi CHP buna müsait değildi DSP yapsaydı, siyasi İslam’a en büyük darbeyi vururdunuz. O kadar lekeli ve iğrenç siciliniz var ki Erdoğan bunu yiye yiye doymadı. Tepe tepe kullandı yine bitmedi. Erdoğan’ın günahlarında yıkanamazsınız.

Son olarak da herkesin gördüğü bir şeyi vefa adına bir kere daha belirtelim. Vesayetin en korkunç günlerinde Meclis’te senin yanında oturacak kadar gözü kara Nazlı Ilıcak hala hapiste. 75 yaşında. Nazlı Ilıcak ayarında birisinin serbest kalıp kalmamasına bir kişinin karar verdiğini bilmeyen yok. Kardeşini vekil, kendini büyükelçi,  kızını danışman yapacak kadar Saray’a yakınlığın var, ya da babadan gelen ailenin kredisi var. İnsan vefa adına 75 yaşındaki Nazlı Ilıcak’ı serbest bıraktırmaz mı? Yani hukuku, kanunu geçtim zaten kimse suçu olduğu için içeride değil. Hadi belki denedin olmadı ya da korktun deneyemedin ya da sakın denemesin diye mesaj geldi o zaman çık iki laf et zor günler hatırına. Zavallı Nazlı Ilıcak hala silinmeyen Sabah gazetesi arşivinde sana Rosa Parks diyor.

Ecevit’in öldüğü gün söylediğin gibi hesap şaşmaz terazinin olduğu ahirete kaldı da Ecevit’in tırnağı olamayacağını görmek bugüne kaldı.

1 YORUM