Mola bir günde bitti, türbülans an meselesi…

Erdoğan’ın muharebe hazırlığı

HABER-YORUM | SEMİH ARDIÇ

Seçimler demokrasinin bayram günleridir. Demokratik rejimlerde piyasalar seçim zamanında daha serin kanlı hareket eder.

Türkiye gibi sistem krizi, borç krizi, reel sektör krizi, füze krizi gibi farklı sahalardaki krizi aynı zaman diliminde bir araya getirmeyi başarmış bir ülkede seçim sadece partiler ve seçmenlere nefes aldırmaz.

DEMOKRASİ BAYRAMINDA KAOS PLANLARI

Birkaç günlüğüne de olsa yatırımcılar da bayram havasının tadını çıkarmaya çalışır. Bu arada hem seçimden evvelki dönemin muhasebesi yapılır hem de sandıkta şekillenen siyasi dinamiklerin muhtemel neticeleri hesaplanır.

24 Haziran 2018’de yapılan Partili Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği Genel Seçimi ile girilen tek adam karanlığında kriz içinde krize maruz kalan Türk Lirası’na yatırım yapanlar için 31 Mart yeni bir başlangıca vesile olabilir mi?

Herkesin cevabını aradığı bu suâl Saray’ın kapısında tuz-buz oluyor.

YAPISAL REFORM BALKONDA KALDI

Seçime bir hafta kala doların 5,84 TL’ye kadar tırmanması fay hatlarının hareketlendiğini göstermişti.

31 Mart Pazar günü İstanbul ve Ankara’yı kaybeden Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) lideri Recep Tayyip Erdoğan’ın aynı akşam balkon konuşmasında “yapısal reform” bahsini açması yabancı yatırımcıları heyecanlandırmıştı.

Mamafih Pazartesi sabahından şu vakte kadar geçen sürede yapısal reform iradesi bir tarafa yine piyasa ile büyük bir harbe girmeye hazırlandığına dair iddialar öne çıktı. Yapısal reform sözü balkonda kaldı.

MUHALEFETİN ZAFERİNİ MIZIKÇILIKLA GÖLGELEMEK

Muhalefeti “ağlaklıkla” itham eden AKP, İstanbul ve Ankara’da demokratik mücadelenin galibi  Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ın belediye başkanlığı mazbatasını almaması için mızıkçılık yapıyor.

Yüksek Seçim Kurulu (YSK) tarafından ilan edilen geçici neticelere göre İmamoğlu da Yavaş da başkan seçildiği halde İstanbul’da “Teşekkürler İstanbul” afişleri asılıyor.

Diğer taraftan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun sevk ve idaresinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde bazı hassas ihale dosyalarının imha edildiği söyleniyor.

Ankara’da Büyükşehir Belediyesi’ne ait taşıtlar AKP’li belediyelere hibe ediliyor. Yangından mal kaçırmanın partileşmiş hali.

PİYASA VERDİĞİ KREDİYİ ANINDA GERİ ALDI

Demokrasinin tek taraflı bir rejim olarak telakki edildiğini ele veren bu tablo Erdoğan’dan habersiz olabilir mi?

Ezcümle piyasanın yanlış adama hatalı kredi verdiğini idrak etmesi uzun sürmedi. Erdoğan ve ekibi bunu idrak etmeleri için ellerinden geleni yaptı son iki günde.

Seçim durağı geçildiğinde otobüs zaten kriz tabelasını takip edecekti. Sadece o kısa molada muhataplarımızı kriz yolculuğunun kısa sürebileceğine inandırmak için iyi bir fırsat yakalanmıştı o kadar.

Kaptan otobüsten inenlerden-otobüse yeni binenlerden rahatsız olunca öfkeyle yine gaza bastı bile…Halının altına ittiği çer çöpü salonun ortasına yığdı.

İLK ZAM BENZİN VE ELEKTRİK FİYATLARINA

Benzin ve elektrik zamları ile perdeyi açtı. Hazirana kadar kalacağı söylenen tanzim satış çadırlarını söktü. Kendisine oy veren vermeyen herkese “Ne haliniz varsa görün!” gaddarlığı ile muamele ediyor.

Seçim sonrası zammı ile benzinin litre fiyatı Ankara’da 6,97 lira, İstanbul’da 6,95 liraya yükseldi.

Elektriğin toptan fiyatı da kilowat saat (kWh) başına 17,2700 kuruşa çıktı. Dağıtım şirketlerine yapılan yüzde 37 zam er ya da geç tüketiciye de aksedecek.

Diğer taraftan elektrik tüketimi ocak ve şubat aylarının akabinde martta da düştü. Kriz sebebiyle elektrik talebi de azalıyor.

ARABA SATIŞLARI ÇAKILDI

Araba başına 15 bin lirayı bulan Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) indirimine rağmen otomobil ve hafif ticari satışları yılın ilk üç ayında yüzde 44 azaldı.

Otomobil ve hafif ticari taşıt satışlarındaki düşüş tarihin en yüksek seviyelerinde. Geçen sene yüzde 35 küçülen pazar 2019’un ilk üç ayında da yarı yarıya daraldı.

Üç ayda 81 ilde toplam 88 bine 469 adet araba satıldı ki bu rakam işlerin iyi gittiği vakitlerde bir aylık satışın bile altında.

Firmalar krizde ayakta kalmak için personel sayısında tenkisata gidiyor. Böyle giderse geçen sene yüzde 35 küçülen otomotiv sektörü 2019 senesinde de bunun üzerine yüzde 50’ye yakın daha daralacak.

Bu kadar geniş çaplı ve uzun periyotlu bir kriz hiç yaşanmadı. Ne 2001’de ne de 2009’da bu kadar daraldı pazar.

S-400’DE OKYANUS ÖTESİNDEN İLK HAMLE

Erdoğan’ın “O iş bitti. Tükürdüğümüzü yalamayız.” dediği S-400 bahsinde ABD çemberi daraltıyor.

1 Nisan’da F-35 taarruz uçaklarının imalatında kullanılan bazı ekipmanların Türkiye’ye satışı resmen askıya alınmıştı.

ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) 2 Nisan’da da Türk Hava Kuvvetleri’nin eğitim için ABD’ye gönderdiği savaş pilotları hakkında bir karar aldı. Türkiye’den gelen pilotlara F35 eğitimi ikinci bir emre kadar durduruldu.

Erdoğan, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nu 4 Nisan’da ABD’ye gönderirken diğer taraftan muhtemel müeyyidelere hazırlık yapıyor.

ERDOĞAN DAHA DA HIRÇINLAŞACAK

Piyasada konuşulanlara göre Türkiye’nin yeni bir türbülansa girmesi an meselesi. Sandıktan çıkan neticeyi içine sindiremeyen Erdoğan daha da hırçınlaşacak. Zira kendisine ihanet ettiğini düşündüğü derin müttefikleri ile de muharebeye girmeye hazırlanıyor.

AKP’nin İstanbul’u kaybetmesinin ardından Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’a ait vakıflar ile Büyükşehir Belediyesi arasındaki para trafiği de duracak.

Ankara Meydan Muharebesi’nin en büyük 2’nci cephesi de İstanbul olacak. Boğaz’ın kıyısında Erdoğan’a karşı bilenmiş rakiplerinin toplantı trafiği de hızlanırken iktisadî krizden çıkış Erdoğan’ın aklına bile gelmeyecek.

Piyasa kurşun gibi ağır havada yeni riskleri fiyatlandırıyor. ABD’den gelecek her “iptal” haberi döviz ve faizi yukarı tırmandıracak.

PİYASALARI ATEŞE VERMEK…

Erdoğan’ın tahtı kurtarma planında mali piyasaları ateşe vermek de var. Böylece 31 Mart’ta yeşeren “değişim ve demokratikleşme” ümitlerini de ortadan kaldırabileceğine inanıyor.

AKP içinde Erdoğan’ın Hazine’nin başına getirdiği damadı Berat Albayrak’ın beceriksizliklerinin faturasını partinin 31 Mart’ta ödediği konuşuluyor.

Erdoğan kendisine yapılan şu tavsiyelere burun kıvırıyor: “Yapısal reformlar; hukuka üstünlük tanıyarak, yargı bağımsızlığını gerçekleştirerek, yasalar önünde herkesi eşit sayarak, yasama, yargı ve yürütme erklerini ayırarak başlamalı. Geçmiş tecrübeler gösteriyor ki hukukun üstünlüğü olmadan vergileri düzelterek, bütçe açığını düşürerek gideceğimiz yol en fazla 10 yıl sürüyor.”

Huylu huyundan vazgeçmiyor… Diktatörlere has “ben yanarsam hepinizi yakarım” marazi hastalığı yine nüksedecek.

Gözünüzün piyasa verilerinde ve haber akışında olmasını tavsiye ederim.

Bankalar artık hiç emniyetli değil. AKP’li isimler bile yurt dışına para çıkarıyor.

Hassaten erbab-ı ticaretin varlığını mümkün mertebe emniyetli limanlarda muhafaza etmesinde fayda var.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin