YORUM | M. AHMET KARABAY
Seçim tarihi belli olunca saflar netleşmeye başladı. Adayların kesinleşmesiyle beraber, partilerin konumlanmaları da belirginleşmiş olacak. Bugüne kadar Millet İttifakı’nı HDP ile işbirliği yapmakla suçlayanların, bölücülüğü parti tüzüğüne koyan Hüda-Par ile beraberlik ilan etmesi, “mevzu bahis iktidarsa gerisi teferruat” olduğunu ortaya koymuş oldu.
Millet İttifakı, iktidarın kullandığı kanalizasyon dilinden korktuğu için bugüne kadar, bu ülkenin üçüncü partisi olan HDP ile doğrudan ilişki kurmaktan çekindi. Yapılacak temasın toplum nazarında ittifakı yıpratıcı etki yapmasından korktuğu için bu yola gitti.
Kendilerine “Altılı Masa” adı verilmesini benimseyen bu ittifak, HDP ile ilişkilerde kaçak güreş yöntemini 2019 yerel seçimlerinde uyguladı. Bundan sonuç da aldı. İstanbul, Ankara, Adana, Mersin gibi büyükşehirler bu örtülü ittifak sayesinde kazanıldı.
Ancak öyle anlaşılıyor ki bu seçimde HDP, gizli ilişki kurmak yerine ilan edilmiş bir birliktelik istiyor. Üstelik bu adı konulmuş birliktelikten bakanlık ya da cumhurbaşkanı yardımcılığı gibi bir beklentisinin de olmadığını ilan etmiş durumda.
Bütün bunlara rağmen İYİ Parti, kendi tabanından çekindiği için HDP ile adının aynı cümlede geçmiş olmasından bile rahatsız oluyor.
Bunda kendi açısından haksız da sayılmaz. İYİ Parti her ne kadar kendini merkezde konumlandırıyor gibi görünse de milliyetçi tabanın üzerine oturduğunun bilincinde. Milliyetçi bir tabanın da bir terör örgütü olarak nitelendirilen PKK’ya sıcak bakmayacağını biliyor.
CUMHUR İTTİFAKI’NIN HÜDA-PAR AŞKI
Bütün bu tereddütler yaşanırken, seçim gelip kapıyı çalınca iktidar kanadı safları sıklaştırma yolunda adımlar atmaya başladı. Cumhur İttifakı safları kalabalık görünsün yeter diye düşünüldü. Tabela partisi bile olsa gelecek üç beş oy önemliydi.
Hizbullah, 1990’lı yıllarda yaşanan PKK eylemlerine karşı koymak için İslamcı tabanın tepkisi gibi gösterilip derin yapılar tarafından kurulan bir yapıydı. Eli kanlı bir terör örgütüydü.
Aslına bakılırsa, PKK bu ülkede Kürtleri şeytanlaştırıp ayrıştırmak için laboratuvarda geliştirilen bir virüs idi. Ancak rakı vücuda girince şişede göründüğü gibi masum durmadığından PKK da toplumla buluştuktan sonra birilerinin hesabı bozulmuş oldu.
Aynı merkez bu kez antivirüs olarak Kürt toplumuna yönelik Hizbullah’ı üretip bölgeye sürdü. Ne var ki PKK’nın kontrolden çıkması ve geniş taban oluşturması gibi Hizbullah’ta da benzeri bir durum yaşanma ihtimali ortaya çıktı.
PKK gibi Hizbullah da eylemlerini Güneydoğu’dan büyük şehirlere taşıdı. Ülkenin aydınları Hizbullah’ın ölüm tehditleri altında yaşamaya başladı. İslamcı feminist olarak tanınan Konca Kuriş, kaçırılıp günlerce işkence edildikten sonra öldürüldü. İstanbul’da işkence evleri ortaya çıktı.
Hizbullah silahlı terör örgütü, artık büyük ölçüde tasfiye olmuş durumda. Bugün AK Parti’nin yanında bulundurmaktan güç ve gurur duyduğu Hüda-Par’ın Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, davet edildiği programlarda Hizbullah’ın terör örgütü olmadığını savunuyor.
Cumhur İttifakı saflarına katılacağı söylenen HÜDA-PAR’ın genel başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu’nun 1 yıl önce söyledikleri:
“Türkiye Cumhuriyeti’ne göre Hizbullah terör örgütü olabilir ama bana göre bir terör örgütü değil.” pic.twitter.com/TIomGq3DyU
— 23 DERECE (@yirmiucderece) March 10, 2023
Bir kimsenin devletin dayattığı resmi dili kullanması gerekmediğine inanıyorum. Bundan dolayı Yapıcıoğlu’ndan, Hizbullah’ı terör örgütü olarak nitelemesi dayatmasını doğru bulmuyorum.
Ancak, benim söylemeye çalıştığım, iktidar kanadını oluşturan AK Parti ve MHP’nin bu konuda sergilediği çifte standart. Cumhur İttifakı’nın HDP ile ilişki kurmasını ülkeye ihanet olarak gösteren iktidar cenahı, aynı konumdaki Hüda-Par ile birliktelik ilan etmekte sakınca görmüyor.
TÜRK BAYRAĞI ADIYLA SORUNLU, KÜRDİSTAN DEMEKTEN ÇEKİNMİYOR
Hüda-Par lideri Yapıcıoğlu, ay yıldızlı bayrağa “Türk bayrağı” denmesini de doğru bulmuyor. “Türk Bayrağı ismi bana problemli geliyor” diyerek bu ifadenin Kürtleri dışladığı görüşünü savunuyor.
Cumhur İttifakı’na katılarak Recep Tayyip Erdoğan’ı destekleyeceğini açıklayan HÜDA PAR GenelBaşkanı Zekeriya Yapıcıoğlu: “Türk Bayrağı ismi bana problemli geliyor. Neden Türkiye bayrağı değil de Türk Bayrağı deniyor?” pic.twitter.com/6zTA10Xp1b
— Haber (@Haber) March 11, 2023
Güneydoğu Anadolu bölgesine “Kürdistan” denmesinden rahatsız olan AK Parti ve MHP, Yapıcıoğlu’nun seçim afişinde aynı ifadenin kullanmasını bir sorun olarak görmüyor.
İktidarı ellerinde tutabilmek için 85 bin oyu bulunan (2018 Genel Seçimleri) Hüda-Par ile işbirliği yapmayı zorunlu görüyor. Bütün tuşlara aynı anda basıp sonuç almaya çalışan bir görünümü var.
Erdoğan kendini o kadar çaresiz hissediyor ki kaybetme ihtimali ölümden daha ağır geliyor. Can simidi olarak yanına aldığı MHP lideri Devlet Bahçeli, baraj sorunuyla can derdine düşmüş durumda.
İktidar kanadı Hüda-Par’la açık ilişkiye girdiğine göre, Millet İttifakı HDP ile yürüttüğü örtülü diyaloğu bütün açıklığıyla kamuoyu önünde sürdürmeli. Muhalefet, bu konuda iktidar kadar cesur olmalı.
OĞUL ERBAKAN’IN BABASINA İHANETİ
İktidar kanadı, Saadet Partisi’nin Millet İttifakı içinde yer almasının, siyaseten haram olduğunu anlatmaya çalışıyor. Dünün çocukları, Milli Görüş’e verdiği emeklerin haram olmasını söylüyor. Saadet’in yaptığının Necmettin Erbakan’a ihanet olduğunu öne sürüyorlar.
Toplumun hafızasının zayıflığından hareket eden iktidar mensupları, Erbakan’ın Milli Selamet Partisi lideri olarak 1974’te CHP ile koalisyon kurduğunu unutturmaya çalışıyorlar.
Erbakan o yıllarda yaptığı ortaklıktan hiçbir zaman pişmanlık duymadı. Sonraki yıllarda bunu hep savundu. Dahası, sol partilerle bir koalisyona açık olduğunu her fırsatta dile getirdi.
Erbakan sadece sol partilerle koalisyon kurabileceğini söylemekle kalmadı. AK Parti’nin kuruluşundan itibaren hayatını bu siyasi partinin iç yüzünü anlatmaya çalıştı. Erdoğan liderliğinde kurulan partiye hiçbir zaman AK Parti demedi. Her defasında “AKP” diye isimlendirdi.
Erbakan, söz iktidar partisine geldiğinde bu siyasi yapının İsrail ve ABD Siyonist çevrelerince kurulduğunu dile getirdi. “AKP’ye oy vermek İsrail’e, ABD’ye oy vermek” diye konuştu.
Şimdi Erbakan’ın mirasyedi oğlu Yeniden Refah Partisi lideri Fatih Erbakan, babasının “İsrail’e oy vermek” dediği AK Parti ile seçim işbirliği yapmaya hazırlanıyor.
Bütün bunları bir kenara bırakıp Ali Sunal’ın Show TV ekranlarında isyanını izlemenizi istiyorum. Yazının konusuyla ilgisi olmayabilir, bir video paylaşacağım. Programının bitirilmesini göze alma pahasına takındığı bu özgürlükçü tavrından dolayı Ali Sunal’ı kutluyorum.
baban hayatta olsaydı gururla izlerdi seni. büyüksün. pic.twitter.com/mMzzIh7qnL
— Wolvi (@wolviyim) March 11, 2023
