MHP’nin derdi başka!

YORUM | ALPER ENDER FIRAT

AKP’nin Adalet Bakanı Bekir Bozdağ başkanlığındaki bir heyetle HDP’yi ziyaret etmesinden sonra bütün gözler ortağı MHP’ye çevrilmiş, nasıl tepki vereceği merakla beklenmişti. Hatta bazı gazeteciler, Devlet Bahçeli’nin sert sözlerle eleştireceği yönünde haberler yapmıştı. Ancak beklenen olmamış, Bahçeli, AKP ile köprüleri atacak bir çıkış yapmamıştı. Zaten ortaklığı bir anda bitirecek bir çıkış hiç de akıllıca olmazdı. 

Devlet Bahçeli, HDP ile görüşmelerini normal bulan bir açıklama yapmıştı ama AKP’nin HDP ile flört etmesini tamamen sineye çekeceği anlamına gelmiyordu. Burada MHP’yi politika belirleyen, kendi başına kararlar alan bir parti olarak zikretmiş olmayayım. MHP, AKP ile ortaklığın sadece görünen yüzü, asıl ortakların kim olduğunu herkes biliyor. 

İstiklal Caddesi saldırısından sonra yakalanan sanığın geçmişi, bağlantıları, kamuoyuna yansıyan görüntüleri ve tam adrese teslim ifadeleri sanıkla ilgili soru işaretlerini her geçen gün arttırıyor. Ortaya dökülen her yeni bilgi olaydaki düzmeceliği biraz daha ortaya çıkarıyor. Öte yandan PKK’nın ve PYD’nin saldırıyla hiç bir bağlarının olmadığını açıklaması da işin başka bir tarafı. 

Bütün bunlara rağmen MHP ısrarla saldırıyı o tarafa yıkmaya ve HDP’yi hedef alan açıklamalarına devam ediyor. Düşünün, varlığını gerçekleştirdiği terör eylemlerine borçlu örgüt, buna rağmen ‘benim saldırıyla alakam yok’ diyor ama İçişleri Bakanlığı ve MHP ‘hayır hayır bunu sen yaptın’ diye  ısrar ediyor. 

Burada garip bir şey daha var ki o da PKK’nın veya yan örgütlerinin saldırıyı üstlenmemiş olmasıdır. Bu durum, yeni terör stratejisi konusunda derin devletinin kafasının net olmadığı ya da farklı düşüncelerin olduğu anlamına mı gelir bilemedim. Bu konuda net bir karar olsaydı PKK’nın ya da yan örgütlerinden birinin bu eylemi üstlenmesi sağlanırdı. Hatırlayın daha önceki terör saldırılarında PKK’nın üstlenmediği durumlarda hemen TAK devreye girer ve olayı üstlenir, işin gerçek faillerini büyük bir yükten kurtarırdı. 7 Haziran’dan sonraki terör eylemlerinin büyük bir bölümünü -tam olarak nasıl bir örgüt olduğunu bilmediğimiz- TAK üstlenmiş, kamuoyunda terörü PKK yapıyor havası estirilmişti. 

Ama şu kesin ki bu olaydan sonra MHP’nin, HDP’yi hedef alan sözlerinde bariz bir artış gözleniyor. Eşeğine laf söyleyemeyen şimdilik semerini dövüyor. MHP, AKP’nin politika yenileme, müttefik ve düşman değiştirmedeki zikzaklarını ve çabukluğunu bildiği için, Recep’in şerrinden emin olacak uzaklıkta durup, AKP’nin HDP ile yakınlaşmasını bir şekilde engellemeye bakacak. MHP’nin İstiklal Caddesi saldırısını gerekçe göstererek agresif bir dil kullanması bile saldırının HDP ile AKP’nin yakınlaşmasını önlemek için organize edildiğini açık ediyor.  

Taksim saldırısının arkasındakiler, daha önceki diğer yüzlerce eylem gibi üzerinde birkaç gün konuşulup, gündem olduktan sonra unutulacağını, adliyenin tozlu raflarına gönderileceğini hesap ediyor olmalılar. 

Nasıl olsa terörü, şiddetli, en şiddetli ve en en şiddetli kınayıp lanetleyince bütün sorumluluktan kurtulduğunu zanneden insanlar yaşıyor bu ülkede. Kınıyor, lanetliyor ama gerçek katillerin yakalanmasına da asla müsade etmiyor. Bu terör eylemlerinin arkasında kimler var, kimler bu işi organize ediyor diye merak edenleri, işin gerçek faillerine ulaşanları, vatan hainliğinden, fütücülüğe kadar uzanan bir sürü ithama maruz bırakıp hapsediyorlar. Ölen öldüğüyle kalıyor, suçlular asla cezalandırılmıyor. Cezalandırmak isteyenler de bizzat ölenlerin yakınları tarafından suçlanıp hapsediliyor. Onca katili cezalandıran asker, polis ve yargı mensubunun hapiste olması, katillerin göstere göstere terör eylemi yaptırması; bu da yetmiyormuş gibi sosyal medyada sadece cemaatin tartışılması bile bunun ispatı. 

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin