Ana Sayfa HABER MHP, niyetini ilk kez böyle net açıkladı

MHP, niyetini ilk kez böyle net açıkladı

M. AHMET KARABAY | HABER ANALİZ

MHP’nin Cumhur İttifakı içindeki konumu ve oynadığı rol giderek daha çok sorgulanıyor. Parlamentodaki sandalye dağılımında dördüncü sırada olan parti, tek başına iktidar görünen AK Parti’ye her fırsatta ayar veriyor. 17-25 saati ile verilen mesaj ise yakın geçmişte ilk ağızdan dinlediklerimi teyit ediyor.

Fenerbahçe Kulübü Başkanı Ali Koç’un ziyareti, Genel Başkan Devlet Bahçeli’nin Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan etrafındaki kuşatmayı biraz daha daraltmak amacına yönelikti. Ali Koç’un ziyareti ve 17-25 Aralık’ta durdurulan saat bir dönüm noktası olarak anılacak.

Demokles’in kılıcı ve Bahçeli’nin 17-25 Aralık saati başlıklı yazımda, MHP liderinin belli bir tarihte durdurulan saatiyle verdiği mesaja çok kısa temas etmiştim. MHP’nin, Erdoğan’dan istediği tek bir şey var: “Seninle belirlediğimiz çizginin dışına çıkma.”

Hatırlarsanız, Bahçeli geçtiğimiz 8 yılda hep Erdoğan’ın istediğinden çok daha fazlasını verdi. Erdoğan’ı anayasal çizgiye çekmeye çalışmak yerine, Ekim 2016’da yani darbeden birkaç ay sonra, “Fiili durum yaratılan başkanlık sistemi için hukuki bir yol aranmalı.” diyerek cumhurbaşkanlığı sisteminin önünü açmıştı.

8 yıldan bu yana Bahçeli, uyumlu bir iktidar partneri olarak görüldü. O kadar uyumlu ki, Erdoğan’dan daha çok Erdoğan’ı düşünüyormuş gibi bir tavır sergiledi.

‘BİZ ADLİYEDE VE EMNİYETTE, ONLAR SAĞLIK VE DİYANET’TE ETKİNİZ’

MHP’de üst düzey görevler yapmış ve halen partinin çatısı altında bulunan bir dostum, aşağıda anlatacağım bilgiyi paylaştığında çok inanasım gelmemişti. Neredeyse aynı bilgileri önceki gün halen MHP Genel Merkez yönetiminde olan bir isim, haber kaynağıma aktarınca bu bilgilerin “off the record” olmadığına hükmettim. Zaten bana anlatan da konuşurken “yazılmamak kaydıyla” şerhi düşmemişti.

MHP yöneticisinin değerlendirmeleri bir parti politikası mı, yoksa kamuoyu oluşturma girişimi mi ondan emin değilim. Bu noktanın altını çizmeliyim. MHP’li isim, önce AK Parti’nin ilk yıllarına gidip bir hatırlatma yaptı.

AK Parti’nin 2002’de iktidara geldiğinde kendi kadrosu bulunmadığını ve Gülen Cemaati kadrolarından yararlandığına vurgu yapan MHP’li isim, 2013’e gelindiğinde Erdoğan artık kendi kadrolarını yetiştirdiklerine inandığını ifade etti.

“Bugün faaliyet gösteren dershane yok mu?” diye soran MHP’li, dershanelerin kapatılmasını bizzat Erdoğan’ın istediğine dikkat çekti. “Dershane tartışmasının Gülen Cemaati kadrolarının devletten tasfiye hareketinin ilk adımıydı. Başlatılmak istenen kavgaya bir gerekçe lazımdı.” dedi.

AK Partili kadroların yetiştiğini ve farklı bakanlıklarda görev yaptığını hatırlatan parti yöneticisi konuşmasını şöyle sürdürdü: “AK Parti kadroları elbette bütün bakanlıklarda var. Ancak ağırlıklı olarak onlar sadece Sağlık Bakanlığı’nda ve Diyanet camiasında etkinler. Bir miktar da Milli Eğitim’i sayabiliriz. Ama hayati öneme sahip emniyet ve yargı neredeyse bizim arkadaşlarımızın ya da Cumhuriyet felsefesini özümseyen insanların elinde.

‘50 YILDA OLUŞAN KADROLAR 50 GÜNDE TEMİZLENİR’

Devam ediyor: “Zamanı geldiğinde Cumhuriyet felsefesine inanmadığı belirlenenler ve suça bulaşanların hepsi bir hamlede temizlenecek. Eskiden bir partinin kadrolarının temizlenmesi yıllar alabilirdi. Şimdi ise kadro temizliği çok kolaylaştırıldı. 

50 yılda oluşan kadroları, 50 günde temizleyebilecek bir altyapı var. Üstelik de nasıl çalıştığı yakın geçmişte test edilmiş durumda. 

Cumhurbaşkanlığı sistemine geçilirken Erdoğan bu kadar geniş yetkiye sahip olabileceğini aklından bile geçirmeye çekiniyordu. Biz Sayın Erdoğan kendisiyle ilgili hangi yetkiyi düşünüyorsa onu onayladı, ya da onaylamasını uygun hale getirdik. Erdoğan, bugün sahip olduğu yetkilerin kapsamına kendisi bile şaşırıyor. 

MHP istese 7 Haziran 2015 seçimlerinde ortaya çıkan tablodan sonra AK Parti’yi iktidardan düşürecek adımlar atabilirdi. Bunu yapabilecek bir ortam ve MHP’de bunu başarabilecek kurmay zekaya sahip siyasetçiler vardı. 

Biz bunu yapmak yerine AK Parti’nin önünü açtık. Eğer o zaman iktidardan uzaklaşsa, muhalefette yeniden toparlanma imkan ve ihtimali vardı. Son 8-9 yılda AK Parti ve lideri, muktedir olarak iktidarda olduklarını hücrelerine kadar inanıyor ve öyle davranıyor. Buna karşılık toplumdaki beklentilerin bütünüyle yok olup gitmesi sağlanmış oldu. Bir daha muhalefet çok büyük yanlış yapmadığı sürece AK Parti ve onun temsil ettiği zihniyetin iktidar yüzü görmesi mümkün değil.”

MHP ŞARTLARIN OLGUNLAŞMASINI BEKLİYOR

12 Eylül 1980 darbesi sonrasında 2. Ordu Komutanı Bedrettin Demirel’in, “Biz aslında yönetime el koymayı bir yıl önce planlamıştık. Şartların olgunlaşmasını bekledik.” demesi gibi MHP de AK Parti zihniyetinin bir daha gelmemek üzere gitmesi için şartların olgunlaşmasını bekliyor.

MHP yöneticisinin tanımladığı iki kanatlı parti: “Türkiye’de bütün partiler tek kesimi temsil ediyor. Toplumun birbirine ters gibi görünen iki kesimini temsil edebilen tek parti MHP’dir bunu unutmayın. MHP’nin ciddi dindar bir tabanı bulunuyor. Bunlar samimiyetle İslam’a inanan bir kesim. Bunun yanında bizim omurgamız Cumhuriyet değerlerine inanan kitlelerden oluşuyor. Biz sahip olduğumuz dindar ve laik kanadımızla hemen her parti ile ittifak kurabilecek tek partiyiz.” 

Türkiye’nin girdiği ekonomik krizden çıkmasının yolu ve yönteminin belli olduğunu hatırlatan MHP yöneticisi, iktidardakilerin güç zehirlenmesinin geldiği nokta yüzünden yapılması gerekenleri bir türlü hayata geçirmediğini vurgulayıp şöyle devem ediyor: “Aslında yandaşların korunması ve Saray’ın ciddi bir tasarrufa girişmesi halinde toplumun gözünü bir sonraki seçimde yine boyama ihtimalleri vardı. Ancak bahsettiğim güç zehirlenmesi bunların hepsini ihtimal denkleminden çıkarmasını sağladı. Baksanıza Saray’ın bütçesi 6 milyardan bu yıl 12 milyara çıkarıldı. 12 milyarlık bütçe de yılın 7 ayında tüketildi. Epey bir süreden bu yana biz sadece seyrediyoruz. Zaman zaman da Genel Başkanımız Devlet Bey, küçük rötuşlar yaparak AK Parti’nin kendini tüketme yolunda girdiği kulvarda kalmasını sağlıyor.” 

Bu tablonun ilanihaye devam etmeyeceğinin altını çizen MHP’li yönetici, AK Parti’nin bir sonraki seçimden başarıyla çıkabilme ihtimalinin kalmadığını söyledi. Türkiye’de bir erken seçimin önümüzdeki yılın sonlarına doğru kaçınılmaz hale geleceğini belirten bilinen siyasetçi, “Ülkeyi seçime götürme konusunda MHP’nin bir takviminin bulunmadığının bilinmesi gerekir. Bu bütünüyle şartların olgunlaşmasına bağlı. Büyük ihtimalle seçim 2025’te değil 2026’nın baharında olur.” değerlendirmesini yaptı.

MHP yöneticisine, “Ülkenin bu kadar kan kaybetmesine nasıl göz yumuluyor? Bir neslin umutları yok olup gitti!” diye sorulduğunda bilinen, “Devletlerin hayatında 20-25 yılın hesabı yapılmaz.” klişe cevabı yapıştırdı.

MHP yöneticisinin ağzından paylaştığım bilgiler, ülkenin geldiği noktada Cumhur İttifakı’nın küçük ortağının kendine pay çıkarma konusunda yaptığı bir yorum mudur bilemiyorum. Ama birkaç ay ara ile iki önemli MHP’li tarafından dillendirilince kamuoyuna yansıması gerektiğini düşündüm.

HENÜZ YORUM YOK