MHP Genel Başkan Yardımcısı’ndan ilginç paylaşım; CHP’ye kapatma davası mı açılacak?

MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir’in dün sosyal medya X hesabından yaptığı paylaşım kafaları karıştırdı. Zira Özdemir, söz konusu paylaşımında, “Kimse hukuktan üstün değildir. Mevcut yapısıyla Anayasaya uygun olmayan fiillerin odağı haline gelen CHP’nin vakit kaybetmeden kendisine çekidüzen vermesi gerekir.” ifadelerini kullanıyor.

İsmail Özdemir’e göre CHP, yani Türkiye’nin son seçim sonuçlarına göre birinci partisi, ‘Anayasaya uygun olmayan fiillerin odağı haline gelmiş’ durumda. Yani Özdemir diyor ki, parti yönetimi veya üyeleri sistematik şekilde Anayasa’ya aykırı eylemlerde bulunuyor. Bu, ‘rast gele’ kullanılabilecek bir ifade değil… Belli ki özellikle seçilmiş…

Bu ifade dikkat çekici! Çünkü bir siyasi partiye bu gerekçeyle kapatma davası açılması mümkün… Bu, Anayasa ve ilgili yasalar çerçevesinde açıkça tanımlanmış bir durum. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, ‘CHP’nin Anayasa’ya uygun olmayan fiillerin odağı haline geldiğini’ tespit ederse Anayasa Mahkemesi’ne kapatma davası açabilir.

Şöyle ki Anayasa’nın 68. maddesi, siyasi partilerin faaliyetlerinin, demokratik ilkeler ve Anayasa’ya uygun olması gerektiğini belirtir. Söz konusu maddenin 4. fıkrasında, “Siyasî partilerin tüzük ve programları ile eylemleri, Devletin bağımsızlığına, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, insan haklarına, eşitlik ve hukuk devleti ilkelerine, millet egemenliğine, demokratik ve lâik Cumhuriyet ilkelerine aykırı olamaz.” hükmü var.

Eğer bir parti, bu ilkelere aykırı davranırsa ne olur? İşte bu durumda ‘bu eylemler’ kapatma davasına gerekçe olarak gösterilebilir… Zira bu, partinin tüzüğü, programı veya üyelerinin eylemleriyle Anayasa’yı ihlal ettiği anlamına geliyor. Kısaca bir siyasi parti, ya tüzük ve programıyla ya da eylemlerle 68. maddenin dördüncü fıkrasına (laiklik, üniter yapı, demokrasi gibi ilkeler) aykırı bulunursa kapatılabiliyor.

2008’de AKP’ye açılan kapatma davasını hatırlayın! Gerekçe, ‘AKP’nin laikliğe aykırı fiillerin odağı haline gelmesi’ydi. Dönemin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya, başörtüsü düzenlemeleri ve parti yöneticilerinin açıklamalarını ‘kapatma davasına’ delil olarak göstermişti. Ancak Anayasa Mahkemesi, kapatmaya değil, hazine yardımını kesmeye hükmetti. Çünkü ‘odak’ olduğu kabul edilse de kapatma için yeterince ağır bulunmadı.

Bu arada, Siyasi Partiler Kanunu 101. maddesi de kapatma davası açılabilecek halleri detaylandırıyor. Örneğin, laiklik karşıtı eylemler, devletin bölünmezliğine zarar verme veya ‘şiddet teşviki’ gibi fiiller bu kapsama giriyor. İktidar ve ortağı MHP’nin kurmaylarına göre Özgür Özel özellikle İmamoğlu’nun gözaltına alınması sonrası yaptığı bütün açıklamalrada ‘şiddeti teşvik’ ediyor…

MHP’li İsmail Özdemir’in dün yaptığı paylaşım bu nedenle dikkat çekiciydi. Özgür Özel, dün açıkladığı ‘olağanüstü kurultay’ kararıyla ‘olası kayyım atamasının’ önüne geçtiklerini savundu. Özel’in açıklamasına göre dün akşam saatlerinde CHP’ye ‘kayyım’ atanma riski vardı. Ülkenin ana muhalefet partisine ‘şaibeli kurultay’ iddialarını gerekçe göstererek ‘kayyım’ atamayı göze alan bir rejimin, kapatma davası açmayacağının garantisi var mı?


Bu arada merak edenler için, MHP’li İsmail Özdemir’in açıklamasının tamamı şöyle;

Geçmişte üniversite öğrencilerini “boykotta bir, işgal de bir” diyerek kışkırtarak demokrasi ve hukuk karşıtı eylemlere sevkeden zihniyet, bugün de bir yandan sokak çağrısı yaparak, diğer yandan polise ve hukuk insanlarına parmak sallayarak gerçekte demokrasiye ne derece bağlı olduğunu gösteriyor.

CHP’nin acemi ve sevimsiz genel başkanı Özgür Özel, toplumun huzuru ve hukukun üstünlüğünü önceleyip bunca vahim iddialar, yolsuzluklar ve hesabı belirsiz paralar karşısında “aklanıp gelmeliler” demek yerine, aklınca devlete kafa tutuyor, bilhassa gençlerimizi kışkırtıyor, insanları şiddete teşvik ediyor.

Bu vahim hali bir siyasi parti genel başkanına yakışmıyor. Yakışmadığı gibi Türkiye aleyhine yönlendirmelere kişisel olarak açık olduğunu da her yönüyle belli ediyor. Tek bir gencimizin, tek bir polisimizin, tek bir vatandaşımızın burnu dahi kanasa sorumlusu Özgür Özel’dir. 

Tahrik edilen kitleler polisimize saldırıyor, küfür ve hakaretlerle her türlü rezilliği sergiliyorlar. Sokak çağrısı yapanların insanları anarşizme sevkeden hallerinin kabulü mümkün değildir.

Dahası salyasını siyaset sahasına akıtmaya yeltenen grup başkanvekili sıfatlı, insanlıktan nasibini almamış CHP bünyesine sızmayı başarmış buçuk tiplemelerin hezeyanları, kendi kalibre ve ederlerini göstermektedir. Kimse Türkiye’nin huzur ve güvenliği ile oynamaya kalkmamalıdır. Mübarek ayda yapılan bu vandallık yerine sabırla hukuki sürecin işleyişi beklenmelidir.

CHP, kendisine yönelen ağır ve vahim yolsuzluk iddiaları üzerinden gün yüzüne çıkan lekeyi üzerinden kaldırmak istiyorsa, hukukun işini yapmasını sağlamalıdır. Kimse hukuktan üstün değildir. Mevcut yapısıyla Anayasaya uygun olmayan fiillerin odağı haline gelen CHP’nin vakit kaybetmeden kendisine çekidüzen vermesi gerekir.

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin