HABER İNCELEME | YUSUF DERELİ
Döviz kurunda son iki haftada yaşanan dalgalanma ve enflasyonun yüzde 16’nın üzerine çıkacağının belirgin hale gelmesi, faiz artışı beklentilerinin de yükselmesine neden oldu. Ekonomistlere göre faizler en az 100 baz puan artırılarak yüzde 18’e çıkarılmalı. Piyasaların beklentisi de bu yönde. Ayrıca faiz artışı kararı, Naci Ağbal’ın ‘güvenilirliğini’ de test edecek. Peki faizler artmazsa ne olur? Doların 8 TL sınırına doğru yürüyüşü başlar!
Ekonomik tahmin ve analiz kuruluşu Oxford Economics, önemli bir rapor yayınladı. Raporda ABD’de faizlerin yükselmesinden en büyük zararı görecek ülkelerin başında Türkiye’nin geleceği belirtiliyor. Sıcak paranın ülkeyi terk etmesinin Türkiye’deki tahvil ve hisse senedi piyasalarında sorun yaratacağı anlatılıyor. Bunun en önemli sebebi zayıflayan ve bağışıklığı azalan ekonominin kırılganlığının zirveye çıkması.
KISA VADELİ BORÇLAR 190 MİLYAR DOLARI AŞTI!
Türkiye’nin devasa ekonomik sorunları var. Yüksek işsizlik, yüksek enflasyon ve faiz sarmalı, önü alınamayan cari açık, 435 milyar dolara ulaşan borç stoku. İşsiz sayısı 10 milyon civarında. Gerek enflasyon oranı yüzde 35’in üzerinde. Aylık 3 milyar dolar civarında cari açık veriliyor. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın dün açıkladığı verilerine göre Ocak sonu itibariyle, kısa vadeli dış borç stoku 190,3 milyar dolarla rekor seviyeye yükseldi. MB’nin rezervleri ise eksi 50 milyarı aşmış durumda! Yani kasa tam takır, kuru bakır!
MB’NİN ELİNDE CEPHANE YOK!
Bugün MB çok önemli ve kritik bir toplantı yapacak. Piyasalar gözünü, kulağını MB’nin PPK toplantısından çıkacak faiz kararına çevirmiş durumda. Peki faiz artırılacak mı?
Türk Lirası, son bir ayda yaklaşık yüzde 10 değer kaybetti. Dün ABD 10 yıllık tahvil getirisinin yüzde 1,65 seviyesini aşması sonrası 7,55’e tırmanan dolar, HDP’ye açılan kapatma davasının etkisiyle akşam 7,60’ı aştı. Ardından yeniden 7,50 seviyelerine geriledi. Türkiye ekonomisinin ithalata bağımlı olması da enflasyonist baskının artmasına neden oldu. Resmi enflasyon oranının yüzde 16’yı aşması beklenen bir ortamda politika faizinin yüzde 17’de tutulmasının mantığı yok. Dolayısıyla piyasaların beklentisi en az 100 baz puanlık bir faiz artışı.
FAİZ ARTIRILMAZSA NE OLUR?
Durumun vehameti ortada. Faiz oranı yüzde 18’e çıkartılırsa piyasaların beklentisi karşılanmış olacak. Ekonomistlere göre Naci Ağbal’ın ‘bağımsızlığı’ da faiz artırma kararıyla önemli bir testten geçecek. Ancak bütün bunlara rağmen MB, faizi yüzde 17’de sabit tutarsa ne olur? Ağbal’ın kredisi hızla tükenecek, TL’den kaçış başlayacak ve kur üzerinde baskı artacak. Doların bir kaç hafta içerisinde 8 TL sınırına dayanması sürpriz olmayacak. Kur arttıkça ithalata bağlı olarak enflasyonist baskı da artacak. Enflasyon yükseldikçe faizler artacak. Tam bir fasit daire…
AKP, ülkeyi hem siyaseten hem ekonomik olarak hem de insan hakları ve özgürlükler konusunda tam bir bataklığa saplamış durumda. Bu rejimle, buradan çıkış zor!
