Türk Lirası buluttan nem kapıyor. Her menfi haber doları, TL karşısında yukarı taşıyor. Donald Trump’ın ABD başkanı seçildiğine dair haberlerle bütün dünyada para birimlerinde dolara karşı sert düşüşler oldu. Amma velâkin iki gündür kayıplar telafi ediliyor. Türk Lirası bu potaya giremedi.
Dolar/TL 3,20’lerden tekrar 3,25’in üzerine yükseldi. Bu seviyeden bir önceki psikolojik eşik olan 3,10’a gerilemesi üst üste iyi haberler gelmesine bağlı. Ufukta pek fazla iyi haber görünmüyor. Kaldı ki yatırımcılar 3,10, hatta 3,20 seviyelerini sonraki tırmanışlar için satın alma fırsatı olarak görecektir.
Merkez Bankası (TCMB) kurdaki sert hareketlere ne kadar mani olabilir? Elinde çok fazla mühimmatı olduğu söylenemez. Son olarak döviz depo işlemlerine limit getirdi. 17 Temmuz’dan sonra limit kaldırılmıştı. Şimdi 17 Temmuz’dan evvel verilen limitlerin 4 katına kadar işlem yapılabilecek. Döviz depo işlemleri bankalar arası piyasada geçici döviz likiditesi ihtiyacı olan bankaların Merkez Bankası garantörlüğünde belirli bir faiz ve vadeyle döviz kullanmasına imkân veriyor. Burada maliyeti Merkez Bankası belirler.
MERKEZ ETKİLİ OLAMADI
Mevcut konjonktür dikkate alındığında Merkez Bankası’nın kurdaki yükselişi limit hamlesi ile tersine çevirmesi mümkün değil. Zira ABD başta olmak üzere gelişmiş ülkelerde tahvil faizleri yükselirken yabancı niye TL’de kalsın ki? Açıklamanın etkisi kısa sürdü ve dolar 3,25’i yeniden aştı.
Geriye döviz satış ihaleleri ve faiz artışı kaldı. Malum, faiz artışına Saray karşı. Saray’ın müşavir kadrosu, özerk olması icap eden TCMB’ye alenen, “Faizleri indirin” talimatı verirken ‘artış senaryosu’ çok fantastik geliyor. Saray’ın hiddetini göze alma pahasına doğru adımı atabilecek cesarette TCMB’de kimse kalmadığına göre bir süre daha dolar satışı ile tansiyonu düşürmeyi deneyecekler.
O da beyhude uğraş olacak.
İÇTEN İÇE YANAN PAMUK ÇUVALI
Net döviz açığı 201 milyar dolar olan özel sektörün yüreği ağzına geliyor. Kurda 3 TL’den sonraki 25 kuruşluk artış şirketlere 50 milyar TL ilave yük getirdi. Kur farkının kârları nasıl erittiği Borsa İstanbul’a gelen 2016/9 bilançolarında görülüyor. Türk Telekom’un taksitlerini ödeyemez hale gelmesinde, THY’nin 30 uçağı parka çekmesinde en önemli faktör finansman maliyetlerindeki astronomik artıştır. Bu sadece bahsi geçen iki şirketin derdi değil. Türkiye ekonomisi dövizin önlenemeyen yükselişi ile içten içe yanan pamuk çuvalını andırıyor.
Trump sonrası ABD’de yüksek faiz, yüksek enflasyon konuşuluyor. ABD 10 senelik tahvil faizi seçim sonuçları netleşince yüzde 2,1’e tırmandı. FED’in eli mahkûm faizi artırmaya. Tahvil yatırımcıları, 2017’de fırsatlar ülkesine akın edecek. Böyle bir hücumdan en fazla zarar görecek para birimlerinin başında Türk Lirası geliyor. Merkez’in elinde avucunda 30 milyar dolardan biraz fazla net döviz rezervi var.
3,50 ARTIK UZAK DEĞİL
Merkez’in eli bu kadar zayıfken TL’yi cazip hale getirmek için faizi artırmaktan başka şık kalmıyor. Bu havucu verebilecek cesareti gösterebilirlerse ne âlâ! Aksi takdirde dolarda sene sonu gelmeden 3,50 seviyesi geçilmezse sürpriz olur.
Şirketler TMSF’ye devredilirken, binlerce kişi sadece Bank Asya’da hesabı olduğu için hapse atılırken, gazete ve TV’ler Keyfî Hükümet Kararnamesi (KHK) ile kapatılırken, 200’e yakın gazeteci ve yazar demir parmaklıkların arkasında iken hâlâ sermayenin Türkiye’ye koşma ihtimali kaldı mı? Ülker ve Koç gibi nice büyük grup, yatırımı artık dışarıda yapıyor. Boydak, Alfemo, Naksan ve Koza İpek gibi Anadolu’nun yüz akı holdingler TMSF elinde can çekişiyor. Mülkiyet hakkı, teşebbüs hürriyeti kalmamışsa yatırımcı kuru sözlere niye itimat etsin?
2002’den sonra dünyadaki ucuz ve bol döviz sayesinde müteahhit lobisine kredi yağdıran AKP’nin kıtlık günlerine dâir B planı olmadığına göre dövizdeki her geri gelişi alım fırsatı olarak değerlendirmek en rasyonel yatırım kararı olur.
Ne hazin bir manzara ki ekonominin dümeninde, “Doların yükselmesi Türkiye ekonomisinin sağlamlığını gösterir.” diyen Saray müşavirleri bulunuyor. Bol sıfırlı ücret mukabili program yaptıkları ekranlarda, “Dolarda köpük var, 2,80’e inecek.” gibi milimetrik seviye açıklayan kerameti kendinden menkul bu zevat kale almaya değmez.