Almanya Şansölyesi Angela Merkel, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel’in karşılıklı açıklamalarından sonra iyice gerilen Türkiye-Almanya ilişkilerine değindi. Merkel, Türkiye’yle daha iyi ilişkilere sahip olmak isteyeceklerini fakat ‘gerçeğe’ bakmaları gerektiğini dile getirdi. Merkel, Türkiye’de tutuklu olan Alman vatandaşlarının da derhal serbest bırakılması gerektiğini ifade etti.
Merkel, İstanbul’da tutuklu bulunan gazeteci Deniz Yücel’in serbest bırakılmasının en büyük isteği olduğunu belirterek, bunun için hükümet olarak her kanaldan çaba gösterdiklerini belirtti.
Almanya Başbakanı Angela Merkel, Die Welt gazetesinin İstanbul’da tutuklu bulunan Türkiye muhabiri Deniz Yücel’in serbest bırakılmasının kendisi için büyük önceliklerden biri olduğu mesajını verdi. Berlin’de yayımlanan die tageszeitung gazetesine konuşan Merkel, şu ana kadar tüm çabalar sonuçsuz kalsa da, “Yücel’in tahliyesinden daha büyük bir isteği olmadığını” belirtti. Her kanaldan çaba gösterdiklerini söyleyen Merkel, “Deniz Yücel çifte vatandaş olduğu ve konsolosluk hizmetleri açısından pek fazla hakkımızın bulunmaması nedeniyle durum maalesef çok karmaşık” diye konuştu. Merkel hükümetin yine de, tutuklu gazeteci için elinden geleni yaptığını, özellikle de Türk yetkililer ile temaslarda bu yönde yoğun çaba gösterildiğini söyledi.
Merkel, federal hükümetin Alman vatandaşı çevirmen Meşale Tolu, Berlinli insan hakları savunucusu Peter Steudtner ve diğer tutuklular için de endişelendiğini belirtti ve “Türkiye’ye seyahat tavsiyelerini değiştirdik ve ekonomik ilişkilerde de daha kısıtlayıcı bir tavır sergiliyoruz” dedi.
Altı ayı aşkın süredir İstanbul’da tutuklu olan Yücel “Terör örgütü propagandası yapmak ve halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmekle” suçlanırken, sol eğilimli Etkin Haber Ajansı’na (ETHA) çalışan ve 30 Nisan’da gözaltına alınıp 6 Mayıs’ta da tutuklanan Tolu hakkında “terör propagandası yapmak ve terör örgütüne üye olmak” suçlarından 15 yıla kadar hapis cezası isteniyor. İsveçli meslektaşı Ali Gharavi ve sekiz Türk insan hakları aktivisti ile birlikte 5 Temmuz’da Büyükada’da düzenledikleri bir seminer sırasında gözaltına alınan Steudtner’e ise “silahlı terör örgütüne yardım etmek” suçlaması yöneltiliyor.