Ana Sayfa Manşet Akşener, yerel seçimde yol haritasını açıkladı: Kendi kadrolarımızla milletin huzuruna çıkacağız

Akşener, yerel seçimde yol haritasını açıkladı: Kendi kadrolarımızla milletin huzuruna çıkacağız

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, yerel seçime ilişkin yol haritasını açıkladı. Tüm siyasi partilere seçime ayrı girme çağrısı yaptı. Akşener ayrıca, “Kendi kadrolarımızla milletimizin huzuruna çıkacağız.” diye konuştu. Meral Akşener’in gündeminde kaybedilen cumhurbaşkanlığı seçimleri de vardı. Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ın adaylığını desteklediğini ancak başarılı olamadığını anlatan Akşener, “2023 seçimlerine girerken, Sayın Erdoğan karşısında, açık farkla seçimi kazanacak, iki aday çıkardık. Milletimizin sevgisini kazanıp, sayın Erdoğan’a karşı, belirgin şekilde üstünlük kuran, iki adayımız oldu. Hiçbir kişisel beklentim olmadan, onları destekledim. Ama onların yolunu kapatanlara, maalesef engel olamadım. Özür dilerim!” dedi.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Büyük Taaruz’un 101. Yıldönümü’nde Afyon Kocatepe’de yurttaşlarla buluştu. Akşener’in konuşmasının önemli bölümleri şöyle:

FAİZ SEBEP, ENFLASYON SONUÇ DİYEREK EKONOMİYİ BU HALE GETİRDİLER

İktidarın ilk 90 günlük performansına dair bazı değerlendirmelerde bulunmak istiyorum. AK Parti, seçimlerden hemen önce milletimize birçok vaatte bulunmuştu. İlk 90 güne bakıldığında bu vaatlere bırakın yaklaşmayı, her geçen gün uzaklaştıklarını görüyoruz. Biz bu vaatleri hiçbir zaman gerçekleştirme niyetinde olmadıklarını biliyorduk ama seçim biter bitmez milletimizin elinde avucunda olanı hoyratça çekip koparmalarını da beklemiyorduk.

Yapılan son maaş zamları erimeye başladı. Asgari ücret zammı daha hesaba yatmadan açlık sınırının altında kaldı. Enflasyonla mücadele edeceğiz diye başladıkları her cümle dönüp dolaşıp ‘faturayı millete keseceğiz’ diye bitiyor.

Yıllarca faiz sebep, enflasyon sonuç diye ekonomiyi bu hale getirdiler. Kaç bakan, başkan, bürokrat harcadılar beceremediler. Milletimizi oyalamak için bahane üretip durdular oysa siyaset sadece seçim kazanmaktan ya da kaybetmekten ibaret değildir.

ENFLASYONUN BEDELİNİ MİLLETİMİZE ÖDETİYORLAR

Siyaset, kendi insanına faydalı iş yapabilmektir. AK Parti iktidarı, memleketi kendi soktuğu krizden çıkarmak için hala ceplerine el uzatıyor. Vergiler, kiralar, temel gıda ürünlerindeki fiyatlar her gün tırmanıyor, enflasyonun bedelini milletimize ödetiyorlar.

KODAMANLARINIZIN CEBİNDEN ALIN

Yeni ekonomi yönetimine sesleniyorum; siz, Türk milletine karşı sorumlusunuz, bunu aklınızdan çıkarmayın. Doğruları daha fazla vakit kaybetmeden yapın. Milletimizi mağdur etmeyin. Enflasyonu düşürme yöntemini seçmek sizin elinizde. Vergileri, AK Parti iktidarlarının bugüne kadar ayrıcalık tanıdığı imtiyazlı kesimler için artırmak sizin elinizde. Fakir fukaradan elinizden çekin, orta direği fakir etmekten vazgeçin. Kodamanlarınızın cebinden alın.

YENİ GELENLERLE ZAMAN KAZANMAYA ÇALIŞIYORLAR

AK Parti’nin ne planı ne programı var. Yeni gelenlerle zaman kazanmaya çalışıyorlar. Daha dün AK Parti yönetiminin savunduğu KKM’den kurtulmanın yollarını arıyorlar. Ben de buradan sormak istiyorum. Sadece KKM sebebiyle milletimize ödetilen milyarlarca lira şimdi ne olacak? Nebati mi, Kavcıoğlu mu hesap verecek? Şimşek, ”2026’da rahatlayacağız” diyor. Kendisine saygım var ama kendisi de biliyor ki bu mümkün değil. Servet transferi devam ediyor çünkü.

GÜNÜ KURTARMAYA ÇALIŞIYORLAR

Körfez ülkelerine taviz vererek varlıklarımızı fütursuzca satarak günü kurtarmaya çalışıyorlar. Satacak bir şey kalmayınca ne yapacaklar? Biz yabancı yatırımcıya karşı değiliz, ülke çıkarlarının korunduğu, ilişkiler kurulduğu müddetçe elbette dışarıdan para bulunabilir. Ancak ülkemizin ihracata yönelik sektörlerimizi daha üretken yapacak, çalışanlarımızın refahını yükseltecek yabancı yatırıma ihtiyacımız var. Böyle kaliteli yatırımı çekmek için de hukukta güven ve adalet tesis etmek şart. Krizden çıkmak için de rasyonel ve tam kapsamlı bir istikrar programına ihtiyacımız var.

SIĞINMACILAR, MİLLİ GÜVENLİK SORUNUDUR

Türkiye’nin her şehri Suriyelilerle, Afganlarla doldu. Sokaklar, parklar, sayıları bilinmeyen sığınmacılarla kaynarken bunu İslami ve insani bir görev zanneden aymazlık, ne kadar konuksever olduğumuzu izahla meşgul oldu. Sığınmacı sorunu, milli güvenlik sorunudur. Türk milletinin milli kültürünü tahrip eden, beka meselesidir. Sığınmacılar gettolar oluşturup etnik yaşam adacıkları, minyatür Suriyeler kuruyorlar.

ARTIK KİMSEYİ KANDIRMAYIN!

Önce hiçbir sorun yok gibi davrandılar. Baktılar ki olmuyor, şimdi de geri adım atıyormuş gibi yapıyorlar. Suriye’de kentler yaparak bir kısım sığınmacıyı gönüllü olarak ülkelerine döndürdüklerini söylüyorlar. Artık kimseyi kandırmayın. Bizim Türk milli kimliğinin hayati tehdit altında kalmasına tahammülümüz yok. Kültürümüzün dejenere edilmesine, sınırların kevgire dönmesine tahammülümüz yok.

Sığınmacılara hiçbir şart altında vatandaşlık vermeyin. Bugüne kadar uyguladığınız tüm ayrıcalıkları da derhal iptal edin. Şimdi icraat zamanı. Hiçbir şey yokmuş gibi havaya bakıp ıslık çalmaya devam edemezsiniz.

2023 SEÇİMLERİ: ÖNCE BEN DİYENLERLE UĞRAŞTIK

Geldik 2023’e… 2023’te milletin verdiği helal oyu babadan miras bilerek seçmen iradesine ipotek konulamayacağını anlatmaya çalıştık. Memlekete en küçük fayda getiremeyen partili cumhurbaşkanlığı sisteminden kurtulmak istedik.

Türkiye’yi zengin, mutlu bir geleceğe taşımak için çalıştık. Bu yolda fedakarlıktan kaçınmadık. Meselemiz Türkiye olduğu için nefislerimiz kör odalara hapsettik. Nefsinin esiri olanlarla uğraştık.

Biz önce millet, önce memleket dedik. Ama önce şahsım, önce ben diyenlerle uğraştık. Biz milletimizin geleceği için şahsi çıkarlarımızdan vazgeçtik ama koltuğundan başka hiçbir şeyi düşünmeyenlerle uğraştık. En nihayetinde maalesef olmadı, olduramadık! 2023 seçimlerindeki yenilgiye maalesef engel olamadık.

İYİ NİYETİMİZ SUİSTİMAL EDİLİYOR

Biliyorsunuz, seçimlerin muhasebesi konusunda, bir süredir, suskun kalmayı tercih ettim. Tüm siyasi partilerin, seçmenleri ile helalleşmesine,herkesin hatalarını değerlendirmesine, imkan tanımak gerekiyordu. Bilimsel veriler ışığında, hakikatin ortaya çıkmasına, alan açmak gerekiyordu.

Ben de, hem kendimize, hem de bu yenilginin paydaşlarına, kendi hatalarımızla, baş başa kalacağımız, bir zaman tanımak istedim. Ancak geldiğimiz noktada, görüyorum ki; bu iyi niyetimiz, yeni bir suiistimal alanına dönüştürülmek isteniyor.

Tefekkür için büründüğümüz sessizlik, yalanların, daha fazla yankılanmasına sebep oluyor. Şimdiye kadar, en çok susması gerekenler, ilk önce konuştular. Hataları ile yüzleşmesi gerekenler, bu fırsatı, kendi kabahatlerini, gizlemek için kullandılar. Biz, hakikate yol verdik, ama onlar, yalanlar üretmeye devam ettiler. Ben sustum ama, “yüzde 60 ile kazanırız.” diyenler susmadı.

Bilimsel verileri masaya koyan ben sustum. Ama o verileri, yırtıp atanlar susmadı. Televizyonlara çıkıp, utanmadan, sıkılmadan, yüzsüz yüzsüz, seçimin faturasını, bize yüklemeye kalktılar. Ve ne yazık ki, yeni bir umuda tutunmak isteyen milyonlar, umut yerine öfkeyle doldu. Oysa yapmamız gereken, hatalarından ders almış bir muhalefet olarak, milletimizin huzuruna çıkmaktı. Bunun yerine, saray medyası ve sözde muhalif medya, el birliği içinde, İYİ Parti’yi ve Meral Akşener’i, günah keçisi ilan etmeye kalktılar.

İMAMOĞLU VE YAVAŞ’IN ADAYLIĞINI DESTEKLEDİM

2023 seçimlerine girerken, Sayın Erdoğan karşısında, açık farkla seçimi kazanacak, iki aday çıkardık. 20 senede ilk kez. Evet, 20 senede ilk kez. Milletimizin sevgisini kazanıp, sayın Erdoğan’a karşı, belirgin şekilde üstünlük kuran, iki adayımız oldu.

Yaptığımız tüm kamuoyu araştırmalarında, ki buna, Türkiye’nin en köklü, en itibarlı araştırma şirketleri dahildir, bu iki arkadaşımızın, rahatlıkla Cumhurbaşkanı seçileceğini gördük. İstisnasız, tüm araştırmalarda, bu sonucu gördük.

Bunun da ötesinde, 3 sene boyunca, il il, ilçe ilçe yaptığımız ziyaretlerde, milletimizin bize açıkça söyledikleri de, bu sonucu doğruladı. Ve bunun üzerine, ben de, milletimize bir söz verdim. “13’üncü Cumhurbaşkanı, Millet İttifakı’nın adayı olacak.” dedim. Hatta bunun için, samimiyetimden şüphe duyulmasın diye, kendi adaylığımdan feragat ettim.

Hiçbir kişisel beklentim olmadan, onları destekledim. Ama onların yolunu kapatanlara, maalesef engel olamadım. Özür dilerim!

Ben, milletimizin, omuzlarında taşıdığı, umudunu bağladığı, bu iki arkadaşımızın, milletimizin bu tarihi çağrısına, kulak vereceklerini düşündüm. Ama maalesef yanıldım. Onlara, bu ateşten gömleği giydiremediğim için özür dilerim! Allah şahittir ki; Ne yaptıysam, seçimleri kazanmak için yaptım. Ne yaptıysam; Önümüzdeki tarihi yol ayrımında, milletimiz kazanabilsin diye yaptım.

İTTİFAK SİSTEMİYLE MÜMKÜN DEĞİL

İYİ Parti olarak seçimlerden bu yana, İl ve ilçelerimizdeki, tüm teşkilatlarımızla beraber, seçim sonuçlarına ilişkin çalıştık, tartıştık ve en nihayetinde, değerlendirmelerimizi tamamladık. Bugün, ülkemizdeki seçim sistemine göre başarı; 50+1’i sağlamak demektir.

Dolayısıyla biz, bu seçimi kaybettiğimizin bilincindeyiz. Bizim için; Milletin kararının üstünde bir karar, millet iradesinin üstünde bir irade yoktur. Sandıktan çıkan sonuç üzerinden, milletle tartışılmaz. Milletin iradesi sorgulanmaz, yargılanmaz, bahane üretilmez. Çünkü siyasetin özelliği budur.

İYİ Parti olarak, geçtiğimiz seçim sürecinin, sonunda, şunu çok iyi anladık ki; İttifak sisteminin, bu yapısı içerisinde, millî bir siyaset mümkün değildir! İttifak sisteminin, bu yapısı içerisinde, sürdürülebilir bir başarı mümkün değildir! İttifak sisteminin, bu yapısı içerisinde, milletin kazanması mümkün değildir! Bu yüzden; İktidarıyla, muhalefetiyle, hepimizden, Türk siyaseti için talep ettiğiniz, yeni anlayışın merkezi olmaya, İYİ Parti olarak talibiz!

AYRI AYRI SEÇİMLERE GİRELİM!

Buradan, tüm siyasi partilere de, açık ve net bir çağrıda bulunmak istiyorum: Gelin, hep birlikte; Vatandaşlarımızın, siyasi tercihlerini, ve yerel özelliklerini yansıtacağı, bir rekabet ortamı oluşturalım. Gelin, hep birlikte; Türk siyasetinin, bugün içinde bulunduğu, ve milletimizin aleyhine çalışan, siyasi pragmatizm sarmalından, çıkmasını sağlayalım. Gelin; tüm siyasi partiler, hep birlikte, ayrı ayrı seçimlere girelim, ve milletimize hizmet için yarışalım. Yerel özellikler ve talepler doğrultusunda, elbette işbirlikleri olabilir.

İŞBİRLİĞİ YAPMAYACAĞIZ!

Ancak biz, İYİ Parti olarak; Hür ve millî siyaset anlayışımız gereği; Gizli gündemleri olan, kendi menfaatleri için, bizim sırtımızda kurban kesen, şahsi hayallerini ve kariyerlerini önceleyen, mevcut güç ve siyasal ilişkilerine, destek arayan,marjinal ve bölücü yapılarla yakınlaşan, hiç kimseyle, herhangi bir işbirliği yapmayacağız. Çünkü böyle bir iş birliğinin; Milletimize, hiçbir yararının dokunmayacağı gibi,hem siyasete, hem de partimize, zarar vereceğini düşünüyoruz.

Ya doğru rüzgârı yakalayacağız, Ya da biz, o rüzgarın ta kendisi olacağız. Partimizin 6’ncı kuruluş yıl dönümünde, 25 Ekim’de; Hür ve millî siyaset anlayışımızın, temel taşlarını içeren; Demokratik Millî Yükseliş Beyannamemizi, Aziz Türk milletinin, takdirine sunacağız. İktidar olmak için, Bu bayrak, rüzgâr bekliyor. Ve o rüzgâr sizsiniz!

 

HENÜZ YORUM YOK