HABER ANALİZ | CUMALİ ÖNAL
Türkiye her gün kıyametin habercisi gibi gündemlerle sarsılıyor. Daha dün İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Nagehan Alçı’lı yandaş gazetecilerle fotoğrafını konuşuyorduk. O gündemin tozu dinmeden Zafer Partisi Başkanı Ümit Özdağ’ın İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile tek taraflı düellosu sahne aldı.
Sedat Peker kadar olmasa da Özdağ da Soylu’nun karizmasını fena halde çizdi. Türk milleti bu tür külhanbeyi çıkışları sever.
Özdağ, Soylu’ya kafa tutmanın verdiği gazla gündemden düşmemek için de elinden gelen her şeyi yapıyor. Hem çıkış sebebi olan Suriyelileri gündemde tutmaya hem de başta Soylu olmak üzere AKP’li trollere kafa tutmaya devam ediyor.
BU YAZIYI YOUTUBE’DA İZLEYEBİLİRSİNİZ ⤵️
Son paylaşımında ise ilginç bir ifşaatta bulundu Özdağ: “Soylu, İçişleri Bakanlığı’nda çalışan ve benim öğrencim olan bürokratları işten atmaya başlamış. Utanç verici gerçekten utanç verici! Süleyman benim yüzlerce öğrencim bakanlıkta, hepsini mi atacaksın? Korku işte böyle bir şeydir. Ben korkmuyorum. Sen korkuyorsun. Çünkü korkaksın!”
Resmen paralel bir devletten bahsediyor. Özdağ öğrencilerini de eğer kendisine benzettiyse vay Türkiye’nin haline!
Bu paylaşımıyla da Erdoğan tarafından kullanılan bir aparat olmadığını ispatlamaya çalışıyor:
“Sayın Erdoğan, Türkiye babanın çiftliği değil. Vatanımızı paylaşmayacağız. Paramızı paylaşmayacağız. Ülkemizi daha fazla soydurmayacağız. Gelecek seçimler bir referandum olacak. Tek soru, Erdoğan ve sığınmacılar gitsin mi? Zafer Partisi hem sizi hem sığınmacıları yollayacak.”
Tabi Erdoğan cenahı da boş durmuyor. Özdağ’a bayağı bir sıfat bulma yarışındalar. İçişleri Bakanı Soylu’nun “Soros çocuğu, hayvandan aşağı” sözleriyle hakaret ettiği Özdağ için Yeni Şafak yazarı eski istihbaratçı Bülent Orakoğlu ise “Mossad ajanı” iddiasını dillendirdi.
İçişleri Bakan Yardımcısı İsmail Çataklı için ise Özdağ bir piyon. Fakat önde gelen trollerden eski Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı İ. Melih Gökçek’e göre Özdağ “eğitilmiş biri”. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ klasik ifadeleriyle “hain” sıfatını uygun buluyor.
Kim ne derse Özdağ çok güçlü bir argümanla ortaya atıldı. Erdoğan hükümetinin olası bir çöküşünde parsadan pay kapmak için daha önce parti kuran Mustafa Sarıgül ve Muharrem İnce’ye göre eli bayağı güçlü. Çünkü milliyetçilik tüm dünyada revaçta. Son olarak Macaristan bunu ispat etti.
Fakat Özdağ’ın bir dezavantajı var. Evet Suriyeliler konusu belki biraz prim yapar ama onun kullandığı argümanları zaten CHP ve İYİ Parti’nin dilinde. Kemal Kılıçdaroğlu sık sık ekranlarda ve sosyal medyada, iktidara geldiklerinde en geç iki yıl içinde Suriyeli mültecileri geri göndereceklerini söylemiyor mu?
İkincisi kabul edilsin ya da edilmesin mülteciler artık Türkiye’deki sosyal dokunun ve ekonominin birer parçası haline geldiler. Pek çok evlilik yapıldı, vatandaşlık verildi, işyerleri açıldı vs. En önemlisi de Türkiye’deki ucuz ve kayıt dışı işgücü Suriyeli ve diğer ülkelerden gelen insanların sırtında dönüyor.
Maaşların pula döndüğü bir ülkede mülteciler dışında kimsenin gidip Süleyman Soylu’nun dediği gibi sigortasız, güvencesiz işlerde çalışması mümkün değil. Toplum da bu durumun farkında. Atatürkçü, Kemalist ve faşist bazı kesimlerin dışında toplumun büyük bir kısmının mülteciler konusunda estirilen fırtınaya çok da itibar ettiğini sanmıyorum. Öyle olsaydı Erdoğan çıkıp ekranlardan mültecilere ev sahipliği yapmaya devam edeceklerini söylemezdi.
Özdağ belki Sarıgül ve İnce’ye göre daha etkin bir figür olabilir ama sadece mülteciler üzerinden prim yapması uzun süre mümkün görünmüyor.
Türkiye gündemlerin bir anda patladığı ve çok kısa sürede de buhar olduğu bir ülke. Birkaç gün daha Özdağ ve çıkışları sosyal medyada gündem olur ancak toz duman ortadan kalkınca Özdağ’dan çok da fazla bahseden olmayacak.
Özdağ’ın çıkışı biraz da Rusya’nın Ukrayna işgaline benziyor. Rusya işgale başladığında hemen Kiev’i düşüreceğini ve Ukrayna’da istediği hükümeti iktidara getireceğini hesaplıyordu. Ancak hesaplar tutmadı ve şu anda işgal ettiği yerleri elinde tutmaya çalışıyor.
Özdağ da bu konuda biraz Putin’e özenmiş gibi görünüyor. Çok hızlı bir şekilde gündeme gelerek en azından bir dönemin sansasyonel ismi Cem Uzan gibi kemikleşmiş bir oy kitlesi elde etmeyi hedeflemiş olabilir. Ancak Özdağ’ın Uzan gibi elinde ne medya gücü ne de parası var. Sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşımların da halk nezdinde çok bir karşılığı yok. Dolayısıyla birkaç güne kadar Özdağ en fazla İnce ve Sarıgül kadar adından bahsettiren bir isim olacak. Tabi çok daha sansasyonel çıkışlar yapmaz ya da ifşaatlarda bulunmazsa. Bu gibi isimlerin derin bağlantıları göz önünde bulundurulduğunda bu ihtimali de gözardı etmemek gerek.