İstanbul Havalimanı ilk etabı açılırken nice suâl cevapsız kaldı
HABER-ANALİZ | SEMİH ARDIÇ
Düne kadar ismi 3’üncü havalimanı, artık İstanbul Havalimanı. İlk etapta hizmet verilmeye başlandı.
İhaleyi 2013 senesinde üstlenen Limak-Cengiz-Kolin-Mapa-Kalyon şirketlerine verilen ayrıcalıklara geçmeden havalimanının bulunduğu bölgeye dair bazı tespitleri hatırlatayım.
600 BİNDEN FAZLA AĞAÇ KESİLDİ
Havalimanı, uçakların iniş-kalkışı açısından (Karadeniz’den esen hâkim rüzgârların en etkili olduğu bölge) en riskli mahalden birine inşâ edildi.
Bölgede 600 binden fazla ağaç kesildi. İstanbul’un içme suyu (Terkos, Sazlıdere ve Alibeyköy havzası) kaynaklarının hemen yakınında bulunuyor.
Havalimanında uçak seferleri arttıkça bölgedeki göl, gölcük ve göletler “sulak” vasfını kaybedecek.
Su havzasında canlılar birer birer yok olacak. Artan havayolu trafiği sebebiyle akarsular da zarar görecek. İçme suyunun sağlandığı barajların suları kirlenecek ve seviyeleri düşecek.
RÜZGAR SANTRALİ PROJE SAHASI!
Pilotlar bölgenin ne kadar çok rüzgâra maruz kaldığını zaten biliyor. Bilmeyenler için müşahhas hale getireyim: İstanbul Havalimanı sivil havacılık kurallarına aykırı şekilde Gaziosmanpaşa Rüzgâr Santrali proje sahasında.
Bölgede çok sayıda rüzgâr santrali ruhsatı bulunuyor. Pilotlar adeta rüzgâr denizisinin ortasına inmek mecburiyetinde kalacak.
Meteorolojinin geriye dönük verileri tetkik edilseydi bölgenin senenin 107 günü fırtınalı, 65 günü ise yoğun bulutlu olduğuna dair verilere çok rahat ulaşılabilirdi.
Havalimanının inşa edildiği Tayakadın bölgesi gerek ekolojik ve gerekse uçuş emniyeti açısından uygun değildi.
YAKININDA ÇÖP BERTARAF TESİSİ VAR
Havalimanı bölgesine sadece 6 kilometre mesafede İSTAÇ bertaraf tesisleri bulunuyor.
Oysa dünyada kabul görmüş kurallara göre bir havalimanı yapılacak yerin 13,5 kilometrelik civarında kuşları kendine çeken çöp bertaraf tesislerinin bulunmaması lazım.
Havalimanı kuş hareketliliğinin en yoğun olduğu bölgelerden birinin tam ortasında yer alıyor. Göç dönemlerinde her hafta yaklaşık 50 bin leylek bu bölgeden geçiyor.
KOT 30 METRE DÜŞÜRÜLDÜ, 1,3 MİLYAR DOLAR FİRMALARA KALDI
İhale şartnamesinde 90 metre dolgu yapılması şartı ihalenin akabinde değiştirildi. Dolgu yüksekliği 60 metreye indirildi.
Bölgede daha evvel kömür ocakları bulunduğu için uzmanların yaptıkları incelemeler sonucunda 90 metrelik dolgu yapılmasına karar verilmişti. İstenen teknik şartların ancak bu yükseklikte sağlanacağı belirtilmişti.
Maç ortasında oyun kuralı değiştirildi denilecek kadar basit bir hâdise değil bu. Teknik şartname ihlal edildiği gibi 30 metrelik farkla ihaleyi alan 5’li konsorsiyuma 1,3 milyar dolar haksız kazanç da sağlandı.
İNŞAAT RANTI KİMLERE YARADI?
Sayıştay’ın dikkatinden kaçmayacak kadar afaki bir kamu zararı unutturuldu.
Kot seviyesindeki düşüş çevrede inşaat ruhsatı alanlar için havalimanı seviyesine göre 30 metre daha yüksek bina inşa edebileceği manasına da geliyor.
Rantı kimlerin sömüreceğini söylememe lüzum var mı? Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AKP) en mahir olduğu bir mevzudan bahsediyoruz.
BULGARİSTAN VE ROMANYA’YA ÖDENECEK PARA
İstanbul Havalimanı’nı kullanacak uçakların yanaşma ve alçalma sahaları Bulgaristan ve Romanya hava sahasına giriyor. Bu ayrıntı da halktan saklandı.
Her sene bu iki devlete 45 milyon euro (300 milyon TL) hava sahası bedeli ödenecek. Bilin bakalım bu ücreti kim ödeyecek?
Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) ödeyecek. Yani işletmecilerin cebinden değil vatandaşın vergilerinden çıkacak o masraf.
İLK 12 YILDA 6,3 MİLYAR EURO YOLCU GARANTİSİ VERİLDİ
25 yıllık işletme karşılığı havalimanını inşa ve işletmesini üstlenen 5’li konsorsiyuma 22 milyar euro ödenecek. Senelik 880 milyon euroya tekabül ediyor.
İlk 12 yılda 6,3 milyar euro yolcu garantisi verildi. Garanti tutarı yolcu başına dış hat giden yolcu için 20 euro, dış hattan gelip dış hata giden transit yolcu için 5 euro ve iç hattan gelip dış hata giden transit yolcu için 3 euro servis ücreti üzerinden hesaplanacak.
Havalimanında elde edilecek toplam gelir üzerinden değil de sadece dış hat ve transit yolcu sayısına göre garanti verildi.
Oysa ofis, dükkan, banko, kontuar ve otopark kiralamaları gibi onlarca kalemde elde edilecek gelirler işletmecinin hanesine yazılacak. Fakat garantiden düşürülmeyecek bu rakamlar.
ATLANTA HAVALİMANI’NI 100 MİLYON KİŞİ KULLANDI
Dünyanın en fazla yolcu trafiğine sahip Atlanta Havalimanı 1.625 hektar üzerine kuruldu. Atlanta 2017 senesinde 100 milyon yolcuya ev sahipliği yaptı. İstanbul Havalimanı 7 bin 650 hektar üzerine inşa ediliyor.
DHMİ’nin hesabına bakılırsa senede 150 milyon yolcu kullanacak İstanbul Havalimanı’nı
Hakikatte ne kadar mümkün?
İstanbul’da Atatürk Havalimanı’nın senelik yolcu rekoru 60 milyon. Anadolu Yakası’ndaki Sabiha Gökçen Havalimanı’nı da 30 milyon yolcu kullandı.
İstanbul Havalimanı’nın açıldığı 29 Ekim 2018 tarihi itibarıyla senelik 90 milyon yolcu garantisi yürürlüğe girmiş oldu.
2025’TE 200 MİLYON YOLCU GARANTİSİ
Gelmeyen her yolcu için ödenecek rakamları yukarıda belirttim. 2025 senesinde garanti edilen yolcu sayısı 200 milyona çıkacak. Bu rakamlar hayalden ibaret. Maksat hırsızlığa kılıf hazırlamak. Başka dertleri yok
Bu da demek oluyor ki senelik 90 milyon yolcu hedefine ulaşılmadığında Kütahya Zafer Havalimanı, İstanbul Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Avrasya Tüneli ve Kocaeli Osman Gazi Köprüsü’nde olduğu gibi aradaki fark havalimanını kullanmayan Karslı Mehmet amcanın cebinden çıkacak.
KREDİYİ DE GARANTİSİNİ DE DEVLET VERDİ
İhaleyi daha manidar kılan bir tarafı daha var. Yaklaşık 10 milyar euro maliyeti olan havalimanı ihalesini kazanan Limak-Cengiz-Kolin-Mapa-Kalyon konsorsiyumu güya krediyi yurt dışından getirecekti.
Türkiye ekonomisinin nereye gittiğini gayet iyi bilen yabancı bankalar kredi vermedi. Hal böyle olunca 5’li konsorsiyumun patronları yine devletin kapısını çaldı.
Kamu bankaları Ziraat Bankası, Halkbank ve Vakıfbank öncülüğünde Türk bankalarından alındı kredi. Hazine de bankalara garanti verdi. Yani kredi ödenmezse bankaların tahsilatı Hazine’den, yani vatandaşın cebinden yapacak.
MEHMET CENGİZ’İN TELEFONDAKİ O SÖZLERİ…
Atatürk Havalimanı’nın mukavelesi 2021 senesi ocak ayına kadar devam ettiği için işletmeci Tepe ve Akfen gruplarına (TAV) ödenecek tazminat da işin cabası.
DHMİ TAV’ın 3 yıl içinde ödeyeceği 520 milyon euro gelirin de üzerine çizgi çekti. İstanbul Havalimanı’ndaki çukur daha büyük olduğu için Atatürk Havalimanı’nda sebep olunan kamu zararı ortaya bile gelmiyor.
Mehmet Cengiz’in telefonda ortağı Nihat Özdemir ile paylaştığı galiz ifadeler maalesef İstanbul Havalimanı ile ete kemiğe bürünmüştür.
Devlet eliyle vatandaşın nasıl soyulduğunu merak edenler İstanbul Havalimanı’nın serencamına bakabilir.
Asrın en büyük soygununda emeği geçen herkes efendileri tarafından fazlası ile mükâfatlandırıldı… Bu kadar aleni soygunun her defasında 50 liralık benzin alanların nezdinde kıymeti de yok zaten.
Keşke “hayırlı olsun” diyebilseydim…
Insan ve toplum sefillestirilirse sefil tutulursa o zaman birbiri ile medeni iliski kuramaz hale gelir ve devleti yonetenler tarafindan sadece para uzerimdem iliski kurdurulur hale gelir ve para ise insana borc verilerek insanin yulari haline getirilir ve paraya hukmedenler ise insani asagilaya asagilaya onlara istediklerini yaptirirlar. Insan ise ancak iman edip makbul isler yapa yapa sefaletten ve boyundurukdan kurtulur ve kendi urettigi degere hukmeder hale gelir.o zaman sefalettende boyundurukdan da kurtulur. Ey milliyetciligi agzindan dusurmeyenler millete soven siyasetciler millete sovenlerle is tutmaniz gosteriyorki siz millet icin calismiyor milli kolelestirmek icin ugrasanlara hizmet ediyorsunuz.