Masum şüpheliler!

YORUM | Av. NURULLAH ALBAYRAK

Terör örgütü yöneticisi olmakla suçlanan bir avukat olarak söyleyebilirim ki ne örgüt kurduk, ne bir örgütün yöneticisi ne de üyesi olduk. Yaptıklarım, yapmaya çalıştıklarım, yapmak istediklerim hatta tam olarak ortaya çıkmamış düşüncelerim de birlikte değerlendirilse zannediyorum ki aklı başında hiç kimse terör suçlamasında bulunamaz. Bu nedenle de doğal olarak masum olduğumu söylüyorum. 

Terör suçlamasına muhatap olan on binlerce kişi de aynen benim gibi düşünüyor ve haklı olarak masum olduğunu söylüyor. Masumiyet düşüncesi nedeniyle de gerçeğin ve adaletin eninde sonunda ortaya çıkacağına ve masumiyetlerinin kendilerini sorgulayanlar ve/veya yargılayanlar tarafından da kolaylıkla anlaşılacağına inanıyor, inanmak istiyor. İşte bu düşünceye sahip bizim gibi kişilere ‘masum şüpheliler’ deniliyor.

Masum şüpheliler, masumiyetlerinin kendilerini suçlamalara karşı koruyacağına ve hakketmedikleri mağduriyetlere uğramayacaklarına ilişkin inanca sahip olma eğiliminde oluyorlar. Bu inanç ise sorgu süreçlerinde kendilerini koruyacak önlemler almamaları, kendilerini riske atacak davranışlarda bulunmaları ve haksız cezalar almalarıyla sonuçlanabiliyor.

Türkiye’de ne yazık ki ciddi bir kavram karmaşası yaşanıyor. Birinin masum dediğine bir başkası suçlu, bir hukukçunun suç değil dediğine başka bir hukukçu suç diyebiliyor. Normal kahvehane muhabbetlerinde geçen yargılamaları saymıyorum bile. Bizler kendimize vatanını milletini seven, insanlara faydalı olmak için çalışan kişileriz dememize rağmen iktidar mensupları başta olmak üzere bazıları hayır siz teröristsiniz diyebiliyor. Bizler yaptığımız bir davranışın hukuken, ahlaken doğru olduğunu düşünüyorken, iktidar mensupları hayır sizin bu davranışınız suç, hem de terör suçu diyebiliyor. Adına ceza soruşturması dediğimiz süreçte yaşanan karmaşa da bu düşünce farklılığından kaynaklanıyor.  

İnsanlar cezaevinde olan ya da işlerinden atılmış eşine, kardeşine, akrabasına, arkadaşına yardım etmek için fedakarlık yapmaya çalışıyor, iktidar yargısı ise bu duruma hayır siz terörü finanse ediyorsunuz, terör örgütüne yardım ediyorsunuz diyebiliyor. Bununla da yetinmeyip hem bize hem topluma suçlu olduğumuzu kabul ettirmek için baskı yapıyor. İnsanlar özgür bir şekilde masumum diyemiyor. Suç işlemedim, suç işleme kastım hiçbir zaman olmadı, suç işlenen ya da suç işlenmesi planlanan bir yerde olmadım diyemiyor, demesine imkan ve fırsat verilmiyor. 

Masumiyet karmaşasının yeni bir örneği kısa bir süre önce yaşandı. Geçen hafta 59 ilde düzenlenen polis operasyonuyla toplam 742 kişi hakkında gözaltı kararı verildi. Bu kişiler hakkındaki gözaltı gerekçesinin ise haklarında ‘terörizmin finansmanı’ kapsamında başlatılan soruşturma olduğu söylendi. 

Anadolu Ajansı tarafından duyurulan habere göre, ‘81 il cumhuriyet başsavcılıklarından terörizmin finansmanı kapsamında alınan soruşturma izinleri doğrultusunda Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlar (KOM), Terörle Mücadele (TEM), Siber Suçlarla Mücadele daire başkanlıkları ile İstihbarat Başkanlığı ve Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığı (MASAK) ekiplerince 8 ay boyunca gizlilik içinde yürütülen soruşturma’ sonucunda 742 kişi hakkında gözaltı kararı verildi. Gözaltına alınan kişilerden 219’u hakkında tutuklama diğer kişiler hakkında da adli kontrol kararı verildi. 

Türkiye’de terör tanımından ve yorumlanmasından kaynaklı bir sorun olduğu muhakkak. Bu sorun uluslararası kurumlar ve mahkemeler tarafından da dile getiriliyor. Ancak ne yazık ki terör yasası muhaliflerle mücadele ve onları sindirme aracı olarak kullanılmaya devam ediyor. 

Gözaltına alınan ve tutuklanan bu kişilere yöneltilen suçlama ne? Terörizmin finansmanı. Peki terörizmin finansmanı suçu nedir? Yani gerçekten bu kişiler bilerek ya da bilmeyerek bu şekilde bir suç işlediler mi?

Bir halkı korkutmak veya sindirmek ya da bir hükümeti veya uluslararası kuruluşu herhangi bir eylemi gerçekleştirmeye veya gerçekleştirmekten kaçınmaya zorlamak amacıyla kasten öldürme veya ağır yaralama fiilleri işlemek. Uçak kaçırmak, havacılık güvenliğine karşı eylem yapmak, diplomatlara karşı suç işlemek, gemileri kaçırmak, bombalama yapmak gibi suçların işlenmesinde kullanılması amacıyla bilerek ve isteyerek destekte bulunmak terörizmin finansmanı suçu oluşturuyor. 

Dünyada kabul edilen suçlama bu şekilde. Peki bizim ülkemizde bu suçlama nasıl oluyor?

İktidar bir kişi ya da gruba terörist dediğinde o kişi ya da grubun yaptığı her davranış terör suçu olarak kabul ediliyor. O aşamadan sonra neden cenazeye gittin, neden o kişiye yardım ettin, neden o kişiyi ziyaret ettin demeye başlanıyor ve bizim gerçekten masum olan davranışımız iktidar yargısı tarafından suç olarak kabul ediliyor ve masum insanlar cezaevine konuluyor.

Onların bizi suçlu göstermesine karşın biz masum olduğumuzu söylemeye, anlatmaya devam edeceğiz. Onların anlamamakta ısrar edecekleri bilinciyle daha çok çalışarak anlatacağız.

“İnsanları kandırmak, kandırılmış olduklarına ikna etmekten kolaydır…”