AKP’yi terk eden seçmen, oy verecek parti arıyor!

TARIK TOROS | YORUM

Türkiye’yi okuyan epey bir insan, halkın “tercihlerinin sonuçlarını” yaşadığını, bu sebeple sızlanmaması gerektiğini düşünür. Yakın dönemde şunu gözlemliyorum: Halk neyi tercih ettiğinin farkında değil sanki.

***

Eylül ayı kamuoyu araştırmalarına bakıp, “CHP tekrar ikinci parti” ya da “AKP farkı kapattı” gibi yorum yapmak için erken. Ortada henüz seçim yok.

Anketlerin göze soktuğu en somut tespit, seçmenin üçte birinin kararsız oluşu. Bu kitlenin mühim bölümü, iktidardan kopan insanlar. AKP’ye oy vermiyor, verecek parti de bulamıyor. Ya protesto ediyor, ya soruyu cevapsız bırakıyor ya da “Kararsızım!” diyor.

AKP ve CHP’nin -kemik- yüzde 20’şer oyu var. Olağanüstü bir gelişme olmaz, 15 Temmuz gibi yeni bir korkutma yaşanmazsa AKP’nin bunun üstüne çıkması olanaklı değil. CHP’de bu potansiyel var ve bunu 31 Mart 2024 yerel seçimlerinde gösterdi.

31 Mart’tan itibaren, gününde ve geciktirmeden kaleme aldığım onlarca yazıda CHP’nin bu avantajı nasıl çar çur ettiğini anlattım. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, şu son bir haftada 4-5 büyük çuvallamaya daha imza attı. Dönüp tahlil edecek hal yok. İki şeye yaradı bu:

  • Birincisi, çam devirdikçe genel kanaati güçlendirdi.
  • İkincisi, artık parti tabanı normalleşme zırvasını yutmuyor.

***

Türkiye’deki demokrasi güçleri için ilkesel duruş şudur: İktidardan gelen her şeyi kategorik olarak reddedeceksiniz! Onların uzun yıllardır sizden gelenlere yaptığı gibi. Köftenin içinde domuz eti değil başka şeyler arayacaksınız. DEM Parti’ye selam mı verdiler, kameraları davet edip Kürt politikacılarla ortak politika ve yol haritası belirleyeceksiniz.

HDP’yi Türkiye partisi yapmaya çalışan adamı hapse attılar, şimdi DEM’e “Türkiye partisi ol!” diyorlar. Kurdukları oyunu böyle başlarına geçireceksiniz!

Fakat boş bir umuttur: Çünkü, CHP’nin rejimin mevcut kodlarıyla herhangi bir meselesi yoktur.

***

Meclis açıldı, çaktırmadan Anayasa’yı tartıştırıyorlar.

İktidar ortaklarından biri, HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, “Dördüncü maddeye karşıyız!” dedi ve anlamayan muhataplarını “ahmak” yerine koydu. Haftalarca bu konuşuldu. Sonra, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş üçüncü maddeyi tartışmaya açtı. Oradaki ifade, “Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü” değil de.. “Milletin devleti ve ülkesiyle bölünmez bütünlüğü” biçiminde olmalıymış.

Aklınca kelime oyunu yapıyor. Sonra sözlerine açıklık getirmiş: “3. maddeyle ilgili tartışma varmış gibi göstermek en hafif tabiriyle haksızlıktır, bir algı operasyonudur.”

Operasyonu çeken kendi halbuki.

***

Sadece bu bile, iktidar ve iktidar unsurlarının muhatap alınmaması, yok sayılması için yeterli. Ciddiye alıp cevap vermeyeceksiniz. Gündemi belirlemelerine müsaade etmeyeceksiniz. Ne çare, topyekün muhalefet gündemin dümen suyuna girmiş vaziyette ve kaptanlığı da iktidar ortakları yapıyor.

***

Dini ve milli hassasiyetleri kaşıyarak içeride ve dışarıda iş tutmaya çalışıyorlar. “Domuz eti” gibi etkili bir argümanla operasyon çekiyorlar. Millet buna reaksiyon veriyor çünkü. Kaşardaki nişastayı, baldaki şekeri, zeytinyağına çiçek yağı karıştırılmasını umursamıyor.

Ağır gerçek şu: Ülkede domuz eti haram. Çalmak, rüşvet vermek, işkence, linç, cinsel istismar serbest!

Dışarıda da öyle: İsrail, dini referanslarla “Siyonizm” üzerinden şeytanlaştırılırken arkada ticaret devam ediyor, milyarderler kulübüne giren damadın savunma şirketine kaynak aktarmak için kredi kartlarına zorunlu 750 TL aidat bindiriliyor. 100 bin TL ve üzeri limite sahip kredi kartlarının sayısı yaklaşık 62 milyon. Çarparsanız, rakam 1.4 milyar doları buluyor.

***

Her krizi ya da çatışmayı lehine yontan bir iktidar var. Uzun yıllardır ustaca ve umursamadan yapıyor. Muhalefet ve muhalif basın ise bunu her defasında benzer kelimelerle halka şikayet etmekle meşgul. Halk biliyor zaten. Ondan üçte biri kararsız, oy verecek parti bulamıyor.

***

Yeni Türkü’nün bestelediği Murathan Mungan şiiri gibi:

“Tak etti canıma bu maskeli balo

Bu maskeli balo ve onun sahte yüzleri”

***

Kararsızların bir gün bir tercih yapması mı bekleniyor, yoksa onları tercih yapmaktan alıkoyan düzenin bizzat kendisi mi?

Oyun maalesef devam ediyor; kazananlar aynı, kaybedenler ise sadece izleyici.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin