Ana Sayfa HABER Masadaki rapor ve hezimetin gerçek sebebi 

Masadaki rapor ve hezimetin gerçek sebebi 

TARIK TOROS | YORUM

31 Mart’tan sonra CHP genel başkanlık katında üretilmiş bir ‘seçim söylemi’ var. Özgür Özel ‘deşifre olma pahasına’ bunu tekrar etmekten bıkmadı, usanmadı:

  • Gün sayıyorum, sabırsızlanıyorum iktidar olmak için ama iktidar, erken seçim yapma yetkisi elinde, kaçıyor. (31 Temmuz 2024)
  • Artık sandıktan başka çare yok. Bunları demokratlar, gençler, seçimde bir daha gelmemek üzere geri gönderecekler. (2 Ağustos 2024)
  • Önünde sonunda geçim olmadığı için seçim olacak. (20 Ağustos 2024)
  • Emekliler, asgari ücretliler tepkilerini erken seçim üzerinden dile getirirse o zaman kimse kaçamaz. (24 Ağustos 2024)
  • Geçim yoksa seçim var. Biz CHP olarak bugünden hazırız, getirin sandığı! (27 Ağustos 2024)

***

Bunlar şu son 1 ay içindeki sözleri. Geriye doğru onlarcası var ve hep aynı şeyi söylüyor. Hiç sıkılmıyor. Konuşmayı seviyor, bir ilkokul çocuğu neşvesi içinde adeta vatan şiiri okur gibi gözlerini kısıp tavana bakarak, gırtlağını çatlatarak konuşuyor ve günün sonunda hep sesi kısılıyor.

31 Mart’tan beri erken seçim topunu itinayla sektiriyor, hiç düşürmüyor, somut bir talebe dönüştürmeden tabanını oyalıyor ya da oyaladığını düşünüyor.

Ne istiyor belli değil.

Parlamenter sistemden konuşan yok.

Devasa problemleri nasıl çözecek, kimse bilmiyor.

Şu sorunun cevabını hiç düşündüler mi acaba: “Bu kadar denetimsiz güç, yetki ve kurumu kendisinde toplamış siyasetçi seçim kaybeder mi?”

***

Gölge bakan atayacaktı, birkaçını görür gibi olduk, gölge kabine bir türlü toplanamadı.

Yalnızca muhalefet değil, muhalif basın ya da CHP medyası diye tabir edilen kesim de moral üstünlüğünü kaybetti.

İktidar savrulurken toplum çözülüyor. Muhalefet, seyirci olmakla sahaya inmek arasında kalmış, adeta “top topluyor.”

Top toplayıcı şu: Basketbol, futbol, tenis gibi sporlarda saha dışına çıkan topları bulup getiren ya da top kaybı halinde bir diğerini oyuna sokan genç saha görevlisi.

***

CHP’de hal ve gidişattan rahatsız olan kaç kişi vardır bilemem. Fakat şuna eminim, sonraki seçimin favori cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu 31 Mart’tan itibaren ortaya konan ‘normalleşme’ siyasetini onaylamıyor, tüm demeçlerinde bu var ve Özgür Özel yanında konuşurken yüz ifadesine bakarsanız hoşnutsuzluğunu saklamıyor.

Zannediyorum bu defa işi son dakikaya bırakmak istemiyor. 2019-2023 arasında 4 koca sene, şimdi hatırlanmak bile istenmeyen ve epey efor kaybına yol açan sonuçsuz çabalarla geçip gitti çünkü.

Erdoğan bildik oyun planı ile yürüyor ve bu her defasında sonuç veriyor. Sağa diz çöktürüyor, solu parçalıyor. Bunu herkes biliyor, saklı bir sır değil. Ve galiba sadece İmamoğlu ‘koyun olmaktan’ rahatsız. Mansur Yavaş dahil diğerleri halinden memnun görünüyor.

***

Mevcut siyasal koşullarda Erdoğan hep kazanır(dı). Ne çare artık iki büyük dezavantajı var: Biri yaşı ve sağlığı, diğeri vatandaşın güvenini (geri dönüşü olanaksız biçimde) kaybetmesi. Son SETA raporu gösterdi ki, düne kadar “Çözerse Erdoğan çözer!” diyen AKP tabanı, şimdi ülkenin bu duruma gelmesinden onu sorumlu tutuyor. Arada perde/paravan kalmadı.

***

Ekonomi berbat halde. Bırakın yabancı yatırımcıyı turist bile gelmiyor. TC vatandaşlarının gittikleri herhangi bir Avrupa ülkesinden ucuz restoran fişini gösterip ülkesindekilere nispet yapacaklarını söyleseler inanmazdım, bunu da gördük.

Ekonomistlerden kibar olanı, “Bu daha iyi günlerimiz!” derken, daha ortadan konuşanlar, “Kötü günler geride kaldı, daha kötüsü geliyor!” diyor.

***

Yaz boyunca çiftçiler ayaktaydı. Unutamadığım görüntüdür: Bursa’da ürününü satamayan çiftçi, 30 ton domatesi iş makinesiyle yere döktü.

Yine, Konyalı karpuz üreticisi, tarlasını toplamadan sürdüğünü anlatıyordu, çünkü toplama maliyeti daha yüksek. Vatandaşa ‘olgun ürün’ adı altında çürük meyve-sebze (tabirimi mazur görün) kakalanırken Niğde’de patates fiyatları dibi görüyordu.

 

Haftanın görüntüsü ise Uşak’tan geldi: Çiftçiler, iktidarı protesto etmek için Ankara-İzmir yolunu traktörleriyle konvoy yaparak kapattı. Yakın dönemde gördüğüm açık ara en net protestoydu bu.

***

Muhalefet iktidara yol açıp köprüler kurarken, çiftçi kırmızı kart gösteriyordu. İktidar bunun farkında fakat yapabileceği bir şey yok. Muhalefet ise yapabilecekleri olduğu halde kulağının üzerine yatıyor, Ankara yollarını aşındırmakla meşgul.

HENÜZ YORUM YOK