Sabah gazetesinin ekonomi yazarı Dilek Güngör, Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin iş dünyasıyla yaptığı buluşmada, “Her biriniz 100’er milyon dolar bozdurun.” dediğini yazdı. Güngör ayrıca ekonomi modeliyle ilgili 5 aksiyondan bahsedildiğini de kaleme aldı.
İşte o yazıdan ilgili bölümler:
“Bu hafta iki kritik toplantı oldu. Birincisi Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin iş dünyasıyla buluşmasıydı. İkincisi de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında yapılan ekonomi zirvesi…
Bakan Nebati, iş dünyasıyla toplantısında yeni ekonomik modelle ilgili bir sunum yaptı. Beş aksiyon adımından bahsetti.
Nedir bunlar?
İlki dövize endeksli tahvil… kincisi primli altın toplama kampanyası… Üçüncüsü depozito koruma fonu… Dördüncüsü KOBİ kitle fonlaması… Beşinci olarak da endüstri bölgeleri…
Biliyorum, döviz kuru, enflasyon, yeni ekonomik program ne olacak diyorsunuz…
Öğrendiğime göre, toplantıda Bakan Nebati, enflasyonun ve döviz kurlarının düşmesi gerektiği konusunda iş dünyasıyla hem fikir olduğunu söylemiş… İşadamlarından faizlerin düşmesini fırsat bilip, bankadan çektikleri parayı, dolara yatırmamalarını istemiş… Yeni ekonomik modeli anlatırken de cari açıktaki iyileşmeye vurgu yapmış… İş dünyasına da ‘Hepiniz 100’er milyon dolar bozdurun’ demiş…
Sanırım o da işin esprisi…
Neyse, uzatmayayım…
Bu aksiyonlar doğru olabilir ama şu anda döviz kurlarındaki artışı durdurur mu?
Kısa vadede zannetmiyorum…
Onun için sanırım bu adımların başına giderek ülkede çıpa haline gelen döviz kurlarıyla ilgili bir aksiyon koymak yerinde olur…”
Ey milletin parasını, kendi parası gibi saçıp savuran siyasetçiler,
ey merkezdeki paramızı, kendi yaktıkları yabancı para ateşini söndürmek için yakan siyasetçiler,
ey bir tek yüzükle çıktıkları yolculuklarında ilk durakta milletvekili lojmanlarını sattırıp, kendileri için halkı aç olmayan ülkelerde bile görülemeyen saraylar diktiren, filolar kuran siyasetçiler,
ey halkımızın cebinden “taviz verilemez itibar edinen” siyasetçiler,
ey insanımızın vergileriyle yapılan işletmeleri zenginlere satıp, elde edilenlerle gemiciklerini yüzdürenler,
ey satacak bir şey kalmayınca, geleceğimizi, çocuklarımızın geleceğini yandaş işadamlarına dolara endeksli ihalelerle ipotek eden siyasetçiler,
ey iyilerin fabrikalarına kayyım atayan, haraç-mezat satan, ata-baba yadigarı mallarına çöken siyasiler,
ey kötüleri en tepedekilerce “hayırsever işadamı” ilan edip, bakanlarla madalyalarla, plaketlerle, şiltlerle ödüllendirip önüne yatan siyasetçiler,
ey bu düzenin çarklarını işletebilmek için “Allah’ın lütfu” dedikleri hilelerle insanımızı birbirine düşüren siyasetçiler,
ey kurdukları çarkın dişlileri arasında binlerce masumun öğütülmesi için, kapıları kırdıran, kanunları ardınca gönderen, hukuku kendi köpeği haline dönüştüren siyasetçiler,
ey millete çektikdiklerini “Allah’ın açlıkla imtihanı” ilan edip, kendilerine gelince Allah’ın nimetlerine yumulanlar,
ey yamulanlar…
sanıyor musunuz ki bu millet sizi hayırla yadedecek!