Ana Sayfa Dünya ‘Makedonya’da Cumhurbaşkanlığı seçiminin başarılı olması, AB sürecini hızlandırır’

‘Makedonya’da Cumhurbaşkanlığı seçiminin başarılı olması, AB sürecini hızlandırır’

Kuzey Makedonya, Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turu için pazar günü sandık başına gidiyor. Fransa’nın Üsküp Büyükelçisi Christian Timonier, ikinci tur öncesi ülkedeki siyasi iklimi ve Kuzey Makedonya’nın AB ve NATO yolculuğunda gelinen noktayı  değerlendirdi.

Makedonya Zaman’ın ropörtaj haberi şöyle:

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turunun arifesinde bulunuyoruz. İlk turda, SDSM tarafından desteklenen aday yarışı az farkla da olsa önce tamamladı. Ülkedeki mevcut siyasi durumu nasıl görüyorsunuz?

5 Mayıs’ta Cumhurbaşkanı’nın seçilmesi çok önemlidir: Bu gelişme, ülkenin kurumsal olarak krizden çıktığını gösterecek ve reformların seyrine bağlı olarak er ya da geç AB katılım müzakerelerinin başlatılmasını sağlayacaktır. Silahlı kuvvetlerin de komutanı olacak liderini normal şekilde belirleyemeyen bir devlet, NATO ve Avrupa Birliği’ne nasıl entegre olabilir ? Herkes kendine bu basit soruyu sormalıdır.

Blerim Reka’ya giden Arnavut oyları, ikinci turda seçimin kaderini belirleyecek gibi duruyor. Reka’nın ilk turda aldığı yaklaşık 80.000 oy, sizce ikinci turda nasıl bir eğilim gösterecektir?

Reka’nın kampanyası, Cumhuriyet’in yüksek bir entellektüel seviyeye sahip olduğu yönünde bir izlenim oluşturmuştur. Umarım seçmenler, yalnızca ait oldukları toplumsal, etnik kesimi ifade etmekle kalmaz ve ikinci turda da oy kullanırlar. Bu şekilde devletlerine olan bağlılıklarını ıda ifade etmiş olacaklardır. Seçmenler seçime katılmak suretiyle, iki aday arasında bir siyasi tercih yapmanın da ötesinde, ülkenin istikrarına da katkı sağlamış olacaklardır.

Çok muhtemel görülmese de, katılımın % 40’ın altında kalması ve böylece seçimin başarısız sayılması gibi bir durum oluşursa, yeni cumhurbaşkanının seçiminde nasıl bir yol izlenmeli?

Anayasa hukuku alanındaki en saygın Avrupa kurumlarından biri olan Venedik Komisyonu, zorunlu katılım eşiğinin azaltılmasını veya kaldırılmasını, uzun zamandır savunmaktadır.

Bazı muhalefet çevreleri, Muhalefet’in adayı cumhurbaşkanlığı seçimini kazandığı takdirde, Prespa anlaşmasının bozulacağını ve sürecin yeniden başlayacağını iddia ediyorlar. İsim değişikliği için yapılan bu anlaşmanın yenilenmesini muhtemel görüyor musunuz? Böyle bir adım, Avrupa entegrasyon sürecini nasıl etkiler?

Yapılan anlaşmalar artık bir realiteyi ifade eder ve uluslararası hukukta bir gerçekliği bulunur. Tüm adayların hukuka saygı duyulması noktasında ısrarcı olduklarını görüyorum. Fransa bu anlaşmayı desteklemektedir. Cumhurbaşkanı Macron’a göre bu anlaşma hem Kuzey Makedonya, hem bölge, hem de Avrupa için çok iyi bir fırsattır.

Kuzey Makedonya’nın NATO’ya giriş protokolü birçok NATO üyesi ülke tarafından onaylandı. Fransa’nın söz konusu protokolü ne zaman onaylaması öngörülüyor?

Prosedürler devam ediyor ve Meclis’imizin yıl sonuna kadar onaylaması bekleniyor. Aslında, bu onay işleminin, İttifak’ın gücünü ifade edecek şekilde yekvücut olmuş bir ruhla gerçekleşmesi önemlidir. Bu sembolik eylemi diğer dar düşüncelerle karıştırmak verimsiz olur. Fransa’da veya diğer ülkelerde bu konuda bir gecikme yaşanacağını sanmıyorum. Çünkü hepimiz Brüksel’de 30. üyenin bayrağının dalgalanmasını sabırsızlıkla bekliyoruz.

Yasal reformların tam olarak hayata geçirilemediği ve dolayısıyla AB’nin Kuzey Makedonya’ya yakın zamanda müzakereler için tarih vermeyeceği yönünde söylentiler var. Siz bu spekülasyonları nasıl değerlendiriyorsunuz?

Komisyonun raporunun Mayıs ayının sonunda çıkması bekleniyor. Gerçekten de beklentilere göre gerçekleştirilmesi gereken birkaç nokta daha var ve bu durum, metinlerin uygulanması konusunda da geçerli.

Yargı alanındaki reformlar, en kritik alan olmaya devam ederken, yerel kurumların tam olarak AB’den kaynaklanan yükümlülükleri yerine getirme kapasitesine sahip olmadığı görülebiliyor. Sizce AB, Kuzey Makedonya’nın kriterleri yerine getirmesi ve müzakerelerin başlaması için nasıl yardımcı olabilir?

Ülkenin müzakere kapasitesi kazanması için hâlâ yapılması gereken çok iş var. Başkan Macron’un Başbakan Zaev’e söz verdiği gibi, bunun üzerinde sabırla çalışacağız. Fransız uzmanlarımız, Avrupa İşlerinden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Bujar Osmani ile bu konuda mutabakata varmışlardı. Buna göre üst düzey yetkililerin eğitimi, bilgilendirilmesi, kamu hizmetleri noktasında bakanlıkların koordinasyonu ve sürece hazırlanması için yılın ilk yarısında beş adet üst düzey toplantı gerçekleştirilmiş olacaktır. Hem Fransa hem de AB düzeyinde en iyi danışma unsurları bu hususta harekete geçirilecektir. Sadece müzakerelere başlamış olmayı hedeflemiyoruz, aynı zamanda sistemli şekilde hareket ederek olabildiğince yararlı bir süreç yaşansın istiyoruz. Batı Balkanları ve Kuzey Makedonya’yı işlevsel bir şekilde Avrupa Birliği içinde görmek istiyoruz.

Özel Yetkili Savcılık Kurumu, son günlerini saymaktadır. Partiler bu Kurum’un yetkisinin devam edip etmemesi konusunda mutabakata varamadılar. Özel Yetkili Savcılık’la alakalı olup bitenleri nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bazı imtiyazların veya haksız dokunulmazlıkların süreci engellemesi kadar zararlı bir durum olamaz. Yaklaşımlar, nihai bir mutabakatla son bulmalıdır. Böyle bir kurumun mevcudiyeti vazgeçilmez bir durumdur. Ancak aynı zamanda insan faktörüne dikkat edilmeli ve rövanşist tavırlara girilmemeli. Bu kurumu hem şimdiki hem de gelecekteki yolsuzluklarla etkin şekilde mücadele edecek bir formata kavuşturmak gerekmektedir.

Makedonya’nın AB sürecinde gelinen noktayı nasıl değerlendiriyorsunuz ? Reform süreci hiç sekteye uğramadan devam ederse, Makedonya ne zaman AB üyesi olabilir?

Zikredilen tarihler bir politik pazarlamadır ve ben risk almayacağım. Çünkü Avrupa Birliği’nin kendini yenilemeye odaklanması ve Brexit’in sancılı sürecini sonlandırması gerekiyor evvela. Ancak bir şey kesindir; süreç, vatandaşların performansına göre, hızlanabilir veya duraklayabilir. Mesela başarılı bir şekilde sonlandırılacak Cumhurbaşkanlığı seçimi bu süreci hızlandırmak için bir fırsattır.

Cumhurbaşkanı Macron, Fransa’nın siyasal dincilikle mücadeleden taviz vermeyeceğini söyledi. Bu konuda Fransa küresel anlamda nasıl bir yol haritası planlıyor?

Bu mevzuda Fransa, karmaşık bir durumun içindedir. Devlet hiçbir dini özel olarak desteklemez. Düşünce ve ifade özgürlüğü 1789’dan beri ülkemizde derin kökler salmış durumdadır. Ayrıca 1918’den sonra Güney Fransa’nın yeniden Fransa’ya dahil edilmesinin ardından bu bölgedeki Katolik kilisesiyle bir çeşit anlaşmaya varılmıştır. Daha sonra bu anlaşma Protestan kesimiyle ve Yahudilik dininin mensuplarıyla da yapılmıştır. Şu anda ise ülkedeki ikinci din olan müslümanlıkla resmi kurumlar arasındaki ilişkilerin düzenlenmesi ve diyaloğun kurulması yönünde çalışmalar yapılmaktadır. Ancak müslüman toplulukta merkezi bir organizasyon olmadığı için bu durum biraz karmaşık bir görüntü arz etmektedir. Genel olarak, din gerçeğini ihmal etmeyen, ülkenin entelektüel, felsefi ve kültürel zenginliğini inkar etmeyen “açık laiklik” fikri, Fransız gerçekliğini temsil eder. Aşırı dinci temsilcilerin taleplerinin ve yaklaşımlarının siyasi sistemden uzak tutulması yönünde bir yaklaşım da benimsenmiştir. Ayrıca hiç kimse, şahsi dini inançlarına dayanan fikirlerini, başkasına zorla dayatamaz.

Demokrasinin tam olarak yerleşmediği ülkelerde, ezilen toplum kesimler oluyor, insan hakları ihlalleri yaşanıyor. Avrupa birliğinin en önemli ülkelerinden biri olan Fransa, insan hakları mağdurları için ne türlü çalışmalar yapıyor, inisiyatifler alıyor?

Fransa, ölüm cezasının ortadan kaldırılması için özellikle çok taraflı uluslararası anlaşmalarda etkindir. Hem biz hem de AB insanlık onuruna saygı göstermekteyiz. Dünyadaki tüm önemli felsefi ve dini seçenekler saygıyı hak etmektedir. Bütün bunlar, Avrupa değerlerinin önemli bir yansımasıdır. Avrupa’lı ortaklarımızla birlikte, Makedonya’nın Avrupa Birliği yolunda atacağı önemli adımlardan birisi olan ayrımcılıkla mücadele yasasının çıkması için teşvikçi olduk.

Göçmenler konusuna gelince, bu mevzu değerlerimize duyduğumuz saygı nedeniyle bizim için kaçınılmaz şekilde önemlidir. Fransa siyasi sığınma ilkesine riayet etmekte, zulme uğrayan veya ciddi şekilde insan hakları ihlallerine maruz kalan, kaçmakta olan mağdurları kabul etme kararı almıştır. Fransa, Avrupa düzeyinde saygı duyulan bu prensibi benimsemekte ve günlük politikanın cazibesi ya da popülizmin ve otoriterliğin yükselmekte oluşu gibi olgulara takılmamaktadır. Fransa bu anlamda AB’nin bu husustaki değerlerine sadık kalmaktadır. Hukukun üstünlüğü olmadan Avrupa olamaz! Bu gerçek, hem burada hem de ihtiyaç duyulan tüm ülkelerde, özel olarak yaşanmalıdır.

‘İBADET MEKANLARI HERKESİ BİRLEŞTİREN SEMBOLLERDİR’

Noter Dame yangınından dolayı da geçmiş olsun dileklerimizi sunuyoruz. Her ne kadar Noter Dame insanlığın ortak mirası sayılsa da, bir Fransız için elbette daha farklı anlamlar ifade etmektedir. Siz kişisel olarak hem yangın olayından, hem de sonrasında Fransız halkının yaptığı bağış kampanyasından dolayı ne tür duygular içerisindesiniz?

Makedonya makamları, siyasi partileri, dini cemaat temsilcileri ve sivil toplum temsilcileri tarafından ifade edilen sempati ve dayanışma mesajları gerçekten teselli ediciydi. Şiddetin ve hoşgörüsüzlüğün dini düşüncelerin yerini aldığı, düşmanlık ve bencillikle bölünmüş bir dünyada yaşıyoruz. Dolayısıyla güzelliğe ve ortak değerimiz olan ibadete adanmış mekanlara itibar eden herkesi birleştiren sembollerin mevcudiyeti, önemlidir.

BANJA LUKA VE HALEPTE’Kİ CAMİLER…

Böyle tarihi bir yapının yok oluşunun ardından yaşananlar, bizde herşeye rağmen olumlu duygular uyandırmıştır. Üstelik bu yaklaşımımız sadece Notre Dame ile sınırlı değildir. Banja Luka veya Halep’teki camilerin tahrip edilmesi de bizim içimizde aynı şekilde acı duygular uyandırmıştır. Özellikle bu tahrip edici eylemlerin kin ve nefretten kaynaklandığını göz önüne aldığımızda, bu durumun çok acı verici olduğunu söyleyebiliriz. Ancak insanın büyüklüğü de kendini ve tarihi yenileme yeteneğinde mevcuttur. Dolayısıyla bütün bu yapıları inşa eden atalarımıza layık olduğumuzu kanıtlamak için tam anlamıyla çaba gösteriyoruz.

 

 

HENÜZ YORUM YOK