HABER-YORUM | SEMİH ARDIÇ
Kürsüde Başbakan Binali Yıldırım var. Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AKP) Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) grubuna hitap ediyor. Söz dönüp dolaşıp ‘pamuk eller cebe’ paketine geliyor. Başbakan o fasla geçmeden mahallî idarelerin Emlak Vergisi’ne yüzde 3 bin 500 zam yapmasını ‘olacak iş değil’ diye tarif ediyor.
Akabinde sarf ettiği sözler şayan-ı dikkat: “Belediyelerde emlak vergi beyannameleri veriliyor. Bazı belediyeler para bitince vatandaşın malına göz dikiyor. 100 liralık yere 5 bin lira kıymet koyuyor. Burası dağ başı mı kardeşim?” Başbakan mevzuya el attıklarını ve artışın yüzde 50’yi geçemeyeceğini belirterek zam sağanağı altında mefluç vaziyetteki vatandaşın yüreğine bir nebze de olsa su serpiyor(!)
BÖYLE HESAP MI OLUR?
Hakkaniyetin kıyısına yanaşır gibi olsalar da Başbakan Yıldırım da Maliye Bakanı Naci Ağbal da bütçedeki kara deliği kapatmak için vatandaşın sırtına bindirilen yükleri kendilerince hafif gösterme telaşında. Sokaktaki homurdanmalar kulaklarına geliyor tabiî. Reyler düşüyor. Daha fazla düşmemesi için ne yapıp edip mevzuyu unutturmak lazım!
Başbakan’ın Emlak Vergisi için yaptığı, “Buna el attık, yüzde 50’den fazla artıramayacak” tespit de kabul edilemez. Bu nasıl bir hesap ki hükûmetin istatistik noterliği gibi çalışan Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) enflasyonu bile yüzde 12 civarında iken vatandaş vergiyi niye yüzde 50 zamlı ödüyor? Memur ve emekli maaşı senelik yüzde 4+3,5 şeklinde artıyor da vergi zamları niye katmerli?
Başbakan Yıldırım buradaki tenakuzu konuşmasında kendisi itiraf ediyor zaten: “Aslında yüzde 10’u geçmemek gerek. Yüzde 3 bin 500 olur mu? Bunların hesabını verecekler. Vatandaşlarımızın basiretsiz yöneticilerin hatalarının bedelini ödemesinin önüne geçiyoruz.”
MTV ZAMMI YİNE ORTA DİREĞİ VURDU
Elhak öyle, basiretsiz idarecilerin, siyasetçilerin hatalarının bedelini niçin vatandaş ödesin? O halde Motorlu Taşıtlar Vergisi (MTV) zammını ‘yüzde 25’e indirdik’ diyerek milletin gözünün içine baka baka yalan söyleyenler de hesap versin. Arabanın motor silindir hacmi haricinde vergisiz fiyata göre yeni bir vergi sistem icat edenler de hesap versin.
Zira 1 Ocak 2018’den itibaren fabrika çıkış fiyatı (vergisiz) 40 bin lira ila 70 bin lira arasında bir otomobil alan 2017’ye nazaran yüzde 37,5 daha fazla MTV ödemek mecburiyetinde kalacak. 71 bin liradan itibaren ödenecek MTV yüzde 50 zamlı olacak. Hani MTV yüzde 25 artmıştı? Ölümü gösterip sıtmaya razı etmenin bile bir adabı vardır. Bu nasıl bir hesap? Velhasıl yine orta direk bedel ödeyecek. Devletin her kademesine sirayet etmiş lüks ve israfın, ihale ve imar rantlarının faturası sabit ve dar gelirli kesimlere kesilecek.
Dolayısıyla orta halli sıfır kilometre bir arabanın MTV’sine yüzde 37,5 zam yapılmasına karar veren basiretsiz siyasetçiler de hesap versin, hatalarının bedelini ödesin.
CEP TELEFONUNDA VERGİ YÜZDE 50 ARTTI
Bitmedi… “Cep telefonunda vergiyi 7,5’e düşürüyoruz.” beyanatı ile en fazla kullanılan internet paketlerinin vergisinin yüzde 50 arttığını halktan saklayan Başbakan da bu çarpıtmanın hesabını versin. Ne oldu da internet kullanımında yüzde 5 olan Özel İletişim Vergisi yüzde 7,5’e çıktı?
İşin sırrı rakamlarda. 76 milyon telefon abonesi ve 40 milyona yakın ADSL abonesinin daha ziyade internet üzerinden iletişimi tercih edince devlet hemen buraya el attı. Adeta devlet eliyle kara borsacılığa teşebbüs ediliyor. Mobil sesli arama, sabit telefon aramaları eskisi kadar gelir sağlamıyor. Hal böyleyken bir manada WhatsApp, Viber, Facetime’a vergiyi de Maliye’nin icatları arasına girmiş oldu. Parayı Lidyalılar, verginin vergisini Türkler icat etti ne de olsa!
İletişim ve teknolojinin eğitimden kalkınmaya hemen her sahada katkılarını müşahede eden Avrupa Birliği (AB) 2020’den sonra internetten vergi almayacak. Türkiye’de ise bütçe açığını kapatmak için internete bir gecede yüzde 50 zam yapılıyor.
KURUMLAR VERGİSİ’NDE SON DAKİKA OYUNU
‘Pamuk eller cebe’ paketinde son anda AKP’li vekillerin teklifi ile Kurumlar Vergisi de yüzde 20’den yüzde 22’ye (artış yüzde 10) çıkarıldı. Paketin ilk halinde sadece malî kuruluşlar (banka, sigorta şirketleri, döviz büroları vd.) için böyle bir zam ibaresi vardı. Artık Kurumlar Vergisi’ni bütün şirketler zamlı tarifeden ödeyecek.
Her ne kadar zam için ‘üç sene cari olacak’ denilse de buna yeni bir ‘deprem vergisi’ demek mümkün. Madem burası dağ başı değil ve orantısız artışlar kabul edilemez o halde borç batağında yüzen şirketlerin yükünü bir anda yüzde 10 artıranlar da hesap versin.
MÜSRİF VE BECERİKSİZ İDARECİLER NE OLACAK!
Belediye başkanlarına gelince ‘burası dağ başı mı?’ diye haykırmak kolay. Kendilerine emanet edilen vergileri çarçur eden bakanlar, başbakan ve Reis-i Cumhur da müsrifliğin bedelini ödemeli.
Sene bitmeden bütçeyi yolunmuş kaza çeviren AKP iktidarı, en tepeden başlayan beceriksizlikleri, suiistimalleri unutturmak yerine okkalı bir özür beyannamesi hazırlamalı.
Yoksa belediye başkanlarını kürsüden ‘beceriksiz’ ilan etmek vatandaşın karnını doyurmadığı gibi zamları da ortadan kaldırmıyor.
BÜTÇE EMANETİ HEDER EDİLDİ
Ankara’dan liste hazırlayıp, belediye başkanlıklarında kayyımlığı tabiî hale getirmek bütçe emanetinin heder edildiği hakikatini değiştirmiyor. 2018’de zamlı vergilere rağmen bütçe açığı en az 70 milyar lira olacak. Bu sene 45-50 milyar lira. Seneye 70 milyar lira… Vatandaş didinsin dursun…
Başkanlar istifa edebiliyorsa pekâlâ başkaları da ceketini alıp gidebilir. Hazır istifa müessesesi devr-i AKP’de ilk defa aktif hale getirilmişken ‘kendi beceriksizlikleri yüzünden vatandaşa bedel ödeten’ Bakanlar Kurulu da top yekûn istifa etsin.
Madem burası dağ başı değil o halde bakanlar da halka hesap versin.
Vergi mükelleflerinin umumî talebidir. Arz ederim…