‘Lüks mekanlar nasıl dopdolu?’ sorusunun cevabını TÜİK verdi

AHMET KARABAY | HABER İNCELEME

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verileri, özellikle enflasyonu yansıtmada bugüne kadar çok tartışıldı. Her ayın 3’ünde açıkladığı enflasyon verileriyle, iktidara oy verenlerin bile güvenini sarstı. Aynı TÜİK, bu kez gelir dağılımına ilişkin yıllık verileri kamuoyu ile paylaştı. Muhtemelen gerçekle çok örtüşmeyen tarafları var. Buna rağmen ortaya koyduğu rakamlar, en iyimserleri bile ürkütüyor.

Açıklanan istatistikleri önünüze boca edip sizi rakamlara boğmak istemiyorum. Bundan dolayı da yazıya serpiştirerek ve bazı değerlendirmelerde bulunarak aktarmaya çalışacağım.

TÜİK’in kendi paylaştığı bu istatistik son 10 yılda dengenin zengin kesim lehine nasıl değiştiğini ortaya koyuyor.

Birinci %20’lik kesim 2014’te %6,2 pay alırken 2023’te %5,9’a geriledi.
İkinci %20’lik kesim 2014’te %10,9 pay alırken 2023’te %9,8’e geriledi.
Üçüncü %20’lik kesim 2014’te %15,3 pay alırken 2023’te %14,0’e geriledi.
Dördüncü %20’lik kesim 2014’te %21,7 pay alırken 2023’te %20,5’e geriledi.
Beşinci %20’lik kesim 2014’te %45,9 pay alırken 2023’te %49,8’e YÜKSELDİ.

Sadece bu tablo bile AK Parti ve lideri Tayyip Erdoğan’ın son yıllarda bilerek ve isteyerek sadece en üst kesime hizmet ettiğini ortaya koyuyor. Mevcut iktidarın kimden yana olduğunu gösteren tablonun özeti şu:

2014 yılı gelir dağılımı
En zengin %20‘nin aldığı pay % 45,9
En yoksul %20 ‘nin aldığı pay % 6,2

2023 yılı gelir dağılımı
En zengin %20 ‘nin aldığı pay % 49,8
En yoksul %20 ‘nin aldığı pay % 5,9.

Bu tablonun tesadüfen oluştuğunu düşünenler, yaşananları yanlış yorumluyor demektir. Gelir dağılımı bilerek ve isteyerek bozuldu.

Türkiye’deki sözüne güvenilir bütün iktisatçılar, faizin ekonomideki bozulmaların bir sonucu olduğunu anlatmaya çalıştıysa da Erdoğan bildiğini yaptı. Pandemi sonrası bütün ülkeler faiz artırımı yoluna giderken bizim Saray’dan kumandalı Merkez Bankamız faizleri inat ve ısrarla aşağı çekti.

Sonrasında malum, patlayan dövizi dizginleyebilmek amacıyla 1970’lerin kötü bir versiyonu olan Kur Korumalı Mevduatı (KKM) ülkenin başına bela ettiler. Fakirden alınanlar, parasını KKM’ye yatıranlara faiz olarak ödendi. 18 Ağustos 2022’deki Fakirden zengine sermaye transferinin rakamları” başlıklı yazımda bunu detaylarıyla ortaya koymaya çalışmıştım.

Faizi düşürerek zemin hazırlanan enflasyon patlaması ile yaratılan bir kötülük tablosu bu.

2023’te 2,6 milyar TL açık veren bütçede, aynı yıl faize 1,3 milyar TL ödendi. Bu tesadüfen veya kazara değil, bilerek ve isteyerek oluşturuldu.

BEKA VE TERÖR MASALIYLA UYUTULARAK YAPILAN TRANSFER

Sırf para gelsin de nereden gelirse gelsin diye hareket eden Türkiye, 21 Ekim 2021’den itibaren FATF yani uluslararası Mali Eylem Görev Gücü (Financial Action Task Force) tarafından gri listeye alınmıştı. Türkiye, 1989’da kurulan FATF’a 1991 yılından bu yana dahil.

Türkiye gri liste utancını gizlemeye çalıştığı günlerde, meşhur 2021 döviz patlamasını yaşadı. Geniş kitleler, beka, terör ve dış güçler masalıyla uyutulurken, alttaki yüzde 80’den tepedeki yüzde 20’lik kesime para transferi yapıldı. Rakamları çarpıtarak rekorlar kırmakla övünen AK Parti iktidarı, alt kesimlerden en üste servet transferinde gerçek bir utanç rekoruna imza attı.

Tutarlı değerlendirmeleriyle takip ettiğim ekonomist Kerim Rota, 2018’den bu yana gelir payını artıran tek kesimin, en tepedeki yüzde 20’lik dilim olduğuna dikkat çekiyor. En tepede yer alan 16-17 milyonluk bir nüfus var.

Kerim Rota, gelir seviyelerini göz önünde bulundurarak, Türkiye’de insanların hangi ülke gelir düzeylerine göre yaşadığına ilişkin bir tablo hazırladı. Türkiye’de en üstteki yüzde 20’lik kesim İspanya, Çek Cumhuriyeti, Portekiz düzeyinde bir hayat seviyesi sürüyor. En altta gelirin sadece yüzde 5,9’unu alan yüzde 20’lik kitlenin ise Bangladeş, Sri Lanka ve Bolivya düzeyinde bir hayat yaşadığına dikkat çekiyor.

Erdoğan rejiminin Türkiye tablosu, özgürlükler açısından Çin, gelir dağılımında Brezilya olmuş durumda.

  • En zengin %20 toplam gelirin %49,8’ini alıyor.
  • En yüksek gelirli %20 en düşük gelirli %20’nin 8,4 katı kazanıyor.
  • En yüksek gelirli %10 en düşük gelirli %10’un 15 katı gelir elde ediyor.

Ortaya konan tablo gelirin dağıtılmadığını, devlet eliyle pasta ortadan bölünerek yarısı bu yüzde 20’lik bir kesimin önüne konulmuş durumda. Geri kalan yüzde 80’lik bölümün önüne ise bu kesimden arta kalan yüzde 50’nin paylaştırıldığını gösteriyor.

Önümüzdeki tablo, Erdoğan rejiminin uyguladığı irrasyonel politikaların yükünü dar ve orta gelirlilerin çektiğini ortaya koyuyor. Kazanandan almak yerine, kolay yöntem olan dolaylı vergilerin artırılmasıyla bu yük halen ve giderek tabanın sırtına yükleniyor.

‘BEN KİRAMI ÖDEYEMEZKEN, ÖTEKİ’ DİYENLERİN TABLOSU

TÜİK’in ortaya koyduğu tablo, zaman zaman dile getirilen bir ikilemin de cevabı niteliğinde aslında.

“Ben kiramızı ödemekte zorluk çekiyorum ama AVM’ler, lüks mekanlar dolu, her yerde lüks arabalar” diye sıralayıp ardından da “Bu nasıl iş?” diye sorulan sorunun cevabı bu TÜİK tablosunda yatıyor.

Gelir dağılımındaki TÜİK’in ortaya koyduğu eşitsizlik, lüks tüketimle kira zorluğu arasındaki çarpıklığı açıklamaya yetiyor.

Ülkenin yüzde 20’sinin yaşadığı hayat tarzı Batı Avrupa ülkesi olunca, bir zahmet onların şanına layık yerler de dolu görünsün. Oralar dolu görünsün ki AK Parti’ye oy verenler ekonominin ne kadar iyi olduğuna ilişkin ahkam kesebilsin. Yolların araçtan geçilmediğini, kafelerin tıklım tıklım olduğunu, lüks lokantalarda yer bulunamadığını anlatıp kendilerini teselli etsinler.

PARETO İLKESİ ÇALIŞIYOR

İtalyan matematikçi Vilfredo Pareto (1848-1923), İngiltere ekonomisinin servet dağılımını incelerken bir nokta dikkatini çekiyor. Pareto, servetin yüzde 80’inin toplumun yüzde 20’sine ait olduğunu görüyor. Pareto, sonrasında kendi ülkesinde bir araştırma yaptığında orada da benzeri bir tablo ile karşılaşıyor. Sonradan “Pareto ilkesi” olarak literatüre geçen prensibin temelini ortaya atıyor.

Prensibin temeli, sonuçların yüzde 80’inin, yüzde 20’sinden kaynaklanıyor esasına dayanıyor. Pareto ilkesinin amaçlarından biri, işlerin yapılacağı zamanı verimli kılmak ve asgari düzeye çekme esasına oturuyor. İktidar Pareto’yu da yanlış anlayarak servet dağılımında sistemin işlediğini ortaya koymuş durumda.

Türkiye, AK Parti sayesinde, Pareto ilkesinin çalıştığını 100 yıl sonra yeniden ispatlama yolunda. Yüksek enflasyon ortamında bizde zaten oturmayan tasarruf alışkanlığı da iyice yok olup gidiyor. Para ateş topu gibi elden çıkarılması gereken bir mevkute olarak algılanıp hareket ediliyor. Zorunlu gibi gösterilen harcamalar toplum ve birey olarak geleceğimizi karartıyor maalesef.

Aslında bakacak olursa toplumun önemli bir kesiminin geleceğe dair hayalleri kararmış durumda. Eline geçen parayla tasarruf yapıp ev ya da araba alma imkanı kalmamış durumda. Gelecekten beklentisi kalmamış olan bu kesim, elindeki parayla gününe küçük mutluluklar katarak hayatına renk vermeye çalışıyor.

Bu kadar kötülüğü bir arada yaparsa AK Parti yapar.  Kısaca zengin daha zenginleşiyor, fakir daha fakirleşiyor. Özetle Türkiye Yüzyılı yeni başlıyor.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin