YORUM | ALPER ENDER FIRAT
Yaşlı Kürt anne, Ankara’nın göbeğinde çocuğu hatta torunu yaşında bir polis tarafından tartaklanıyor, incecik kolu ters çevrili bir halde itekleniyor. Örselenen, yerlerde sürüklenen, kabalığın en zirve haline maruz bırakılan yaşlı kadınlar, tokatlanan milletvekilleri, kendi parti binasına girmesine müsaade edilmeyen genel başkanlar, hak arama gayretlerine orantısız verilen tepkiler…
Ya da taş üstünde taş bırakılmayan kentler, ölülerini bile gömemeyen, kardeşi, oğlu, babası, yeğeni faili meçhul cinayete kurban gitmiş aileler…
AKP-Ergenekon iktidarının, Kürtlere yaptıkları, zorbalıktan, demir yumruk politikasından, daha başka bir şey. Bu zulmü yaparken karşıdakini olabildiğince aşağılayacak şekilde yapmaya, onların onurları üzerinde tepinmeye özellikle özen gösteriyorlar.
Artık en makul, en aklı selim, en aklı başında Kürtlerin ağzından bile “aynı çatı altında olmuyor, ayrılıp komşu olalım” cümleleri dökülüyor. Türkçü ırkçılar her geçen gün hedeflerine biraz daha yaklaşıyor.
Bildiğiniz gibi ırkçılık, Ortadoğu’yu, binlerce yıllık bu kadim toprakları lime lime etme politikalarının koç başıdır. Vatanını sevme maskesi altında halkları, toplulukları, kavimleri birbirine düşman etme uygulamasıdır. Bu iktidar, yürüttüğü sistemli politikalarla Kürtleri milliyetçi olmaya icbar ediyor.
AKP, aklı selim politikalar yürüttüğü dönemde Kürtlerin sığındığı bir limandı. Geçmişte, derin devletin açtığı yaraları tedavi eden, Kürtlerin onurlarını korumaya çalışan politikalar yürütüyordu. Kürtleri ülkenin her bölgesine entegre eden parti durumundaydı. Hırsızlık ve ilkesizlik girdabına düşüp, Ergenekon’un kucağına oturmaları ve MHP’yle yol arkadaşı olmalarından sonra, Kürt düşmanı bir çizgiye evrildiler. Bir dönem Kürtlerin en çok güvendiği parti daha sonra MHP ile bir olup onur kıran politikaların uygulayacısı haline geldi. AKP’nin bu ihaneti en dindar, en aklı selim Kürtlerde bile ruhsal bir kopuşa sebebiyet verdi ve vermeye hızla devam ediyor.
Burada şunu ifade etmekte büyük fayda var, Ortadoğu’da ırk merkezli her çözüm arayışı yepyeni çözümsüzlüklere, sorunlara, sıkıntılara sebebiyet vermekten başka bir anlam ifade etmedi bundan sonra da etmeyecektir. Kürt milliyetçiliği de tıpkı Kemalist Türk milliyetçiliği gibi kendisinden başka hiçbir düşüncenin, hiçbir oluşumun var olmasına müsade etmeyecek, Kürtlerin yaşadığı bölgelerde Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulduğundan bu yana yaşadığı problemlerin aynısını yaşaması kaçınılmaz olacaktır. Kürt milliyetçiliğiyle, Türk milliyetçiliği arasındaki tek fark efsane farklılığıdır. Biri Ergenekon destanını anlatırken, diğeri Demirci Kawa’yı dillendiriyor. Aslında bütün kavga ders kitaplarında kimin efsanesinin anlatılacağı meselesidir.
Devletin bir siyasi kimlik ya da hayat biçimi dayatmadığı ABD gibi ülkelerde kimse, sorunlara ırk merkezli bir çözüm arayışı içine girmiyor. İrlandalılar, İspanyollar, Afro-Amerikalılar bizim ayrı devletimiz olsun daha rahat yaşayalım diye bir düşünceye girmiyorlar. Devlet, adalet ve hukuk üzerinde yükseldikçe ırk merkezli çözüm arayışları da ortadan kayboluyor.
Benim acizane kanaatim Kürtlerin ırk üzerinden çözüm arayışları onların hayat konforunu arttırmayacak, şu anda yaşadıkları sorunların belki daha fazlasını yaşamaya devam edecekler. Burada sadece sopayı tutan el değişecektir. Bunun yerine devletin adalet ve hukuk üzerinde yükselmesi için mücadele etmek, devletin ırki dayatmalardan arındırılmasının yollarını aramak sorunların çözülmesinde çok daha etkili olacaktır.
AKP ve şer müttefiki, bu aklı selim politikaların nasıl olumlu bir etkiye sahip olacağını bilmiyor, bu zorbalığın ve onur kırıcı tavırların tam tersi etki yapacağını görmüyor olabilir mi? Niye böyle bir yola girmiyorlar çünkü Kürtlerin huzursuz, rahatsız ve duygusal bağlarının kopuk olmasını özellikle istiyorlar. Lüzumlu lüzumsuz her platformda asabiyet vurgusu yapmak, sadece karşıdakinin asabiyetinin ortaya çıkarılmasını sağlamak için yapılır.
Selahattin Demirtaş’ın hapsedilerek susturulmasının sebeplerinden birisi de her zemin ve fırsatta ayrışmaya karşı çıkıp Türkiyelilik vurgusu yapmasındandır.
Umut ederim ki Kılıçdaroğlu, Kürtlerle diyalog kurmasının, seçim ittifakı yapmaktan daha büyük anlamlar taşıdığının farkındadır.
Sorunun çözümü belli. Kürtlere özgürlüklerini vermek. Düğmenin yanlış iliklendiği yerden başlamak gerekiyor. Nasıl başka milletler, Osmanlı İmparatorluğu’ndan ayrıldıysa, Kürtlerin de 1920’lerde ayrılması gerekiyordu. 1920’deki nüfusları ve hakim oldukları coğrafya temelinde bir Kürdistan kurulmasına izin vermek gerekiyor. Yerlerinden yurtlarından edilenlere tazmiatları verilip, yerlerine yurtlarına dönmeleri sağlanabilmelidir.
Kürtlerin de 1920´lerde ayrilmasi gerekiyordu önermesi bilgi eksikliginden kaynaklanan bir önerme. O yillarda sadece Dogu ve Güneydogu Anadolu´da degil, daha bir cok yerde, Ortadogu´da, Balkanlar´da Türk nüfus cogunluktaydi. Daha 1950lere kadar bugün Kürt illeri dedigimiz sehirlerde cogunluk Türklerdeydi.
Dolayisiyla kimse halkinin cogunlugu kendindeyken al burasi senin ülkeni kur demez, diyemez veyahut da o bölgelerin demografisinin gereginin yerine gelmesi icin sonuna kadar savasir.
Asagida bi arkadas “Az kaldi, geliyor gelmekte olan” yazmis. Olabilir, o gelmekte olan Kürtlere bi devlet de hediye edebilir. Ama bütün bunlar olana kadar Balkanlar´da, Ortadoguda nolmussa aynisi olur. Bundan Türkler kadar Kürtler de etkilenir, ardindan mübadelenin krali yasanir, onun da ardindan o komsu ülke öyle büyük bir düsman kazanir ki, bu düsmanlik onun kaderi olur. O düsmanlik öyle Yunanistana gösterilen düsmanliga da benzemez.
Kürtler, Türk halkini gözden cikararak, sadece Türk devletini muhatap kabul edip onun yaptiklari ettikleri üzerinden bir okuma yaparsa cok büyük hata yapar. Türkler Rus degil, Bulgar degil, Aborjin degil, Hiristiyan degil, Sii degil.
Bir zalim başka bir zalimin eliyle diskalife edilecek elbet.
Türk milliyetçisi olan herbir Türk vatandaşının böyle bir ruha sahib olma nedeni, mutlaka Kürde ait bir şeyi gasb etmesidir.
Basit bir örnek vereyim. Bazı ırkçı özel harekat polislerine dikkat ettim… Sülalece bu mesleği seçmişler. Gelir kaynakları kürt düşmanlığı üzerine kuruludur.. Ve bu işede şerefli Kürtler zaten alınmıyor. Alınsa sülaleden bazıları işsiz kalacak. İş bulamayacak. O yüzden ırkçığı ırk boyu devam ettiriyorlar.
Kürtlerde irkçı Türklerdeki gibi bir Türk düşmanlığını hiç görmedim, rastlamadım.
Süreç bizi ortak eşit yaşama götürüyor… Ben bunu görüyorum.
Mesela zerre kadar vicdanı olan hiçbir hizmet mensubu artık ırkçı, Türkçü değil. Onlar sizin kıvama geldiler. Gelmeyenler koptu zaten.
Kürtlerde hakeza..
Geliyor artık gelmekte olan..
Az kaldı.
son paragraf bugün ki sorunların müsebbibi olan Parti’ye güzelleme. Tayyip Bey’in faşist MHP kayığından inmesi çok zorrr.