MAHMUT AKPINAR | YORUM
Diyarbakır’da kafe işleten Ramazan Şimşek, “Kafemde Kürtçe hizmet vereceğim!” dediği için sabah baskınıyla gözaltına alındı, ev hapsi ve yurtdışı yasağıyla bırakıldı. Memleketi kendilerine tapulu sanan Kemalist teyzeler, amcalar şimdilerde Suriyelilere, Afganlılara sarsalar da, hala Kürtçe konuşanlara “Bölücü!”, dindarlara “Mürteci!” tepkisi vermeye devam ediyorlar. “Burası Türkiye, ya Türkçe konuş veya defol!” diyerek Türklerden çok önce bu topraklarda var olan halkları kovma cür’eti gösterebiliyorlar.
Bir zamanlar dindarların ve Kürtlerin haklarını savunan “İslamcı!” AKP iktidarında Kürtlere zulüm eksilmeden devam ediyor. Seçilmiş belediye başkanları görevden alınıp kayyımlar atanıyor, siyasetçiler uydurma gerekçelerle hapse atılıyor. Dindar kadın ve erkekler için 28 Şubat’ı aratan tutuklamalar var. Devlete çöreklenen Ulusalcı-İslamcı ittifakı, iki cenahın kötü taraflarını alıp en kötüyü ürettiler.
Kürtlerle Türklerin ilk tanışması Abbasiler döneminde, Büyük Selçuklular döneminde Irak ve Suriye’de oldu. Türki halklar Anadoludan önce, 9. asırda Suriye ve Irak’ta yaşıyorlardı. Selahattin Eyyubi, Türklere göre Türk, Kürtlere göre Kürt, Araplara göre Arap kabul ediliyor. Her unsur Kudüs’ü Haçlılar’dan geri alan bu kahramana sahip çıkmakta yarışıyor. Ulusçuluk o dönem önde olmadığı için Selahattin Eyyubi unsuriyete önem vermiyordu. Fakat şu muhakkak ki Selahattin Eyyubi’nin ordusu ve halkı, Araplardan, Kürtlerden ve Türklerden oluşmaktaydı.
Anadolu’da Türklerle Kürtlerin İttifakı, stratejik birlikteliği Malazgirt Savaşı’na uzanır. Müslüman Kürtler Hristiyan Bizans’a karşı 1071’de Selçuklu ordusuna destek vererek zaferin kazanılmasında önemli rol oynamışlardır. Anadolu’nun İslamlaşmasına, Türkleşmesine Kürtlerin de katkısı olmuştur. Öte yandan Selçuklu Sultanı Melikşah, Kürtlerin yaşadığı toprakları “Kürdistan” olarak ilk ananlardandır.
Keza 16. yüzyılda Yavuz Sultan Selim’in Safevilerle mücadelesinde Kürtler ve İdris-i Bitlisi açık şekilde Osmanlı’nın yanında yer almıştır. Sonraki dönemlerde de Kürtler büyük ulemalar çıkarmış, tasavvuf alanında günümüze kadar hep etkili olmuştur. Milliyetçiliğin arttığı, bağımsızlık faaliyetlerinin yükseldiği dönemlerde Kürtler Osmanlı’ya sadık kalmışlardır. Anadolu’nun işgalinden sonra başlatılan Milli Mücadele ile ilan edilen Misakı Milli “Kürtlerin ve Türklerin yaşadığı sınırları” ihtiva etmektedir. Bugünkü Suriye’de Kürt ve Türkmen nüfusun yaşadığı yerler, Irak’ta Musul vilayeti bu gerekçeyle Misakı Milliye’nin (Milli Yemin) içinde yer almıştır. Kürtler Çanakkale’de, Yemen’de asker verdikleri gibi, sırtlanların ülkeyi sardığı dönemde milli mücadeleye katılmışlardır.
Gerek Osmanlı döneminde gerekse Osmanlı’nın yıkılmasını müteakip Kürtler farklı bir yaklaşım içine girmemişlerdir. Birinci Meclis’te ve 1921 Anayasası’nda onurlu, eşit birliktelik devam etmiş, Meclis’te diğer unsurlar gibi Kürt milletvekilleri de yer almışlardır. Ancak İkinci Meclis’le ve Mustafa Kemal’in tek adam haline gelmesiyle şartlar değişmeye başlamış, tekçi, ulusalcı bir devlet kurulmuştur. Milli mücadelede milletin kazandığı başarılar sadece Mustafa Kemal’e bağlanarak Kemalizme dayalı yeni bir ulus inşa süreci başlatılmıştır. Cumhuriyet boyunca Kürtler yok sayılmış, dilleri yasaklanmış, denklemden dışlanmışlardır.
Cumhuriyet’in ilk yıllarında Kürtler’de bugünkü anlamda bir ulus bilinci olduğunu söyleyemeyiz. Kürt kimliğini koruyan bölgedeki medreseler ve din âlimleri olmuştur. Yıllarca medreselerde Arapça ve Kürtçe eğitim verilmiş, Kürtçe bugünkü gibi hayatın dışına itilmemiştir. Tek Parti döneminin katı seküler politikalarına, dini eğitimi yasaklayan uygulamalarına ilk itirazlar dindar Türklerden ve dindar Kürtlerden gelmiştir. Yeni Cumhuriyet Müslüman Türklerden gelen talepleri “irtica”, “gericilik” diye bastırırken, Kürtlerden gelen talepleri “eşkiyalık” “Kürtçülük”, “ayrımcılık” olarak nitelemiş ve bastırmıştır.
1978’de kurulan PKK ile birlikte Kürtlerde sadece ulusalcı damar yükselmemiş, dini duyarlılık da azalmıştır. Dini önderler yetiştirmiş, tasavvuf erbabı üretmiş, İslami yönü güçlü Kürtleri PKK, Tek Parti’nin toplumu zoraki dönüştürmesine benzer dönüşüme uğratmıştır. 1980 darbesi sonrası bölgede Kürtlere yapılan eziyetler, işkenceler, aşağılamalar PKK’ya can suyu olmuş, Kürt ulusçuluğunu da güçlendirmiştir. Maalesef son 50 yılda iktidarlar, partiler değişmesine, demokratik bazı gelişmeler yaşanmasına rağmen Kürtleri yok sayan, dışlayıcı, politikalar değişmemiştir.
Bazı Kürtlerde ayrı bir devlet kurma iddiası olsa da Kürtlerin büyük kısmının talebi, Türkiye’de insanca ve eşit vatandaşlar olarak yaşamaktır. Ancak yıllarca buna yol verilmeyip baskı, dışlama devam edince, demokratik ve hukuki mücadele kanalları da tıkanınca, “Bağımsız, ayrı devlet olmaksızın Kürtlere rahat yok!” anlayışı güç bulmaktadır. Aradan geçen onca yıla, değişime rağmen ülkede hala Kürtçe konuşmak, Kürtçe eğitim almak, “Kürdüm!” demek, köylerin Kürtçe isimlerini kullanmak büyük problem görülüyor. Kürtseniz “potansiyel terörist” oluyorsunuz. Devletin propagandası, medyanın dili nedeniyle Kürtlere karşı olumsuzluk, şartlı yaklaşım mevcut. Oysa yeryüzünde Kürtlerle Türkler kadar içiçe geçmiş başka halklar bulmak zordur. Kürtlerin büyük kısmı artık batı Anadolu’da yaşıyor ve evlilikler, ortaklıklar çok yaygın. PKK ile TSK arasındaki çatışmalara, olumsuz propagandalara rağmen son 40 yılda evlilikler, akrabalıklar, ortaklıklar daha da arttı.
İşte tam bu noktada Türklere düşen bir ayıp var. Kendisini Türk hisseden, “Türküm” diyenlerin bazı şeyleri sorgulamaları gerekiyor. Şahsi olarak ülkeyi benden çok seven, ülkenin gelişmesi, kalkınması, halkın refahı, huzuru için benden öte çaba sarf eden, kafa yoran Kürtlerle karşılaşıyorum ve utanç duyuyorum.
Neden?
Çünkü 1000 yılı aşkındır birlikte yaşadığımız, beraber acılar çektiğimiz, işgallere uğradığımız, mücadeleler verdiğimiz, Türkiye Cumhuriyeti’ni beraber kurduğumuz bir halkın çocukları ana dilini konuşamıyor, kendi çocuklarına öğretemiyor. Bu bir suç kabul ediliyor ve Kürtler dertlerini anlatamıyorlar. Hakkını arayan Kürt şiddete bulaşmadığı halde “terörist”, “ayrılıkçı” olarak etiketlenebiliyor.
Kürtlerin önemli bir kısmı PKK’yı sevmez, haz etmez. Yıllarca PKK bölgede “anarşist” grup olarak görüldü. Ancak devletin çözüm üret-e-memesi, Kürtlere sağır kalması nedeniyle PKK halk tarafından tedricen ve kerhen kabul görmeye başladı. Devletin güvenliği sağlamakta, halka huzur üretmekte aciz kalması nedeniyle PKK, bölgede Stalinist yöntemleri de kullanarak kontrol inşa etti, gençleri devşirdi.
Şimdilerde dindar Kürtler dahi “Örgüt Kürtlerin hakkını koruyor!” diye PKK’yı kabul edilebilir bulmaya başladı.
Maalesef makul, barışçı Kürtler devlete karşı verdikleri mücadelede yalnız kaldılar. Türk aydınlar, yazarlar ve toplum kesimleri Kürtlerin yanında yeterince ve güçlü şekilde yer almadı. Anadili konuşma, öğrenme, Kürtçe eğitim alma gibi en insani, en doğal haklarını bile savunamadık. Kürtlere yıllarca: “Demokratik ve siyasi mücadele verin, dağlarda savaşmak yerine düz ovada siyaset yapın!” dediler. Ama seçilmiş siyasi liderler hapse atılırken, belediye başkanlarının yerine kayyımlar atanırken Türkiye toplumu ve aydınları devleti yönetenlere, “Bunları yapamazsın!” diyemedi.
Federatif bir yapı kurmak veya ayrı devlet olmak reel şartlara, ortama bağlı gelişecek durumlardır. Şahsen Kürtlerin Türkiye’den ayrılmasına karşı çıkıyorum, birlikte daha güçlü olacağımızı, böyle bir ayrılığın her iki tarafa zarar vereceğini düşünüyorum. Dahası ben Türkiye’nin, yurt dışındakiler dahil tüm Kürtleri kucaklayan, sahiplenen politikalar geliştirmesine taraftarım. Yani Türkiye’nin Türklerin olduğu kadar Kürtlerin de anayurdu, devleti, ülkesi olması gerektiğini düşünüyorum.
Farklı siyasi talepler tartışılabilir, itiraz edilebilir. Ancak dil, kimlik gibi kültürel haklar en temel insan haklarıdır ve tartışmaya açık değildir. İslami açıdan bakarsanız da her dil Allah‘ın ayetidir. İnsanların dilini, kültürünü, kimliğini yasaklayamazsınız. Hucurat (13) suresine göre Allah “tanışalım, bilişelim” diye bizleri farklı farklı yaratmıştır. Allah’ın yarattığı bir kimliği, dili diğerinden aşağı göremez, küçümseyemez, yok edemezsiniz.
Doğal süreçler içinde bazı fay hatları kırılır, değişmeler olur. Ama bir sosyal mühendislik çerçevesi içinde Lazların, Kürtlerin, Süryanilerin veya başka azınlıkların dillerini yok edemez, varlıklarını, kimliklerini silemezsiniz. Bu demokratik, insani ve İslami açıdan fevkalade sakıncalıdır, problemlidir. Kürtçenin Türkçe kadar normalleştirilmesi bir eğitim dili, hatta resmi dil olması gerekmektedir. İsteyenlerin bu dille eğitim alabilmesinin, konuşabilmesinin, yazabilmesi önündeki tüm engeller kaldırılmalıdır. Türkiye’de Kürt olmanın olumsuzlukları düzeltilmeli, Kürtler bu ülkenin eşit, onurlu vatandaşları olduklarını hissetmelidirler.
Türkiye sınırları içinde var olan her topluluk ve onların dilleri, kültürleri, kimlikleri saygıyı, korunmayı hak etmektedir. Yezilerden, Süryanilere, Ermenilere, Rumlara kadar bütün azınlıklara borcumuz var. Ama 1000 yıldır beraber, iç içe yaşadığımız, Milli Mücadeleyi birlikte verdiğimiz Kürtlerin dahi dillerini konuşmaktan, kimliklerini ifade etmekten mahrum edilmeleri en başta Türk aydınların, siyasetçilerin ayıbıdır, utancıdır. Hakkari belediyesine kayyım atanması bir gasptır. Halkın iradesine, demokrasiye, seçimlere en büyük saygısızlıktır. Fikir namusu olan herkes buna itiraz etmelidir.
Türk toplumunda farklı olana, ötekine karşı hastalıklı bir tutum, zenofobik bir yaklaşım var. Bu ucube hal ülkenin ekonomisinden adaletine, güvenliğine kadar her her alanı olumsuz etkiliyor.
Hocam bari siz yapmayin. Sizleri (cemaate gönül veren gazetecileri) sürekli takip ediyorum ve genelde hakli buluyorum ve destekliyorum fakat HDP ve “kürtler” konusunda kesinlikle hata yapiyorsunuz. Sanki kürtler sadece HDP`den ibaretmis gibi. Oysa AKP`ye ve diger partilere destek veren kürtcü olmayan kürtlerde var. Siz ikidebir “kürtler” kavramini kullanarak kürt kavmiyetciligini ve ayrimciligini körüklüyorsunuz. Kürtlerin hakkini savunuyorsaniz ozaman bu ülkede yasayan lazlarinda, cerkezlerinde, bosnaklarinda, arnavutlarinda, araplarinda ve hatta zazalarinda hakkini savunun okadar özgürlükcüsünüz madem.
Kusura bakmayin ama HDP aponun heykelini dikmek isteyen zihniyetin partisi, bu milleti bölüp parcalamak isteyen batinin partisi, demokrasi ve özerklik maskesiyle kürdistani kurmak isteyen kirli güclerin partisi, bunlari savunarak PKK`nin ekmegine yag sürmeyin, “Türkler ve Kürtler” diyerek ayrimcilik yapmayin.
Buara sunuda söyleyeyim, biz “Türk” deyince veya “Türk milleti” kavramini kullaninca Türk kavmiyetciligi yapmiyoruz, cünkü tüm milletimizi kastediyoruz, bunun icinde kürtlerde var. Türk kavrami kavmiyet manasinda olsaydi bize hic benzemeyen Uygurlara, Özbeklere vs Türk demezdik.
Siz “Türk” diyincr kavmiyetçilik olmuyor ama Kürt ben kürdüm diyince kavmiyetçilik oluyor.
Adam ben türk değilim beni Türk milletinden sayma diyor, dilimi yasaklama diyor, beni aşağılama diyor.
Gidin bakalım hepimiz türküz diyin uygurlara özbeklere kazaklara. Kendi dillerini yasaklayın sadece anadolu türkçesi konuşulacak diyin. Kendi dillerini konuşmak kimliklerini yaşamak istedikleri için hapse atın binlercesini beyaz toroslarla götürün ortadan kaldırın. Hapishanede kendi dışkılarını yedirin.
Sonra da biz kardeşiz bölücülük yapmayın diyin.
Kusura bakmayın bir türk olarak söylüyorum türk-kürt kardeş değildir. Türk ve Türk de kardeş değildir.
Kimse kimsenin kardeşi olmak birlikte yaşamak zorunda değil.
Türkiye Devletinin bölünmemesi Allahın emri değil.
TCde kendini kürt olarak tanımlayan halkın belki %70i HDPye oy veriyor vermeyen kesimin de büyük çoğunluğu sizin gibi nefret etmiyor.
Allah size veya çocuklarınıza torunlarınıza inşallah bir gün TCde kürtlerin yaşadıklarını yaşatır bakalm o zmn o ne dersiniz dicem de belki de daha beterini yaşatmış cemaat mensubu olarak zulüm görerek ama demek ki bu devletçilik saçma sapan milliyetçilik bitmiyor bitmicek bu cemaat içinde.
Cem Arslan’in yorumu genel olarak turklerin nasil irkci bir dusunce yapisinda oldugunun cok acik bir ornegi olmus. HDP dis guclerin partisiymis. HDP belki de meclisteki en demokratik parti. Senin turk partilerin AKP ve MHP, baska ulkelerde olsaydi teror partisi olduklari icin kapatilirlardi. Ayrica, turk milleti derken kurtleri de kastediyormussun. O zaman bir degisiklik yapalim ve turk yerine kurt milleti diyelim. Biz de kurt milleti derken turkleri de kastediyoruz. Hatta ulkenin ismini Kurdiye olarak degistirip, her daga “Ne mutlu kurdum diyene” yazalim.
Sen isme takiliyorsun. Önemli olan isim degil, dedigim gibi benimsenen degerlerdir. Bir kimsenin hangi milletten oldugunu belirleyen unsur benimsenen degerlerdir. HDP PKK nin siyasi koludur ve genel olarak din ile ilgisi yoktur, davasi kürtcülüktür, dolayisiyla bu zihniyetin kuracagi devlet irkci bir devlet olur, tüm halklari kapsamaz, benim devletim olamaz, ismi ne olursa olsun, ismi TÜRKIYE`de.
Saf ırk yoktur, Türk halkları da karışık halklardır, örneğin Moğollarla karışmışlar, Uygurlar Özbeklerden tamamen farklı görünüyor, Türkmenler Anadolu Türklerinden farklı görünüyor, bunun nedeni Türk kelimesinin bir anlamı olmamasıdır. bir etniye ama farklı kökenlere sahip ama benzer kültürlere, geleneklere, ortak milli ve manevi değerlere sahip bir halk, böyle ortaya çıkar. Yoksa Almanların safkan olduğunu mu düşünüyorsunuz? Büyük bir kısmı Slav vs… DNA testi yapın, şaşıracaksınız. Bir toplumun hangi millete ait olduğunu belirleyen unsur temsil ettiği değerlerdir.
Demek istediğim ırkçılık saçmalıktır, hepimiz Adem ile Havva’dan geliyoruz, en önemlisi insanlıktır, etik ve manevi değerlerdir. Bir insan vicdansızsa, edepsizse, kalpsizse o zaman kökeninin de, etnik kökeninin de bir faydası olmaz.
Cem cok sig bir bakis acin var. Tarihi gercekleri, yasanan acilari bilmeden, kafana gore turk kelimesinin baska anlam icerdigini iddia ediyorsun ki bu tamamen yanlis. Cumhuriyeti kuran irade, ulus devlet olustururken turk kelimesinin ne anlama geldigini altini cizerek belirlemis ve bu yonde politika uygulamis. Ben isimlere takilmiyorum, isimler uzerinden yapilan zulumlere takiliyorum. Hayatimda hic oy kullanmadim, HDP ile hicbir baglantim yok ve kurt de degilim ama insafli olmak lazim. Simdi HDP milletvekili Omer Faruk Gergerlioglu irkci mi? HDP’dekilerin cogu kurt bile degil, nasil irkci olsunlar. Adamlar, ozelde kurtlere, genelde tum halklara yapilan zulumlere karsi mucadele veriyorlar. PKK ile ne alakasi var?
PKK ile bal gibi alakasi var, bu partinin eski genel baskani aponun heykelini dikecegiz diyor mesela, youtuba sor göstersin sdana. Sadece o degil, bu partideki zihniyet PKK zihniyeti, dinsiz, kürtcü, kurdistanci, özerkci, daha ne olsun. Istisnalar var elbet ama kürtlerden bahsederken sürekli HDP veya kuzey suriyedeki PYD ile es tutmanizdan rahatsiz oluyorum, kürtler degil HDP diyeceksin ozaman kürtcü bir parti degilse.
Dedigim gibi, milletlere verilen isimlerin IRK ile alakasi yoktur, DNA testi yapilsa senin Kürt dedigin Türk, Ermeni, Arap, Pers karisimi bir topluluk oldugu anlasilir, asirlar boyu bunlarin arasinda yasamis, kiz vermis, kiz almis, zaten dilleride öyle, senin “Kürtce” dedigin bu saydigim milletlerin kullandigi dilin bir karisimi.
Tekrar ediyorum, biz Türk milleti derken tüm milletimizi kastediyoruz, Kürtler ise sadece kendi kimliklerini kastediyor.
Kürtler suan gayet rahatlar, ellerini kollarini sallayarak Türkiyeye girip cikabiliyorlar, partileri var, iyi kötü haklarini savunabiliyorlar, eksik tabi ama benden daha fazla hakka sahipler mesela, ben bir Türk olarak “teröristim”, hakkimda yakalama karari oldugunu söyledi konsolosluk. Ama ben yinede vatanima ihanet etmiyorum, silah cekmiyorum cünkü bunu yapan Türk devleti degil, bunu yapan Türk ve Müslüman görünümlü haydut rejim, bunu anlayin, meselesnin Türklerle ilgisi yok, haydutlugun zulmün kavmiyeti olmaz.
Mahmut Hocam Türk-Kürt oyununa alet olacagina bu oyunu oynayan, bu fitneyi körükleyen sabetaycilardan biraz bahsetse fena olmaz.
Sen bu kafada olduktan sonra bu devlet sana az bile yapmis. Madem o kadar vatanina ihanet etmiyorsun, donup yuce turk adaletine teslim olmani tavsiye ederim.
“Merhamet etmeyene, merhamet edilmez!”
ismi TÜRKIYE`de olsa.
Türk diye bir ırkın Türkçe diye bir dilin varlığı tartışmalı.Hele Selçukluların dili bile Farsçadırki ,Türk olarak adlandırılmaları komedidir.Kürtler 4000 yıldır varlığı ve dili kabuledilen bir ırktır
Derin devlet yanlislar yapiyor diye ( ki Hamdullah Öztürk ü dinleyin kimin neye Hizmet ettigini) Pkk, pyd … ve türevleri dogru yapiyor diyemessin. Bana Allah askina sunun cevabini ver. ABD ve Bati niye Kürt devleti pesinde. Bu olusacak devletin sen bagimsiz olacagina inaniyormusun? Kimin uydusu olacak bu devlet? Bölgede özellikle Türkiyenin önünü kesmek icin mi bu var? Erdoganin da bunlara Hizmet ettigi asikar, anlasmis ve yakayi ele vermis zaten. Gazze plani bile önceden hazirlanmis. Amac bölgeyi birdaha ayagi kalamayacak sekilde usak, bagimli ve gücsüz hale getirmek.
Türkcülük (irkcilik manasinda) nasil hastaliksa, Kürtcülükde ayni derece hastaliktir. Amac icteki hainlerle Islamin son karakolu Anadoluyu yikmaktir. Buna Erdoganida dahil, Dem liside, Derin yapisida osuda busuda.
Kürdün hertürlü hakki olsun, hatta ileride güclendigimizde Kürdistan bölgeside olsun. Ama bu bizden cikmali ve tam bagimsiz ve cok güclü oldugumuz zaman.
Eger Dünya bugün 3-4 kat daha gelismemisse bunun sebebi Batidir !!!!! Cünki amaclari hicbirzaman hep birlikte Dünya olarak geliselim olmamistir!!! Ben güclü olayim baskalrini engelleyim bana kuyruk olsunlar, bagimli olsunlar olmustur. Senin dediklerin bunlarin bu amacina hizmet ediyor.
Bana Bati demokratik ülkeleri diye safsataleri anlat ayni.
Bazi kürtlerde bunun bir masasi. Derin yapi, pkk elele. Maksat Bölge milletleri usak olsun, kuyruk olsun, pazar olsun, atbasi olmasin, teknoloji de ilerlemesin, ….
Bu ülke hem usak Erdogandan kurtulacak, hemde ABD ve Batinin hegomonyasindan. Sirf bu ülkede degil, bütün bölge kisa zamanda(15-20 yil icerisnde) insallah.
Destici, “Bir kere şunu ifade etmek istiyorum ki, biz Kürdüyle, Türkmeniyle, Lazıyla, Çerkeziyle, Arnavutuyla, Boşnakıyla bu Anadolu’da yaşayan herkesle birlikte Türk milletiyiz. Bizim milletimizin adı Türk’tür. Ama bu etnik kökenleri yok saymamız anlamına gelmez. Bu ülkede Kürtler de vardır, Boşnaklar da vardır, Arnavutlar da vardır, Çerkesler de vardır, Araplar da vardır. Onun için biz bunu bir zenginlik olarak görüyoruz.” dedi.
Aynen katiliyorum.
Evet aynen ancak bir sorun var. Kürtcede bizim dilimiz, kürt sarkilarda bizim sarkimiz, kürtcede resmi Dil olsun. Kürtcemizide hem Dil olarak gelissin, hemde bütün Türkiyede kullanilan Dil haline gelsin. Okullar olsun Türkce, Kürtce. Türkceyi de ögrensin insanlar, kürtceyide. Kimseye zarari olmaz bunun. Eger cocukluktan bize bu dediklerim normal olarak aktarilsaydi kimse bu gereksiz enerjimizi harcayan konu onyillardir tartisilmazdi. Aha isvicre, Kanada, Belcika ….
Bence bu sirf Kürtlere yapilmis haksizlik degil, Türklerede yapilmis bir haksizliktir! Kürtler Türkce biliyor biz niye Kürtce bilmiyoruz, anlamiyoruz. Bizim insanlar sicak kanli oldugu icin cok Cabuk ögrenilirdi.
Devletin Adida Türkiye olmus Kürdiye olmus, Anadolu devleti olmus … farketmez. Önemli olan birliktelik ve onyillarca bundan yararlanan fesatcilardan ve nemacilardan kurtulmak. Istanbul da, Antalyada Kürdün, Diyarbakir (Amed), Mardin de Türkün.
Bizim ailede Türk-Kürt Gelin ve Damatlar var. Ben bile ögrendim az cok Kürtce.
Almanyada yasayan ve dogan biri olarak bende diyorum Almanlara, eger Alman olmayi bir irk aideti olarak görmüyorsaniz (bu sorun var Almanyada) bende Almanim ve bu hicbir sorun teskil etmiyor. Nasil Hispanic, Siyahi, Asyali ABD li, Kanadali varsa ve kendi kütürünüde yasiyorsa, bende bir Türk, Kürt, Arap olarak Almanim ve hic gocunmam.
Cem Arslan, güzel kardeşim, ciddi politik terapiye ihtiyacın var! Çevrendekilerle tartış biraz!