İsmail Küçükkaya’nın 17 yıl aradan sonra iki siyasi adayın karşı karşıya geldiği canlı yayın öncesi her iki muhatabıyla görüştüğü ortaya çıktı. Küçükkaya, söz konusu görüşmeleri iki partinin temsilcileri istediği için gerçekleştirdiğini açıkladı. Adaylara soruların çerçevesini verdiğini belirten Küçükkaya, Binali Yıldırım ile iki kez görüştüğünü söyledi.
İmamoğlu, geçen hafta NTV’de katıldığı bir programda Binali Yıldırım’ın soruları görüşmek istediğine dair duyumlar aldığını ifade etmişti. Küçükkaya ve Yıldırım ise bu iddiayı yalanlamıştı.
Pazar gecesi yapılan canlı yayının ardından da soruların adaylara önceden verildiği iddia edildi. Benzer şekilde soruların moderatöre dikte edilmiş olabileceği veya soru kısıtlaması getirilmiş olabileceği öne sürüldü. Programın ‘vasat ve sönük’ geçmesi de iddiaları doğrular nitelikteydi.
Habertürk’te dün akşam yayınlanan bir programda gazeteci Nagehan Alçı, İsmail Küçükkaya’nın ortak yayın öncesi Ekrem İmamoğlu ile bir otelde özel görüşme gerçekleştirdiğini iddia etti. Bunun üzerine Küçükkaya, programa bağlanarak konuya açıklık getirdi.
Süreci Mahir Ünal ve Engin Altay götürdü
AKP’li Mahir Ünal ve CHP’li Engin Altay’ın programla ilgili süreci beraber yürüttüğünü ifade eden Küçükkaya, olayın gelişmini şöyle anlattı:
“Uğur Dündar’ın ve diğerlerinin isimleri tartışılmış. Bu nasıl oldu? Beni Engin Altay aradı ve Uğur Dündar’ın reddettiğini belirtti. Ben de iki parti de kabul ederse ortak açıklamayla duyurulursa kabul ederim dedim. 12 saat bekledim ertesi gün dediler ki Erdoğan ve Kılıçdaroğlu’nun onayını aldık. AKP ve CHP’lilerle İstanbul’daki bir otelde oturduk konuştuk.
Bana süreci anlattılar. En başta şunu tartışmışlar. 10 soru AKP 10 soru CHP hazırlayacak gibi… Ben bunu absürd buldum. Kabul görmedi. Bizim 1,5 saatlik görüşmede tartıştık programın süresi ve formatı. Her sorunun kaç dakikada cevaplanacağı vs. 3 dakika sınırlamasını onlar belirledi. Onlar 3 dakika 15 soru dediler. Ben de dedim ki özgün sorular da çıkabilir. Kendi aralarındaki konuşmalar sonunda böyle bir mutabakata varıldı.
Ben soruların çerçevesini verdim
Soruları 100’de yüz ben belirleyeceğim dedim. Sorular bana verilmedi. Teknik şirketle anlaşacağız dediler. Sizden bir isteğimiz var dediler. Her iki adayla görüşmenizi istiyoruz dediler. Bunu bir kaç kere sordum neden istiyorsunuz diye. İki belediye başkanıyla da görüşmenizi istiyoruz dediler. İçerik formatla ilgiliydi. Ben soruların çerçevelerini verdim. Mutlaka 31 Mart’ı sorarım 6 Mayıs’ı sorarım 23 Haziran’a ilişkin soruları sorarım dedim.
Yıldırım tarafından sadece İstanbul konuşulacak denilmişti. Binali Bey’in danışmanlarıyla görüştüm. En yakın danışmanıyla konuştum. Sonra Yıldırım ile telefonda konuştum. Ben Ömer Bey ile olan bu tartışma oldu. Sonra İmamoğlu tarafına döndüm. Fatih Altaylı’nın programında soruları verdiğim iddiaları gündeme getirildi.
Yıldırım’la ikinci telefon görüşmesi yaptım
Fakat İmamoğlu da buna tepki gösterdi. Murat Ongun’u aradım dedim ki Yıldırım’a bilgilendirme yaptım size de yapmam lazım. The Marmara Otel’de 3 danışmanı ve Ekrem İmamoğlu ile konuşmam 2 ya da 3 dakikadır. Ekrem Bey basın toplantısından geldi. Dedim ki ben Yıldırım’la konuştum. Danışmanıyla da konuştum. Yıldırım bana dedi ki hiçbir kısıtlamam yok. Ekrem Bey de bana hiçbir kısıtlama yok dedi.
İmamoğlu ile konuşmam 3 dakikadır. Sesi kısıktı. Ben ona bir tek soru sordum. Birbeklentiniz var mı dedim. Yok dedi. Murat Ongun ilk soruyu kime soracaksın dedi yayın sırasında belli olur dedim. Yıldırım ile ikici telefon görüşmesi daha da yaptım üstelik.”