Neyse ki Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) hükümetin imdadına yetişti. Varsın Türk Lirası, ABD Doları’nın ateşi altında bir ayda yüzde 15 erimiş olsun. TÜİK’ten hayli ümit verici bir haber geldi. Gayrisafi Yurtiçi Hasıla (GSYH) hesaplamalarında revizyona gidiliyormuş.
Yakında neticeler açıklandığında Türkiye’de ikamet edenler bir gecede ne kadar zenginleştiklerini öğrenmenin sevinç ve coşkusu ile bütün dertlerini unutacak. Milyonlarca vatandaş, kendilerine bir gecede 2-3 bin dolar zenginliği hediye eden hükümete şükranlarını arz etmek üzere ellerinde bayraklar meydanlara akın edecek.
TÜİK, sihirli dokunuşundan ötürü muhtemel tenkidlere cevap yetiştirmekle uğraşmayacak. Zira Türkiye’de en ciddi mevzuun bile ömrünün en fazla bir hafta olduğunun bütün istatistiği TÜİK’in arşivlerinde duruyor. İlk günlerde bazı mihraklar homurdansa da OHAL sopası onların da sesini kısacaktır.
HALKI İKNA ETMEYE NE LÜZUM VAR!
Gazeteci ve iktisatçı yazarlar hâlâ doğruculukta ısrar edebilir. O ihtimalin de hazırlığı var. Hükümet medyasında ‘faiz lobisi, üst akıl, 15 Temmuz’un 1 numarası’ başlıkları altında fotoğrafları yayımlandığında hepsi süt dökmüş kediye döner. Dün ‘ak’ dediğine hali hazırda ‘kara’ diyebilecek kadar vicdanını cüzdanına sığdırmış nice kalemşor pusuda bekliyor. İhtiyat birlikleri olarak susturucu darbeyi onlar indirecektir. Dolayısıyla TÜİK’in dâhildeki kamuoyunu ikna etmek gibi bir mecburiyeti bulunmuyor. Ma’şeri vicdanı fazla ciddiye alıyoruz!
TÜİK’e yüklenmenin mânâsı var mı? Vatanperverlik kokan bu hizmetin ne kadar ulvi gayeleri ihtiva ettiğinin idrak edilebilmesi için herkesin bir elif miktarı düşünmesi kâfi gelecektir. Nitekim TÜİK, millî gelir formülünü son çare olarak değiştiriyor.
Sanayide çarkların durması, ihracat ve turizmin tarihin en ağır kriziyle boğuşması, işsizliğin yüzde 11’i aşması gibi acı hakikatleri çuvala sığdırmak için gecesini gündüzüne kattığı hatırdan uzak tutulmamalı. Mesela ‘son altı ayda iş bulma umudunu kaybedenler’ cümlesinde ‘altı’ yerine ‘bir’ ibaresini yazmak işsizliğin yüzde 2-3 daha düşük bilinmesini sağladı. Mamafih bankalar bile binlerce çalışanı sessiz sedasız kapının önüne koyunca TÜİK’in yumuşak dokunuşları da işe yaramadı ve işsizlik 2007’den sonraki en yüksek seviyelere tırmandı.
TULUMBADA SU KALMADI
Şakası bile dehşet verici. Tulumbada su kalmadı. Recep Tayyip Erdoğan’ın bizzat yönettiği “Dolarını bozdur” kampanyasına rağmen bankalardaki döviz mevduatı bir haftada 800 milyon dolar artıyorsa Saray’ın halk nezdindeki sihri tesirini kaybediyor demektir ki gecikmenin telafisi olmaz.
Bundan daha kara gün mü var? Aksaray Hayvan Pazarı’nda ithal inek satan besiciler, oyuncak 1 dolar yakarken TÜİK’e durmak yakışmaz. İktidar nimetlerinden müstefid olurken, Hazine arazilerinden kıyıda köşede kalanların üzerine yeni rant projeleri hazırlanırken, başkanlık koltuğuna ilk defa bu kadar yaklaşmışken ekonominin krize girdiğini ilan etmek gaflet, hatta hıyanet değil de nedir!
Hasılı TÜİK’in bütün makro iktisadî verilerin ‘anası’ millî geliri yükseltecek formül değişlikliğine gitmekten başka çaresi kalmadı. 2008’de benzer bir müdahale fert başına geliri yüzde 35 artırmıştı. Daha önce cari fiyatlarla 576,3 milyar TL olarak açıklanan 2006 yılı gayri safi yurtiçi hasıla 758,3 milyar TL olmuştu. Fert başına millî gelir de 2 bin 20 dolar artmış, 5 bin 480 dolardan, 7 bin 500 dolara çıkmıştı.
Hükümet TÜİK sayesinde gelen bu gece yarısı zenginliğinin ekmeğini senelerce yemişti. Vatandaşın cebine giren para o kadar artmasa da devletin kayıtlarına kim ne cür’etle itiraz edebilir ki!
AKIL HOCALARINI PÜSKÜRTÜRÜZ
Moody’s, Fitch ve S&P gibi yatırımcıların akıl hocaları gece yarısı değişikliğini diline dolarsa “Haddinizi bilin, yoksa Şangay’a gideriz. Bak bu defa son kararımız” nutukları ile bu taarruz da püskürtülür. Yeter ki ekonominin makyajı düzelsin.
Komşumuz Yunanistan’ın üyesi olduğu Avrupa Birliği’ni (AB) resmî istatistiklerle aldattığı ortaya çıktığında neler olduğunu konuşmak da Türkiye’ye fayda getirmez. Yunanistan’ın global yatırımcılar nezdinde kaybettiği itibarı geri alması senelerce sürecektir.
Türkiye için yatırımcıları ikna etme müddetinin kısa sürmeyeceği ne malum! O güne kadar herkes eski güzel günlerin hatırına dişini sıksın. Hem sabrın meyvesi en lezzetli meyve imiş. Bunun için değil formül anayasa bile değiştirilir.
İki gün sonra ilan edilecek 2016 üçüncü çeyrek büyüme anketinde negatif (eksi) büyüme bekleyenler hiç heveslenmesin.
Her moral bozucu gelişmeye TÜİK’in bir hazırlığı vardır. Türkiye çaresiz değildir.
Çare TÜİK’tir.