Ana Sayfa Yazarlar Alper Ender Fırat Kötülüğün iktidarı

Kötülüğün iktidarı

YORUM | ALPER ENDER FIRAT

Kötü kalpli bir senaristten, bir kötülük simülasyonu isteseler utanır bu yaşananları yazamazdı.

Senaryoda bile olamayacak kadar kötülük içinde yaşıyor günümüz Türkiye’si. Dünya çok zalim, çok despot yönetimler gördü. Nice Firavun’lar, Nemrut’lar, Hitler’ler, Stalin’ler geldi geçti. Ama hiçbir yönetim ‘iyileri’ hapsedebilmek için ülkedeki bütün kötüleri, hırsızları, katilleri, mafya babaları ile tetikçilerini salıvermemişti. ‘Muhalif olanları’ değil ‘iyi insanları’… En zalim yönetimler bile adi katilleri, uyuşturucu tüccarlarını hele de sübyancıları cezasını çekmeden özgürlüklerine kavuşturmamıştır.

Kötülüğün muktedirleri daha önce bunlar gibi, aralarında Suriyeli Emani ve çocuklarının katilleri de dahil 93 bin kişiyi serbest bırakmıştı. Son KHK ile 3 bin tecavüzcüyü, uyuşturucu tüccarını daha serbest bıraktılar. 10 bin kişiyi de kapalı cezaevinden açık ceza evine aldılar.

Ne için? Esra Karayeğen gibi, kelebeği ürkütmemek için parmaklarının ucuna basarak yürüyen gencecik evlatları hapse atabilmek için! Anne babasının bakmaya bile kıyamadığı, ülkesine ve insanlığa hayırlı bir evlat olsun diye 23 yıl neyi var neyi yoksa harcadığı bir güzel evladı tutuklayabilsinler diye. Esra gibi on binlerce ‘iyilik meleğini’ derdest edebilsinler diye. Bu çocuklar muhalif değil dikkatinizi çekerim. Bunlar siyasetin ‘s’ harfini bilmezler. Hayatlarında tek bir amaç vardır o da başkasına yardım edebilmek.

Yok! Bunlar bir Cemaate duyulan öfkeyle, kızgınlıkla, kinle açıklanır şeyler değil. Bu AKP’li ya da CHP’li olmakla, herhangi bir yere aidiyet duymakla da alakalı bir şey değil. Bu insanoğlunun ‘iyilerinden’ nefret eden Şeytan’la yapılmış bir akitten başka bir şey değil. İnsanoğlundan intikam arzusuyla yanıp tutuşan Şeytan-ı Racim’in kontrolü ele almasından başka bir şey değil. Bu Âdemoğlu ile Şeytan’ın, iyilikle kötülüğün savaşından başka bir şey değil.

Din kisvesi giyilerek ülkede iyi olan her şeye savaş açılmış durumda. Eskiden dine siyaseten sarılıyorlar, dini kendi iktidarları için kullanıyorlar diye düşünüyordum ama anladım ki iş o kadar basit değil. Daha derin!

Dinden nefret etsinler, imansızlık artsın diye ‘iyilikle savaşlarını’ din urbası giyerek yapıyorlar. Filmdeki en kötü karakteri düşünün. Onun istediği her şeyden nefret edersiniz, kiminle kavga ediyorsa karşı tarafı tutarsınız, işte tam öyle.

Güneydoğu’da dinden bahsederek küçücük çocukları, yaşlı kadınları, sivilleri öldürüyorlar. Dinden bahsederek emeğinden başka bir şey talep etmeyen Nuriye Özmen ve Semih Özakça gibi binlerce insanı gerekçesiz işten atıp aç bırakıyorlar. Cezaevinde ölüme terk ediyorlar. Beyin ameliyatından çıkmış yüksek yargıcı tedavi ettirmeyip ölene kadar hücrede tutuyorlar. İşten atıp aç bıraktıkları insanlara yardıma koşanları tutuklayıp hapse atıyorlar. İşçileri kadrodan çıkarıp taşeronda emeğini sömürüyorlar. Ağaçları kesiyor, ormanları yakıyor, kentleri talan ediyor, hayvanları öldürüyor, insanları ayrıştırıyor, toplumu kamplara bölüyor, ötekileştiriyor, itiyor, horluyor, aşağılıyorlar. Bir ülkenin en parlak beyinlerini hapse tıkayıp, tecavüzcüleri, sübyancıları, katilleri, mafyayı serbest bırakıyorlar. Bunlar neyi temsil ediyorlarsa insanlar bundan iğrensinler diye.

Bu kadar kötülük ancak şeytanın aklına gelebilir ve bu kadar kötülük onunla yapılmış bir akitleşmenin yansıması olabilir ancak. Rahip Barsisa gibi daha büyük kötülük yaparak bir önceki kötülüğü kapatabilecekleini sanıyorlar. Ama her günahla biraz daha batıyorlar.

Olay dini siyasete alet etmenin çok ama çok daha ötesinde…

HENÜZ YORUM YOK