Korku, ümitsizlik, yorgunluk ve gelecek kaygısı…

YORUM | NURULLAH ALBAYRAK

ABD Senatosuna sunulan bir raporda, 2016’daki başkanlık seçimleri öncesinde ve sonrasında Rusya’nın Amerikan kamuoyunu Facebook üzerinden manipüle ettiği açıklandı. Aynı raporda, Rusya’nın propaganda amacıyla Facebook ve Twitter’ın yanı sıra YouTube, Instagram, Tumblr, PayPal ve Google+’yı da kullandığı belirtildi. Bu rapor da gösteriyor ki, silah savaşları yerini etkili propaganda yöntemleri ile yürütülen, tasarlanmış, planlı bilgi savaşlarına bırakmıştır.

Bizler de 17-25 Aralık sonrasında başlayan 15 Temmuz hadisesi sonrasında artarak devam eden bir psikolojik harekatın muhatabı ve mağduruyuz. Her türlü hile, entrika, yalan, iftira, fitne, sinsilik ve sahte delil kullanılarak bir mücadele yürütülmektedir. Bu mücadelenin en önemli amacı da hiç şühe yok ki;  mağdurlarda korku, dehşet, ümitsizlik, gelecek kaygısı, yorgunluk duyguları uyandırılarak, kendi etkisi altına sokmaktır.

Psikolojik mücadelenin birinci adımı, hasmını ve kendini iyi tanımak, ikinci adımı ise, baskı ve ikna yöntemleri kullanılarak karşı tarafta psikolojik çöküntü oluşturmaktır.

15 Temmuz sonrasında yaşadığımız süreç ve bugün geldiğimiz durum itibariyle eğer mağdurlarda korku, ümitsizlik, yorgunluk ve gelecek kaygısı uyandı diyorsak, psikolojik harekatın en önemli neticesine ulaşıldı demektir. Herkes kendisine ve etrafında ki insanlara bakarak bu sorunun cevabını bulabilir.

Muhataplar ne yazık ki kara propagandanın en iğrenç yöntemlerini uygulamaktan geri durmuyor ve mağdurları psikolojik çöküntüye uğratmak için ellerinden geleni ardına koymuyor.

Kara propagandanın malzemesi yalan, iftira, bozgun çıkarıcı her türlü yol, sahte delil olduğu için de  varolmayan her şeyi var gibi göstermekten çekinmiyorlar. Bu yöntemi uygulayanlar hiçbir ahlâkî ve vicdani sorumluluk duygusu taşımadıkları için istenen çıkara hizmet edecek her malzemeyi kullanmaktan da doğal olarak utanmıyorlar.

Kötülemek amacı ile yapılacak propaganda için propagandacı, karşı tarafın olumsuz bir tarafını bulur. Eğer kötü bir yan bulamazsa uydurur. Propagandacı sürekli uydurma konular icat eder ve bunu sürekli gündemde tutarak işlemeye çalışır. Propagandacının bu konuda çok başarılı olduğunu yakından gördüğümüzü söyleyebiliriz.

Kara propagandanın ana amacı yerleşmiş bir inancı yıkmaktır. Halkı inandığı ve güvendiği liderlerden soğutmak, inandığı kişiye ya da değere olan güveni sarsmak ister. Bunu sağlayarak insanları şüpheli, kaygılı, mutsuz ve zihni karışıklık içerisinde tutmak arzusundadır.

Ben akıllıyım, propagandaya kanmam diyenler daha büyük risk altındadır. Her gün TV karşısında yeni haber bekleyen ve arzulayan kitleler, propangandistler için iyi birer avdır. İnsanların çok aleni yalanlara inanması ve gerçekmiş gibi paylaşması da bu bilgiyi doğrulamaktadır.

Psikolojik harekat yapan liderlerin ruhsal yönden sorunlu olması da kaçınılmazdır. Tam olarak bizim yaşadığımız süreç için de, olayları kendi ruhsal durumuna göre yorumlayan liderlerin yaptıkları yapmak istediklerinin neticesidir denilebilir.

Alınganlık içerisindeki yönetici, komşu devletlerde olan olayları kendilerine zarar vereceği kuruntusu ile algılar. Kendisine sunulan istihbarat raporlarını sorgulamak ihtiyacı hissetmez. Sorunların sosyolojik analizini yapmaz. Bazılarının yaptığı bir yanlış hareketi, genelleme yaparak benzer kişilere de yansıtır. “At izi ile it izi”ni karıştırır. Sonrada çıkıp, ‘at izi it izine karışmasın’ uyarısı yapar.  Muhakeme kusuru olduğu için yanlış sonuç çıkarır. Bir berberin hatasıyla bütün berberleri suçlar, hırsızlık yaptı diye bütün berberlere kelepçe takmak gibi tepki gösterir. Tehdit olarak kabul ettiği aynı kültürel kimlikteki veya inanç yapısındaki herkesi potansiyel tehlike olarak görüp düşman kategorisine koyar. İçinde bulunduğu kişilik bozukluğu nedeniyle abartılı tepkiler vereceğinden, karıncaya tüfekle ateş etmeye çekinmez.

Kara propagandaya muhatap olan herkes tehlike ve tehdit altındadır. Bu propagandadan kendimizi ve çevremizdeki insanları korumak için NE YAPILMALI? Yaşanan hukuksuzlukları, haksızlıkları, mağduriyetleri, hataları ANLATMALI, yalanlar, iftiralar ve sahte bilgilerin doğru olmadığını, gerçekleri ortaya koyularak toplum bilgilendirilmeli. Kaynağı belli, açık, gerçek kişiler tarafından ve şeffaf bir şekilde. Sadece doğruların yer aldığı bilgiler anlatılarak kara proagandayla mücadele edilmeli. Hem kendimizi, hem sevdiklerimizi hem de ülkemizin geleceğini yalanlardan kurtarmalıyız. Özellikle, konunun uzmanı ve halk tarafından güvenilirliği olan kişiler tarafından sosyal medya araçları kullanılarak, bilgi paylaşılmalıdır.

Beyaz propagandanın malzemesi haberlerdir. Hasım tarafın hataları ve suistimalleri malzeme olarak kullanılır. Bu malzemenin ne zaman, ne şekilde, nasıl ve hangi ölçüde kullanılacağı planlanmalıdır. Kale ele geçirilirken bir atış yetmez. Binlerce top atışı yapılır, gedik açılır, atışlara devam edilir. Açılan gedik büyütülür ve içeri girilir.

Propagandanın cephanesi söz ve kelimelerdir. Goethe, “En güçlü silah, zamanı gelmiş fikirdir” der. Propaganda yöntemi, gelişi güzel sarf edilen sözler değildir. Üzerinde çok uzun düşünülmüş, zaman ve zemin iyi hesaplanmış, şekil ve ölçüsü doğru belirlenmiş ve hedef kitlesi tayin edilmiş bir faaliyettir.

Aslında herkesin bildiği ancak bilimsel olarak araştırma imkanı bulamadığı bu teorik bilgiler Prof. Dr. Nevzat Tarhan’ın Psikolojik Savaş kitabından alındı. Nevzat hoca şu an iktidarın yaptığı psikolojik savaşın akıl hocalığını yapmaktadır. Bu nedenle verilen bilgiler önemli ve dikkate alınmalıdır.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin