İLKER DOĞAN | HABER YORUM
Kendisini ‘Diyarbakırlı bir iş adamı’ olarak tanıtan Muhammet Yakut’un açıklamaları nihayet muhalefet liderlerinin ‘radarına’ takıldı. İYİ Parti lideri Meral Akşener, dün katıldığı bir programda ismini de vererek konuştu: “Dün akşam tesadüfen, Muhammet Yakut denilen bir arkadaşın ortaya koyduğu iddiaların bulunduğu bir video izledim. Bu iddiaların binde biri doğruysa sokakta gezemez bu arkadaşlar. Bu ülkeyi yönetenler ne olmuş. O videoda ve daha önceki (Sedat Peker’in) videolar(ın)da gördüm ki haramın dibine gidilmiş.”
Öncelikle Muhammet Yakut’un kendisinin iddia ettiği gibi ‘sıradan’ bir iş adamı olmadığı aşikar. Zaten bir kaç video sonra kendisi de işlediği suçları anlatıyor. Gasp, tetikçilik, adam kaçırma, adam yaralama, çek senet tahsilatı gibi bir çok suçtan gözaltına alınmış, hüküm giymiş, cezaevinde yatmış.
Seçime 1 ay kala ‘konuşmaya’ karar vermesinin sebebi de gördüğü hırsızlıklardan, ahlaksızlıklardan rahatsızlık duyması ya da vicdan azabı nedeniyle gerçeklerin ortaya çıkmasını istemesi değil! Bizzat kendisinin açıklamasına göre 5’li çetenin üyelerinden Nihat Özdemir’in kendisinin çekinin yazdırmasına sinirlenmiş. İktidar temsilcileri üzerinden sorununu çözemeyince ‘gördüğü, duyduğu, bizzat şahit olduğu’ hırsızlıkları, ahlaksızlıkları, rüşveti, yalanı ve talanı anlatmaya karar vermiş…
Anlattıklarına bakılırsa yakın temas halinde olduğu iktidar temsilcileri, Nihat Özdemir’le olan sorununu çözseydi bugün anlattıklarının hiç birini anlatmayacaktı… Ancak her ne sebeple ve kimliği her ne olursa olsun Muhamet Yakut gibilerin konuşması, şahit olduğu hırsızlıkları, ahlaksızlıkları anlatması önemli.
Meral Akşener’e göre, Yakut’un açıklamalarının ‘binde biri bile doğru ise adı geçen AKP’liler sokağa çıkamaz.’
Peki Muhammet Yakut neler anlatıyor?
15 Temmuz’un tiyatro hatta piyes olduğunu söylüyor. Bunu bütün AKP’li siyasetçilerin, bakanların ve bürokratların bildiğini anlatıyor. Hulusi Akar’a yükleniyor, ağır ifadeler kullanıyor. “Anlatacaklarımdan sonra Kayseri’de sokağa çıkamaz.” diyor.
Aktif Bank üzerinden tamamı sahte şirketlerle 1,2 milyar Euroluk vurgun yapıldığını anlatıyor. Bilal Erdoğan ve Berat Albayrak’ın satın aldıkları şirketin parasını ödemediklerini söylüyor, belgeleri gösteriyor.
AKP’li bakanların muta nikahlarından bahsediyor. Mevlüt Çavuşoğlu’nun, Ömer Çelik’in, Egemen Bağış’ın muta nikahı ile yaptığı zinaları anlatıyor. Yine AKP’li Nurettin Canikli’yi ‘yala yut Nurettin’ olarak tanımlıyor, gasp edilen şirketlerin içini nasıl boşalttığını anlatacağını söylüyor.
Mevlüt Çavuşoğlu ile birlikte AKP’li bazı bürokrat ve 5’li çeteye mensup iş adamlarının Londra’da aldıkları evlerin adreslerini veriyor. Muhsin Yazıcıoğlu’nu ‘derin devletin’ öldürdüğünü söylüyor.
Eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar ve oğlu AKP’li Tolga Ağar’ın, Azeri işadamı Mübariz Mansimov’un vurulması için kendisine Ruşen Ekşi ile haber gönderdiğini anlatıyor. Mehmet Ağar’ın, Mübariz Mansimov’un sahibi olduğu Yalıkavak Marina’ya çöktüğü ortaya çıkmıştı.
Eski Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in Ankaralı travesti Okşan’la olan ilişkisini anlatırken, “Konuşursam sokağa çıkamazlar.” ifadeseni kullanıyor.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Şaban Yılmaz’ın para karşılığında cezaevlerinde nakil işlerini organize ettiğini, davalara müdahalede bulunduğunu örnek vererek anlatıyor.
Star Medya Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Murat Sancak’ın aracının ise kumar borcu yüzünden kurşunlandığını söylüyor.
‘Hokkabaz’ olarak tanımladığı İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun elinde Erdoğan ve yakınlarıyla ilgili çok belge ve bilgi olduğunu anlatırken, “Senin gibi adamı içişleri bakanı yaptılar! Yazıklar olsun Cumhurbaşkanı! Demek ki Süleyman Soylu senin elinde hakikaten çok belge var. Bilal Erdoğan’ın, Berat’ın, Özge Ulusoylar, yatlar, tekneler…” diyor.
İKTİDAR KANADI, SESSİZLİĞE GÖMÜLDÜ!
Muhammet Yakut’un anlattıkları yenilir yutulur şeyler değil. Anlattıkları herşeyin belgesinin olduğunu söylüyor. Hatta elinde görüntüler bulunduğunu ima ediyor. Bir haftadan fazla bir süredir bu açıklamaları yalanlayan tek bir iktidar yetkilisi çıkmadı. Açıklamaların hedefindeki isimlerin ağını bıçak açmıyor!
Muhammet Yakut, sık sık, “Konuşursam sokağa çıkamazlar.” diyor, ‘herşeyi anlatacağını’ söylüyor. Peki gerçekten öyle mi olur; yani Muhammet Yakut konuşur ve iktidar ve onunla iltisaklı bürokrat ve iş adamlarının bütün hırsızlıklarını, ahlaksızlıklarını ortaya dökerse sokağa çıkamazlar mı?
Ne yazık ki, yanılıyor! Bu milleti henüz tanıyamamış; sindirme kapasitesinin ne olduğunun farkında bile değil…
Bu millet 17/25 Aralık’ta ortalığa saçılan ayakkabı kutularındaki milyon dolarları, para sayma makinelerini, sıfırlama tapelerini bile sindirdi; Aktif Bank üzerinden yapılan 1,2 milyar Euroluk vurgunu mu sindiremeyecek?
Bu millet yıllardır tanıdığı, kapı komşusu onbinlerce insanın hiç bir somut delil olmaksızın ‘terör’den tutuklanmasını, iş adamlarının mallarının gasp edilmesini sindirdi; Mehmet Ağar’ın ‘vur’ emrini, Melih Gökçek’in travesti Okşan aşkını ya da Mevlüt Çavuşoğlu’nun, Ömer Çelik’in, Egemen Bağış’ın muta nikahıyla zina yapmasına mı kızacak, tepki gösterecek?
Bu millet depremde resmi rakamlara göre 50 bin 500, resmi olmayan rakamlara göre 200 binden fazla insanın enkaz altında, bir çoğunun da donarak can vermesini; onlarca insanın sel sularında boğulup ölmesini bile sindirdi; AKP’li bakan ve bürokratların Londra’da ev almasını mı sorgulayacak?
Bu milletin sindirdiklerini yazmaya kalksanız, sayfalar yetmez!
Kaldı ki Sedat Peker konuştu da ne oldu? Muhammet Yakut’un anlattıklarından daha ağır şeyler söyledi. 15 Temmuz’da iktidarın silah dağıttığını anlatmadı mı? İktidarın Suriye’ye silah sevkiyatını ifşa etmedi mi? Mehmet Ağar’ın Yalıkavak Marina’ya nasıl çöktüğünü ilk anlatan o değil mi? Süleyman Soylu’yla ilgili neler neler söyledi… 5’li çeteyi ve SPK’da Saray’a uzanan rüşvet ağını anlattı…
Sonuç; elde var sıfır!
Bu milletin ‘sindirme’ kapasitesini küçümsemeyin…
Umarım ben yanılırım, Muhammet Yakut haklı çıkar ve anlattıkları; anlatacaklarıyla yeri yerinden oynatır…
Son zamanlarda sıradan halkı suçlayan bu tür yazılar yazılmaya başlandı (Bakınız Çağlayan Nisan sayısı, “Zulmün Sessiz Ortakları”). Oysa sıradan vatandaşı suçlamak kolaycılık ve haksızlık. Üstasın dediği gibi halkın % 70’i ehli tahkik değildir, doğruyu yanlıştan ayıramaz, gündemi geçimdir, basit şeylerdir. Her zaman elit kesim, yazar takımı siyasete ve ülkeye yön verir. Türkiye’de malesef bu okur yazar elit kesim ideolojik olarak ve siyaseten keskin bir tarafgirliğe kapılmış durumda. Tarafgirlikleri hem objektif değerlendirme yapmalarına, hem de devletin bireylere karşı yaptığı zulme karşı çıkmalarına engel oluyor. Sözü dönüp dolaşıp halkın basiretsizliğine getirmek bu yüzden çok isabetli değil. Bu ülkenin, kamplara ayrılmış elitlerin ortak değerler altında uzlaşıp yoksulluğa, yolsuzluğa, cahilliğe ve zulme karşı beraber hareket etmelerine ihtiyacı var. Selamlar.
dogru tespit. sözde demokrat cengiz çandar bile hizmete iftira atiyor.