TARIK TOROS | YORUM
Londra havasından bahsediyorum. Geceleri sıcaklık 1 dereceye kadar düşüyor, gündüz 8-10 derece. Önümüzdeki 10 gün içinde durumlar pek parlak değil. iPhone’un hava durumu uygulamasının yalancısıyım. Kış bitti belki ama bahar gelmedi. Bir yönüyle Türkiye için de böyle. Kazma-kürek yakma dönemi.
***
Önce ıstakoz sonra Rolex tartışması, sadece ‘sonradan görme’ durumuyla açıklanamaz. Gerçeklikten kopan AKP tayfasının yüzüne sokağın gündemini vurdu. Tepeden en kılcallara kadar genişleyen bir azgınlığın içindeler. Çalışarak, üreterek, rekabet ederek, hak ederek elde edemeyecekleri bir servete kondular ve bunu sürdürme derdindeler. Uzun yıllardır çay simitle yaşam sürmüyorlar.
***
Seçimi kaybetmişsin, bir AKP’li Monaco Yat Limanı’nda önüne gelen tabağın fotoğrafını çekip Instagram’a koyarken “Reis” yazlık sarayında bayram tatilindeydi. Biri bunu paylaşırken diğeri gizledi. Parti içinden tepkilere bakarsanız anlarsınız, “Yediğin içtiğin senin olsun, ne demeye paylaşıyorsun?”
Eminim, iç genelge ve parti içi grup mesajlarıyla bu tür paylaşımlar yasaklanmıştır. Fakat mızrak çuvala sığmıyor.
***
Türkiye’nin zenginleri, öteden beri bunu göstermemeyi tercih etmiştir. İstisnalar olabilir. Mesela, 20 yıl kadar önceydi, Karacan ailesinden birinin aracının arkasındaki markayı söktürdüğünü ya da fabrikadan bu koşulla sipariş ettiğini hatırlarım.
***
Cumhuriyet tarihi boyunca kimi cumhurbaşkanlarının ya da başbakanların lüks yaşantısı ya da çevresindeki bir avuç grubu ihya ettiği oldu ama kamu kaynaklarının onlarca yıl boyunca sömürüldüğü böylesi bir saltanata tanıklık etmedik.
Mızrak çuvala sığmıyor çünkü kamuoyu, sıradan ilçe belediyelerinin makam odalarındaki sıra dışı dekorasyon örnekleri ile afallıyor. Valiler geri durumu? Her biri adeta Vahdettin Köşkü’nün kabul salonunu kopyalamış.
Bu yoktu. Çünkü hiçbir iktidara böyle palazlanma şansı verilmedi. Her gelen kendi çevresini ihya eder, fazla ileri gidemeden seçimi kaybeder, çekilmek zorunda kalırdı. Yeni gelenler de “devletin malı deniz” anlayışını sürdürürdü.
***
Erdoğan’ın alanı çok daraldı. Ne yapacağını bilmiyor. Çünkü henüz bir çıkış göremiyor. Göremediği için erteliyor. Ankara’da durum bu. Zamana oynuyor.
***
Yüksek enflasyonun, hayat pahalılığının, alım gücünün düşmesinin tek sebebi Saray, bozuk ekonominin sorumlusu orası. Lüks ve şatafat yeni değil, hep oldu. Istakoz ve Rolex’e tepkinin şimdi patlaması, artık millete batmaya başladığı içindir. Bunu göremediler. Bıçak kemiğe dayanmamış, kemiği kesmeye başlamıştır.
***
Hafta sonu organize edilen, “Fahiş fiyata sivil boykot” kampanyası tutmadı. Memnuniyetsizliğe itirazın yolları bellidir. Bir daha o lokantaya gitmezsin. Ya da kapıda mönüsüne bakar, içeri girmezsin. Fırsatçılar her yerde olur, hele böyle ortamlarda. Genel bir boykotla işini düzgün yapanları cezalandıramazsın. Ayrıca, Çankırı’daki bir lahmacunla, Beşiktaş’taki bir lahmacun aynı fiyata satılmaz, satılamaz. İşletme maliyeti, dükkanın cadde üstü ve sokak içinde olmasına göre bile değişir.
Fiyatlar Ankara’dan belirlenemez ve hukuka dönmeden bunlar çözülmez. Mevcut idarenin hukuka döneceği de yoktur. Kış bitti ama bahar gelmedi. Bunu, ‘işler iyiye gitmeden daha da kötüye gidecek’ biçiminde de okuyabilirsiniz.